Yeni bölüm zamanıııı!
Nasılsınız?
Jeongin kapıya ilerleyerek diafondan kimin geldiğini kontrol etti. Jisung'u görünce, daha doğrusu halini görünce içi burkulmuştu. Kalbinin sıkıştığını hissetti. Diafonun düğmesine basarak
"Kime bakmıştınız?" dedi. Sesini hafifçe değiştirerek. Jisung ise sevdiğinin sesini her haliyle tanırdı.
"Jeongin'im sen olduğunu biliyorum. Lütfen konuşalım" derken gözünden yaşlar düşüyordu.
"Git buradan Jisung"
"Hayır, hayır gitmeyeceğim. Sen benimle konuşana kadar gitmeyeceğim" dedi gözyaşları arasında. Jisung halini gördükçe kalbinin daha da sıkıştığını hissediyordu. Eli kalbine gitti. Jeongin'in de göz yaşları firar etmeye başlamıştı.
"Jisung git, lütfen"
"Gidemem, konuşalım lütfen" dedi ağlayarak
"Tamam konuşacağız ama şimdi değil. Yarın buluşup konuşalım lütfen" Jisung hızla kafasını salladı.
"Tamam, tamam senden haber bekleyeceğim" diyerek dikilmeye devam etti.
"Şimdi git lütfen" dedi Jeongin
"Seni seviyorum Jeongin" diyerek arkasını dönerek gitti. Jeongin hızla kendini balkona attı. Tahtaların arkasından görüyordu Jisung'u. Derin nefesler alıp vermeye başladı. Bir yandan da sıkışan kalbini sıkıyordu.
"Sakinleş Jeongin, sakinleş" diyerek kendini telkin etmeye çalıştı. Jisung Jeongin'i hissetmiş gibi karşı yoldan balkonu izlemeye başladı. Göz göze geldiler. İkisinin de gözünden yaş düştü. Jeongin geri çekilerek cama dayanıp yere çöktü. Jisung bir süre balkonu izlemişti. Jeongin eve girerek lavaboya ilerledi. Jisung kapının hareketini gördükten sonra uzaklaştı oradan. Jeongin elini yüzünü yıkayarak kendine gelmeye çalıştı. İçeriye geri döndü. Kızının sesini duymasıyla yanına ilerledi. Kızıyla ilgilendikten sonra odasına ilerledi. Oğlunun yanına ilerleyerek yatağa uzandı. Daeyeol'a sıkıca sarılarak gözlerini kapadı.
Alarmın sesini duymasıyla gözlerini araladı. Banyoya giderek işlerini halletti. Üzerini değiştirdi. Kahvaltıyı hazırlamaya başladı. Bir süre sonra kahvaltıyı hazırlamıştı. Oğlunun yanına ilerledi. Yanağından öperek
"Daeyeol-ah. Bebeğim. Uyan hadi" diyerek saçlarını okşadı. Daeyeol mızırdandı.
"Minik prensim. Hadi uyan bakalım. Kahvaltı zamanııı" diyerek yanaklarından öptü. Daeyeol gözlerini açarak babasına baktı.
"Günaydın babacım" dedi gülümseyerek. Jeongin'de gülümseyerek
"Günaydın meleğim. Hadi kalk elini yüzünü yıka bakalım" dedi. Daeyeol yattığı yerden doğrularak babasının yanağına öpücük kondurup odadan çıktı. Jeongin kızını kontrol etmeye gittiğinde İnsung çoktan uyanmıştı. İnsung'u kucağına alarak mutfağa ilerledi. Bir kaç dakika sonra Daeyeol da gelerek oturmuştu. Kahvaltı faslı bitmişti. Daeyeol hazırlamış, ardından İnsung'u da hazırlamıştı. Hep birlikte evden çıkarak okula doğru ilerlemeye başladılar. On dakika sonra okula gelmişlerdi. Daeyeol, babası ve kardeşi ile vedalaştı. Jeongin eve geri döndü. Uyuyan kızını yatırdı. Her zaman ki günlük rutini gerçekleştirmeye başladı. Çayını içtikten sonra evi temizledi. Uyunan kızıyla ilgilendi. Saat çoktan öğleyi geçmişti. Telefonunu eline alarak Jisung'u aradı. Yarım saat sonra anaokulunun yanındaki parkta buluşmayı istedi. Kabul etmişti Jisung. Jeongin kızını güzelce giydirdi. Ardından ise kendi giyindi. Kızını da alarak evden çıktı. Bebek arabasını sürmeye başladı. Parka geldi. Beklemeye başladı. Beklerken İnsung'un beşiğinin üstünü açtı. Bir kaç dakika ardından Jisung gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Dert Etmeler / Jeonsung (Kısa hikaye)
Fanfic"Konuşacak bir şey yok. Seni sonsuza kadar beklerdim. Senin için canımı da verirdim. Ama Han Jisung ben neredeyse bir yıl seni bekledim. Bir şey olur da başka haberin gelir diye her an diken üstündeydim. Daeyeol'a sürekli yalan söyledim. Senin yüzün...