Sabah çalan alarmın sesiyle açtı Leyla Yaman, gözünü. Saat henüz sabah 5.08. Dört defa ertelediği alarmı bu sefer daha bir ısrarlı, daha bir sinir bozucu çalıyordu.
Ne olurdu ki biraz daha uyuyabilseydi? Okulu bu kadar erkene almak şart mıydı ki, Leyla'ya göre okul; 12'de de başlasa, 8'de de başlasa aynıydı.
Alarmı kapatıp yatakta oturdu. 13 yıllık eğitim hayatı boyunca, hazırlık okumak hayatında verdiği en yanlış karardı, her seferinde sabah uyanırken okulun ne kadar gereksiz olduğunu düşünüp durmuştu.
Yine de, okulu bırakıp hayatını ziyan etmek istemiyor dolayısıyla okuluna devam ediyordu.
Şeklini, lekelerini ve çizgilerini ve ezberlediği duvardan gözlerini ayırıp zorlukla yataktan kalktı. Üstünü değiştirmeden önce banyoya gitti.
Hızlıca duş aldı, dişini fırçaladı kendiyle banyoya getirdiği ona göre çok çirkin olan formasını giydi.
Aynadan kendine baktı uzun uzun... Hızlı bir makyaj yaptı. Uykusuzluktan moraran gözaltlarını kapatmak zor olmuştu ama başarmıştı. Sigaradan moraran dudaklarına pembe bir ruj sürdü.
Bir süre daha kendine aynadan baktı. Kumral, çok kısa olmayan ama uzun da sayılmayacak saçlarını at kuyruğu yaptı. İki gözü farklı renklerdeydi, biri açık maviyken diğeri koyu yeşildi. Açık mavi olan gözüne koyu yeşil ve numaralı lensini taktı. İki gözü de aynı renk gibi duruyordu ve aynı şekilde görüyordu. Hazırdı.
Telefonundan bir şarkı açtı, bir yandan eşlik ederek bir yandan dans ederek mutfağa ilerledi. Babası için yumurta kırdı ve kendine bir tabak mısır gevreği aldı.
Şarkının ve Leyla'nın mutfakta çıkarttığı seslerden uyanan Yusuf Yaman da elini yüzünü yıkayarak mutfağa, kızının yanına geldi.
"Günaydın babam!" Leyla'nın neşeli sesi Yusuf'u gülümsetti.
"Günaydın Leyla." Dedi gülümseyerek. Leyla'nın önüne koyduğu yumurtayı afiyetle yerken Leyla'ya baktı ve iç çekti.
"Bir deri bir kemik kalmışsın zaten Leyla. Artık biraz da yemek yesen?" Dedi, yemek kelimesini baskın bir şekilde söylemişti. Bu gençlerin diyet anlayışını her zaman saçma bulmuştu.
"Ama baba, sabahları canım zaten hiç bir şey çekmiyor biliyorsun." bir kaşık daha mısır gevreğini yedi ve devam etti. "Hem zaten, artık bu beslenme tarzına alıştım değiştirmeye gerek yok."
"Sen bilirsin tabi ama içime sinmiyor kızım be." Dedi Yusuf sıkıntılı bir şekilde.
Leyla'nın annesi, Canan, Leyla henüz sekiz yaşındayken bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Ayrıca, aynı kazada sol gözü de hasar almıştı.
Leyla'nın babası, yazılım mühendisiydi. Henüz otuz sekiz yaşında olan Yusuf kızını elinden geldiğince mutlu yetiştirmeye çalışmıştı. Leyla'nın yaptığı her şeyi, en kötü kararlar dahil, desteklemişti. Çoğu kişi bu yaptığının yanlış olduğunu söylese de, Yusuf bu konuda kendi bildiğini yapmaktan geri durmayacaktı.
Leyla'ya on yaşından beridir kodlama dersleri veriyordu dolayısıyla Leyla bu konuda kendini epeyce geliştirmişti. Kendi programlarını yaratmaya on beş yaşında başlamıştı ve kendini her zaman geliştirmişti.
Hatta, kendini o kadar geliştirmişti ki... Bir şekilde paraya dönüştürmeye başlamıştı ama şimdilik bunu nasıl yaptığı Leyla'nın ufak sırrı olarak kalsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asım Katil
RomanceCanı sıkıldığı için internette bulduğu rastgele sitelerden birinde mahkumlarla konuşabildiğini öğrenen Leyla Yaman yaşına en yakın mahkuma mektup yazar. Kadir Asım'ın takıntılı bir katil olduğunu bilemezdi... Peki Kadir, yıllardır şikayet etmeden ka...