6

489 61 69
                                    

"Yeosang sen odadan dışarı çıkmayacaksın, tamam mı? Kameralardan izleyebilirsin zaten. Hem çok ses duymamış olursun hem de kaybolmazsın."  

Yeosang Mingi'yi onaylayıp üzerindeki ceketi boş koltuklardan birine koydu. Birkaç saat önce  yola çıkıp Seul'e gelmiştiler. Yeni bir pistin yarışına katılacaktılar hep beraber. Yeosang böyle şeyleri sevmediğinden hazırlanmak için onlara verilen odada kalmayı sorun etmemişti.

Bir dağın başında yapılmıştı bu yarış alanı. Yeosang pistteki kameralardan pisti inceliyordu. Toprak bir güzergahtı ve dağda olduğu için normalden daha engebeliydi.
Pek bir şey bilmezdi yarışlar hakkında ama gördüğü güzergahın normalden daha da uzun bir pist olduğuna emindi.

"Her zaman yeni pistlerin hissesini veriyorlar mı?"

Mingi eldivenlerini takarken Yeosang'ın sorusunu cevapladı: "Hayır. İlk defa böyle bir şey oluyor, biz de fırsatı kaçırmayalım dedik."
San içeriye girip piste çıkmaları gerektiğini söylediğinde üç arkadaş da önce maskelerini taktı. Normal maskelerden daha da inceydi kullandıkları çünkü kask zaten yeterince nefessiz bırakıyordu.

Kasklarına rağmen maske takmaları garipti  ama elbette bir nedeni vardı.

Yeosang arkadaşlarına başarılar diledikten sonra onların gidişini izledi. Hem garaj hem oda şeklinde olan yerde tek başına kalmıştı şimdi.
Eski yerine geçip kamera görüntülerinin yansıdığı televizyona baktı. Parçalı ekranda pistteki tüm kameraların görüntüsü vardı.
Arkasına yaslandı, bir kaza olmadan arkadaşlarının geri gelmesini istiyordu.

—-

"Mingi, şu her yarışa katılan üçlü söylenene göre diğer yarışçıları tehdit etmiş. Bazılarını da rüşvetle ikna edip yarıştan çekilmelerine neden olmuşlar."

Üç arkadaş motorlarını başlangıç çizgisine getirmiş diğerlerinin gelmesini beklerken kendi aralarında konuşuyordu. Hongjoong sırayla hepsinin frenlerini kontrol ederken duyduklarını anlatıyordu. Etraftaki kalabalığın arasından öğrenmişti bunları.

"Rakipleri eleyip daha kolay kazanacaklarını düşünüyorlar anlaşılan." San omuz silkerken konuştu. Asıl rakipleri başlangıç çizgisindeyken diğerlerini saf dışı bırakmaları hiçbir işe yaramayacaktı. Bundan haberleri yoktu tabii.

"Ne yaptıkları önemli değil. 6 kişi veya 100 kişi bile olsa bu üçlünün dışında birinin kazanamayacağını biliyoruz sonuçta."

Mingi rahatça konuşurken piste motorlarıyla gelen diğer iki kişiyi görmüştü. Kasklarını henüz takmamıştılar, Hongjoong içlerinden birini tanımış kaşlarını çatarak izlemeye başlamıştı bile, bir yandan da saçlarını hırkasının şapkasıyla kapamıştı.

Motorları yerleştirdikten sonra ikisi birlikte yanlarına geldi. Uzun boylu olan elini Mingi'ye uzatmıştı. Yüzünde maske olmasını garipsemişti.

"Güzel bir yarış olsun." Dedi uzun boylu çocuk. Mingi sırıtarak ona doğru uzatılmış ele cebinden çıkardığı küçük bir bayrağı vermişti.

Beyaz bayrak.

"Sizin için de güzel bir kaybediş olsun." Uzun boylu çocuk sinir bozuntusuyla güldü, eline tutuşturulan bayrağı yere attı. "Buna sizin ihtiyacınız olacak gibiydi oysa." Dedi Mingi.

Uzun boylunun sinirli ifadesine karşılık Mingi çok sakindi. Umursayacak kadar değerli bile görmüyordu karşısındaki kişiyi.

Duyulan düdük sesiyle neredeyse kavga çıkaracak ikili birbirlerinden uzaklaşıp kendi motorlarına bindi.
Mingi'nin kırmızı, siyah ve gümüş renk parçalardan oluşan motoruna karşılık rakibi ve biraz önce kısmen düşman olduğu Jeong Yunho'nun motoru tamamen siyahtı.

fuckboys vs nerds ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin