İyi okumalar dilerim ^^
~~~
Saat 02:20 sularındaydı. Gecenin bir vakti arabasının arka koltuğunda oturmuş, dışarıyı seyrediyordu Ressam. Bir elini çenesinin altına destek olarak koymuş, camdan akıp giden yağmur taneleriyle bakışıyordu. Kendi kendine düşünüyordu. Onu ilk gördüğü anı, sesini ilk duyduğu anları düşünüyordu. Camdan akıp giden yağmur tanelerine bakarak tüm hayatını gözden geçiriyordu bir nevi.
Kimseye bahsetmediği tek sırrıydı o. Kimsenin sahip olamayacağı bir sır.
Derin bir iç çekip yorgun bakışlarını dışarıdan çekti. Aracın navigasyonuna bakıp ne kadar yol kaldığını gördükten sonra kısa bir süre ne yapabileceğini düşündü. En sonunda aklına bir fikir gelince yanında duran siyah çantasına uzandı. Satchel çantasının içinden kalemliğini ve siyah bir ajandayı çıkararak yazmaya başladı.
Sevgili Rüyalarımda ki Genç;
Şuan gecenin bir yarısı. Saat kaç bende bilmiyorum. Dışarıdaki ayın güzelliğini izlerken aklıma yine sen geldin. Gerçi sen hep aklımdaydın benim. Seni düşünmekten uyuyamayıp neden böyle bir mektup yazdığımı bende bilmiyorum. Nereye gittiğimi de bilmiyorum. Kaybolmuş gibiyim sensiz.
Fakat seninle nasıl başka türlü konuşabilirim onu da bilmiyorum sevgilim. Sahi sen beni hiç görmedin bile. Gözlerim senin içinde yıldızları barındıran gözlerini saniyelik bile olsa göremedi. Biz birbirimizi hiç tanıyamadık. Ben senin için hiç var olamadım. Bunun bana ne kadar acı verdiğini bilseydin emin ol sen bile dayanamazdın buna. Birbirimizi hiç tanıyamamanın verdiği acıyı bilsen, dayanamazdın sevgilim.
Herşeyden çok tanımak istiyorum seni. Herbir zerreni ayrıntısına kadar bilmek, sevdiğin şeyleri mıh gibi aklıma kazımak istiyorum. Ben seni istiyorum.
Lakin seni istediğim kadar da ne yapacağımı bilmiyorum. Sen nerelerdesin bilmiyorum. Seni bulmak istiyorum. Bulduğum gibi de sonsuza kadar bırakmamak. Asla okuyamayacağın mektubu da neden yazdığımı bilmiyorum. Bir makalede okumuştum. Yazmak insanı rahatlatırmış. O yüzden sana hep anlatmak istediğim ama anlatamadığım hayatımı yazmak istedim aşkım.
Sana bu yaşıma kadar yaşadığım tüm hayatımı anlatabilirim. Herşeyimi. Hayatın bende ne zaman başladığını tek sana anlatabilirim. Çünkü beni senden başka kimsenin anlamayacağını biliyorum.
Benim hayatım, ansızın bir gece gördüğüm rüyamdaki genç ile başladı. Seninle başladı aşkım.
Senden önceki hayatımı hatırlayamıyorum bile. Gerçi o zamanları hayat olarak nitelendirmek de yanlış olur. Hayat denilen malikânenin içinde en derinlerinde kalmış tozlu bir oda misali gibi sensiz benim hayatım. Bana o zamanlar artık yabancı. Sensiz olan yıllarım benim hayatımın bir parçası değil.
Sensin benim tüm hayatım.
Benim hayatım seni gördükten sonra başladı. Seni rüyamda gördükten sonra. Seninle alakalı her bir detayı, büyük bir ihtiras ile anımsıyorum. Varoluşumun sebebini çok iyi hatırlıyorum.
Sene 2006'lı zamanlardı ve ben liseye yeni başlamıştım. Doğrusunu söylemek gerekirse berbat bir öğrenciydim. Ailem ders notlarımdan utanç duyuyor, öğretmenlere rüşvet vererek yükseltme çabalarına giriyorlardı. Hatta derslerim yüzünden iyi bir liseye gidemedim onun yerine özel bir okula gidiyordum. Tabi o zamanlar dünyadan bir haberdim. Aklım fikrim eğlence peşindeydi.
Taki ansızın bir gece rüya görene dek. Seni görene dek!
Rüyamda ilk kez seni - çok iyi hatırlıyorum- 15. doğum günü partimden sonra görmüştüm. Nereden bilebilirdim ki? Tüm hayatımın tek bir rüya ile değişebileceğini. Sen ki Tanrı'nın bana verebileceği en güzel hediyeydin. O kadar mükemmeldin ki anlatmaya şimdi bile kelime bulamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umutsuz İhtiras || Taekook
FanfictionDünyaca ünlü ressam Kim Taehyung'un herkesten gizlediği bir sırrı vardı.