Verme dünyaları alsanda bu cennet vatanı...
Aden KIRAN kalemiyle...
Görevimiz bitmişti. Sözde velinin nefesini ben kesecektim ama yüzbaşı kendisi yakaladı ve sorguda sen ilgilenirsin bende izlerim diyerek aklı sıra gönlümü almıştı
Bana hiç kimse böyle sahip çıkmamıştı yağğ
Görevimi bitirdikten sonra aklıma Gülay gelmişti. Hemen kulaklıktan gülaya seslendim.
"kaktüs cevap ver!" diye bağırdım sert sesimle
Cevap geldi ama gelmez olsaydı keşke "esirim!" ve başka sesler.
Allah kahretsin!
Ekip toplanırken herkes duymuştu dediğini bizim işimiz yarım saatir bitmişti ve gülayı bekliyorduk o sırada da simsiyah olan kıyafetlerimizi giymiştik
Sedef konuşan ilk kişi oldu "komutanım-"sözünü kesen ışıktı ve kahretsin ki gösterdiği yön ayaklarımı yerden kesmişti.
" geldiler"
Eslem hemen gülayın yanına koştu "gülaay!" sadece ışık ve ben yerimizden kıpırdamamıştık ve ışık benim suratıma bakıyordu.
Ona döndüm. Gözlerim dolmuştu ışık çaresizce baktı bana.
Geldiğimizde süt teni ile giydiği beyaz elbise kanlıydı şimdi. Beyaz kalan tek tük yeri vardı. Kolları cansızca iki yandan düşmüştü balık sırtı yaptığı saçı çözülmeyecek başlamıştı. Sol yanağında kanlar vardı. Onu mert taşıyordu ve onunda yanağında kan vardı.
Gözlerim dolmuştu ama ağlamamıştım. Yüzbaşı ve üsteğmen parsda bize bakıyordu. Yalnız olsak salya sümük ağlardım ama önceliğim vardı.
Hemen arabanın içine girip kapıyı kapattık. Gülayı uzatınca yüzbaşı ile bana yer kalmamıştı. "siz acele edin biz motorla geliriz" dedim. Sesim titrememişti ama boğuk çıkmıştı. Sert konuşamamıştım.
Hani biz Timin lideri olursak hiç bir şey olmazdı onlara. Albaya söz vermiştik...
Ailesine ne diyeceğiz Adiş? Korkuyorum.
Araba gidince yüzbaşıya döndüm. Elini koluma koyarak eğildi. "merak etme o iyi olacaktır" dedi şefkatli bir sesle.
Hey o elini ordan çekmeli yalnız. Görev diye bir kenara attık da yeter yani
İki adım geriledim kafamı yukarı diktim. Sesimi kalınlaştırdım "olmak zorunda." dedim.
Aniden aramıza ördüğüm kalın duvara o da şaşırmıştı ama tepki vermedi. "gidelim" dedim elimi göstererek. Motorun önüne bindiğimde bana tip tip baktı.
(silahlarımız yok sadece mini silahlar var ayağımıza bağlı)
"arkana mı bineceğim?" dedi şaşırırcasına
Anlamayarak "evet?" dedim.
Sonrasında çapkınca güldüğünü taktığı maskeden çok gözünün kısılmasından anladım. "yani genelde bana sarılmak için kırk takla atılır da sorun yok sana da sarılırız" dedi.
NEEEYYYYĞĞĞ??
Kaşlarımı çattım "o ne demek öyle?!" sonra yapmak istediği şeyi anladım.
Ağlama isteğimi durdurmuştu. Boğazımdaki ağrı gitmişti.
SAÇMALAMA ENGİİİİNN YAAAAAAĞĞĞ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Uğruna Her Şey
Acción"anne benim babam kim?" dedi çocuk merakla annesine. Annesi ne kadar atlattım dese de atlatamamıştı o günü. Derin bir iç çekti ve "senin bir baban yok kızım. Zamanı gelince anlayacaksın." dedi ve kalktı oturduğu yerinden çıktı balkonuna ve her zaman...