"Seni özleyeceğiz Nikolai." dedi Atsushi üzgün bir şekilde. Eli koptuğu için Nikolai'nin savaşamayacağına karar verilmiş, bu yüzden de eşyalarını topladıktan sonra evine dönmesine karar verilmişti.
"Ben de sizi özleyeceğim." derken gülümsüyordu Nikolai. Ama gözlerinde kimsenin fark etmediği bir karanlık vardı. Diğerleriyle de vedalaştı ve arabanın onu alacağı yere kadar yürümek için yola çıktı.
Atsushi o gözden kaybolasıya kadar Nikolai'nin arkasından baktı. Onun gitmesine bir yandan sevinirken onu ne kadar özleyeceğini de düşünüyordu. Onun gidişine o kadar çok odaklanmıştı ki, ona seslenen Ryuunosuke'yi çok sonradan fark etmişti.
"Üzülüyor musun?" diye sordu Ryuunosuke. Atsushi duraksadı, vereceği cevap yüzünden ona kızacaklar mıydı..? Ryuunosuke onun bu endişesini fark etmiş gibi iç çekti.
"Efendim..."
"Merak etme, her şeyden bağımsız bir soru. Kişisel merakım yüzünden sordum, cevap vermesen de olur." dedi ve tam gitmek için bir adım atacağı sırada Atsushi konuşmuştu.
"Gitmesine üzülmemin iki sebebi var. Birincisi, gerçekten harika bir savaşçıydı gözümde. Ondan görüp öğrendiğim çok şey var. İkincisi ise tamamen kişisel. Onu ailemden biri saymıştım, o yüzden gitmesine üzüldüm. Sanırım biraz yalnız hissettiriyor." dedi gülümserken. Söylediklerini saçma bulmuş olmalıydı.
"Seni anlıyorum, Nikolai iyi bir arkadaştı ve onu giderken görmek gerçekten üzücü." Atsushi ufak bir şok yaşadıktan sonra başını hak verir gibi salladı.
"Ama belki de bu onun için daha iyidir?"
"Kim bilir, belki de öyledir." diye yanıtladı Akutagawa ve gitmek için yavaşça yürümeye başladı. Birkaç adım sonra durdu ve omzunun üstünden Atsushi'ye baktı.
"Onu ailenden biri olarak saydığını söylemiştin, böyle hissettiğin başkaları var mı?"
"Ha? Evet, tabii ki var! Neredeyse herkes benim ailem gibi!" dedi Atsushi heyecanla. Akutagawa duraksadı, ama sanki duymak istediği bir şeyi duymuş gibi gülümsedi.
"Anladım, görüşürüz Atsushi." Atsushi şaşırdı ama fazla üstüne gitmedi.
"Görüşürüz Efendim." Akutagawa tekrardan önüne döndü ve yürümeye devam etti. Aklından geçen şeyle elinde olmadan gülümserken kendini toparlaması gerektiği hatırlatıyordu kendisine.
"Bu sözler beni de ailen olarak gördüğünü mü ifade ediyor Atsushi?"
*****
Ertesi gün bir görevli elindeki kağıtla arabadan indi, Ryuunosuke ve Osamu'yu bulup onlarla ve diğer askerle konuşulması gereken önemli bir şey olduğunu söyledi.
"Sorun ne Akemi? Fazla gergin görünüyorsun." dedi Ryuunosuke, sakin gözükse de endişeliydi. Akemi adındaki görevli iç çekti. Herkesin dikkati onun üstündeydi.
Akemi yetkililerin yanında çalışan, ama Ryuunosuke ile iyi arkadaş olduğu için ona bazı haberler ulaştırmaya çalışan birisiydi. Söyleyeceği şeyler önemliydi.
"Sorun büyük Akutagawa. Nikolai Gogol..." Duraksamasıyla etrafta bir ölüm sessizliği oldu. Akemi derin bir nefes aldı ve devam etti. "İntihar etmiş. Bu sabah onu binanın önünde, tam da Fyodor'un idam edildiği yerde bulduk."
Atsushi duyduklarını anlamıyor gibiydi. İntihar? Nikolai? Ama böyle olmamalıydı! Tarihte bu durum tamamen farklıydı! Nikolai emekli olduktan sonra evine gitmeliydi, ayrıca ölüm sebebi hastalık olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığında Doğan
FanfictionAtsushi Üniversitede Tarih okuyan bir öğrenciydi. Geçmişteki savaşlarla fazlasıyla ilgilenmiş, neredeyse tüm asker ve yöneticileri ezberlemişti. Ama bunların içinde en çok dikkatini çeken Ryuunosuke Akutagawa adındaki bir komutandı. Gaddar bir komut...