3

119 15 10
                                    

Mutfağa girdim, sadece seokyun vardı ve sebze yıkıyordu, masadaki sepetten bir elma aldım.

"Yun"

Bana dönerek güldü.

"Yoongi, bir isteğin mi var?"

"Soru sorucaktım"

Elmadan bir ısırık aldığımda kafasını salladı.

"Sor bakalım"

Masaya oturdum.

"Bu hoseok, onu hiç görmedim, hiç konuşmuyorsunuz bile"

"Hoseok, çok tatlı biridir, okulu bitene kadar Amerika da okuyacak, aslında leo onu başa geçirmeyi planlıyor ama o çok narindir, eve geldiğinde silah sesi duymazsın, dur fotoğrafı var, aslında biraz benziyoruz bile denilebilir"

Telefonu karıştırdı ve uzattı, alarak baktım, şaşkınca seokyun'a döndüm.

"E bu sana benziyor, burun, gözler, dudaklar, ikizin mi bu?"

Seokyun gülerek işine döndü.

"Eh işte benziyoruz"

Fotoğrafı incelediğimde kızıl saçlı, badem gözlü, dolgun kalp dudaklu, uzun çene hattlı ve esmer tenli çok güzel bir çocuk vardı.

"Başka fotoğraf var mı?"

"Evet, bakabilirsin"

Fotoğrafları yana kaydırmaya başladığımda hepsinin fotoğrafları vardı ve tanımadığım iki kişi daha vardı.

Suga ile de çekilmiş bir sürü fotoğrafı vardı ve çok eğleniyor gibi görünüyorlardı.

Bende tanışmak istiyordum bu çocuk ile.

"Ne zaman gelir buraya?"

"Yarın uçağa binecek, tatillerde hep burada olur"

"Hm kim alıcak?"

"Genelde suga ve ben alırız ama bu sefer namjoon ve jungkook alıcak"

Kafamı salladım, tek başına olan fotoğrafları da vardı ve k-kız kıyafeti mi?

"Kız kıyafeti mi giyiyor?"

Şaşkınca seokyun'a baktığımda kafasını salladı.

"Evet, zamanın çoğunda ama leo bilmiyor, sakın söyleme, o daha açıklamaya hazır değil"

"Annesi? Yok mu?"

"Annesi var ama sürekli seyahat ettiği için yalnız yaşıyor"

"Anladım"

Tekrar fotoğrafa baktığımda aslında.. Aslında çok yakışmıştı, güzel duruyordu.

Fotoğraflar bitince telefonu kenarı koydum, yemeyi unuttuğum elmayı aldım.

"Herkes biliyor yani? Kıyafeti"

"Evet, bizden bir şey saklamaz, o bizim de küçük çocuğumuz, senin gibi"

Yüzümü buruşturduğumda güldü, yanına giderek sarıldım.

"Pizza yapsana"

Saçlarımı öperek oda sarıldı.

"Yaparım tabi"

Suga içeri girince dolaba yöneldi.

"Minik, sevgilimden uzak dur"

"Yoo o benim annem"

Güldüklerinde bende güldüm, dolaptan meyve suyu çıkartarak bardak aldı.

Geri çekilerek onu bekledim, bana döndü.

"Namjoon seni arıyordu"

"Neden?"

"Bilmiyorum, git bir bak"

"Tamaam"

Mutfaktan çıktım, bahçeye çıktığımda ileride oturuyordu, yanına gittim.

"Beni mi çağır dın?"

Bana dönerek güldü.

"Evet, şu sınavın ne zaman dı? Online olucak değil mi?"

"Evet, bir hafta sonra başlayacak, neden?"

"Öğretmen arkadaşım var,profesör yani, ona bilgilerini göndericem"

"Haa,teşekkür ederim hyung"

Güldüğünde bende güldüm, benim ile ilgilenmelerini çok seviyordum ve onları cidden ailem gibi görüyordum, gerçek ailem.

sope: moon light Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin