Oldukça karanlık bir odadaydı genç adam. Odada olduğunu yerdeki zeminden ve kafasını kaldırdığında göremediği yıldızlardan anladı. Oda fazlasıyla küçüktü ve bomboştu. Kapı yoktu. Hiçbir yerden çıkılacak gibi durmuyordu ve içeriye bir ışık süzmesi dahi girmiyordu. Duvarlar oldukça eskiydi ve sadece rutubet kokuyordu. Yaşanamayacak kadar soğuktu burası. Taehyung dört duvar arasına sıkışmıştı resmen.
Sırtını arkasındaki çürük duvara verdi. Ellerini toz kaplı zemine yaslayıp, yerden kalkmaya çalıştı. Nafile. Bacakları zangır zangır titriyordu genç adamın. Nerede olduğunu yine bilmediğinden nefesleri sıklaştı. Tekrardan elini zemine yaslayacaktı ki olduğu odanın dışında bir yerlerden bağırma sesleri tekrardan gelmeye başladı. Hiçbir çıkış gözükmemesine rağmen boğuk çığlık o kadar güçlüydü ki işitilebiliyordu. Taehyung sesin kimden geldiğini az çok tahmin edebiliyordu ve bu bilgi telaştan gözlerinin önünü karartıyor, vücuduna panik duygusunu aşılıyordu. O ağlıyordu. Acı çeken biriciğinin ağlama sesiydi. Yanlız değildi. Ne olduğunu anlayamıyordu Taehyung. Ses kafasının içine istila etmiş gibi tekrar edip duruyordu. Kafayı yemek üzereydi.
Odanın en köşe yerinde dizlerini kendine çekip, ellerini ise kulaklarına bastırmaya başladı. Dayanamıyordu ağlama seslerini duymaya. İstemiyordu onu o şekilde duymak ya da görmek.
Ama hiçbir işe yaramıyordu bu çabalar. En son seslere dayanamayıp, ayağa zar zor titreyen dizleriyle kalkarak buradan bir şekilde çıkması gerektiğine karar verdi. Dizleri titreye titreye duvardan destek alarak kalktı. Bir eli hala duvarda tutunurken karanlık dolayısıyla görmediği gözleriyle ellerini duvarda gezdiriyor, herhangi bir çıkış yolu arıyordu.
Zamanla çığlık ve ağlama sesleri sıklaşmaya başladı. Panik bi' şekilde ellerini hâlâ duvarda gezdiriyor, tökezliyordu ama ne bir kapı vardı ne de başka birşey. Etrafı bile zar zor görüyordu. Sesler hâlâ kafasının içinde yankı misali yayılırken.
İki elini duvarda gezdirerek çıkacak bir yer arıyordu. Hızlı olmalıydı. Bu yüzden hızla odanın içinde hareket etmeye başladı. Odanın içinde deli gibi oradan oraya koşarak duvarları elliyordu. Eski duvarlardaki alçı her ellediğinde kırılarak yere düşüyor çığlık sesiyle karışıyordu.
Nefes alamıyor gibiydi genç adam. Göz yaşları kendinden bağımsız bir şekilde yanaklarından süzülüyor, hıçkırıklara boğularak bir çıkış arıyordu. Daha önce hiç bu şekilde kendisini çaresiz hissetmediğini anımsadı.
Taehyung duvarların bu denli zayıf ve güçsüz olduğunu fark ettiğinde çıkış noktası aramaktan vaz geçip duvarlara vurmaya başladı. Bir ihtimal kırılırsa çıkabilirdi belkide. Kendisi de duvarı kırabileceğine inanmıyordu ama başka şansı da yoktu. Ellerini yumruk yapıp, tüm gücüyle ardı ardına duvarlara vurmaya başladı. Ellerine her vuruşunda alçılar batıyor, kemikli ellerini çiziyordu. Her diğer vuruşunda elindeki kan izleri artıyor, duvara bulaşarak ıslatıyordu. Kan damlaları yavaş yavaş pis duvardan süzülürken Taehyung'un hıçkırıkları daha da artmıştı.
Kalbi acıyordu. Evet, kalbi sıkışıyor gibi hissediyordu. Çok canını acıtıyordu bu his.
Hâlâ duvara vurmaya devam ederken ellerindeki güç dermanın gittiğini hissetti. Elinin nasıl kırılmadığını bilmiyordu. Belki kırılmıştı, panikten anlayamıyordu.
Ölecek gibi hissederken tırnaklarıyla duvarı kazımaya başladı. El uçları duvar yüzünden zedelenip, kanıyordu ama hâlâ vaz geçmeyerek, çıkmaya çalışıyordu bu yerden. Kendi kanı ve duvarın tozu tırnaklarının arasına doluyordu her seferinde.
Henüz nerede olduğunu ve başına neler geldiğini düşünemiyordu. Duyduğu çığlıklar beynine iğneler batırıyor, düşünmesini engelliyordu. Taehyung, çıkamıyordu. Hıçkırıkları yüzünden doğru dürüst bir şekilde nefes dahi alamıyordu. Son gücünü de duvarda heba ettikten sonra dizlerindeki bağ çözülmüş gibi yere düştü. Yerde oturup, kulaklarına tekrardan ellerini bastırdı. Olmuyordu. Hâlâ sesleri duyuyordu. Sırtını az önce yumruklayıp, tırnaklarını geçirdiği için kan süzülen duvara yaslayarak, kafasını duvara vurmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umutsuz İhtiras || Taekook
FanficDünyaca ünlü ressam Kim Taehyung'un herkesten gizlediği bir sırrı vardı.