19

70 5 9
                                    

Tercikkerimizi yapmamızın üstünden bir hafta geçtimişti ki şimdi ise mailleri kontrol ediyordum.

İstediğim üniversiteden kabul maili geldiğinde heyecan ile hoseok'un mail hesabını açtım, aynı mektup geldiğinde telefonu kapatarak heyecan ile yukarı çıktım.

Odaya girdiğimde banyodan çıkmıştı ve boxeri üstündeydi, korkarak bana döndüğünde yanına gidip dudaklarını öptüm.

"Kabul edilmişiz"

"Ne?"

"İstediğimiz üniversite bizi kabul etmiş"

"Ciddimisin?"

Telefonu açarak ona gösterdiğimde gülerek sarıldı, kollarımı beline sarıp omuzunu öptüm, gülerek geri çekilip dudaklarımı öptüğünde belindeki kollarımı sıklaştırdım.

Kapı açıldığında hoseok'u yana çevirip bedenini arkama alıp kapıya baktım, jimin hyung kafasını onaylamaz şekilde salladı.

"Ayıp ayıp, biz evdey ken, neyse gelin de yemek yiyin"

Kafa salladığımda çıktı, hoseok omuzumu sıktı.

"Bunlar da alıştılar kapıyı aniden açmaya"

Kafamı sallayarak boynuna inip öptüm.

"Haklısın bebeğim"

Suslu öpücüklerimi boynuna bırakırken eli saçlarıma çıktı ve oynadı.

"Hadi yemeğe inelim"

"Yemekteyim zaten"

Köprücük kemiğinde dilimi gezdirdiğimde derin bir nefes aldı.

"Ama acıktım aşkım"

Geri çekilerek yanda duran t-shirt'ü aldım, güldüğünde giydirdim, altınıda alarak giydirdiğimde boynuma sarılarak yanağımı öptü.

"Teşekkür ederim"

"Ne için?"

Kucağıma alarak odadan çıktığımda kıkırdadı.

"Beni giydirdiğin için"

"Hmm teşekkür ünü öpücük ile de iletebilirdin"

Dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı, gülerek anlını öptüm, mutfağa girip onu masaya oturttum ve yanına oturdum, seokyun suga'nın omuzuna dokunarak güldüğünde diğerleri de gülmemek için kendini sıkıyordu.

Göz devirip hoseok'un tabağını doldururken konuştum.

"Rahatça gülebilirsiniz, alıştık"

Bu dediğime sesli şekilde güldüklerinde hoseok da gülerek kafasını salladı, şakağını öptüm ve kendi tabağımı doldurdum, jungkook konuşunca onu dinledik.

"Ayh ilk zamanlarda kedi köpekti niz, nasıl böyle oldunuz ya"

Omuz silktim.

"İlk gördüğümde zaten aşık olucağımı biliyordum, fazla süpriz olmadı yani"

Hepsi oo diyerek bana baktığında hoseok da kafasını salladı, tavuk uzattığımda aldı, şişmiş yanağını sıktığımda mızırdandı.

Diğerleri yeniden güldüğünde hoseok elimi tutarak okşayıp güldü, tanrım cidden bu çocuk için ölebilirdim.

Ona, gözlerine bakınca  içim gidiyordu, kalbim kendini kaybediyor ellerim titriyordu, ben yine ona dalmışken jin konuştu.

"Ee bu yine daldı"

Taehyung koluma vurduğında kafam düştü, hoseok'un eli olmasaydı tabağa yüzüm girecekti, hoseok'un elini tutarak sinir ile taehyung'a döndüğümde güldü, göz devirip önüme döndüğümde namjoon konuştu.

"Mail gelmiş"

"Evet, okul başvurularımızı kabul etmiş"

"Güzel, yeni tablet ve bilgisayar almalıyız"

Omuz silktiğimde onlar konuşmaya devam etti, hoseok elini bacağıma koyduğunda ona döndüm, kafasını omuzuma yasladığında saçlarını öptüm, eli yukarılara çıkınca tuttum, kaşlarını çatarak bana baktığında anlını öptüm.

Jungkook bize döndü.

"Elleşmeyim bakayım, sizin için konuşuyoruz burada"

"Dinliyoruz sizi"

Kafasını salladığında jin bize döndü.

"Etkinliklere katılın, yok bir birimize zaman ayıralım,yok gezeriz, kulaklarınızdan tavana asarım sizi"

Kafamızı hızlıca salladığımızda güldü.

"Aferin, şimdi gidin ne bok yiyosanız yiyin"

Kalkarak hızla mutfaktan çıktığımızda diğerlerinin gülme sesini duyduk ve odamıza kaçtık.

Hoseok'un beline sarıldığımda kollarını boynumda birleştirdi, gülerek yatağa uzandırdım ve onu soymaya başladım, elbette önce kapıyı kilitledim, sevişmenin ortasında basılmak istemiyordum.

sope: moon light Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin