Güzel boş bir çimenlik alan bulup birlikte oturdular. İki poşeti de yere döktüler.
O sırada Hyunjin'in telefonuna beklenen bildirim gelmişti. Hem Felix'in hem de Hyunjin'in beklediği bildirim.
Hyunjin heyecanla elini arka cebindeki telefona atınca Felix göz devirmeden duramadı. Baya sevinmişti anlaşılan.
Hyunjin bildirim ekranından kimin mesaj attığına baktı. İstediği ismi ekranda görünce kocaman gülümsedi.
"Kanka o yazmış."
Hemen kilit ekranını açıp cevap yazmaya başladı. Felix elindeki çikolatayı yiyerek ilgilenmiyormuş gibi yapmaya çalıştı.
"İyi güzel."
Felix sessizce çikolata yiyerek Hyunjin'in gülümseyen yüzünü izliyordu. Gülümserken güzeldi. Çok güzeldi. Ama gülümsediği kişinin başkası olması can yakıcıydı.
Hyunjin ekrandan başını kaldırıp Felix'e baktı.
"Onu da çağırayım mı? Hem tanışırsınız, eğleniriz."
Felix bu soru karşısında ne diyeceğini bilemedi. Kesinlikle istemiyordu ama o... çok hevesli görünüyordu. Ondan bahsederken gözlerinin içi parlıyordu. Sanki o güzel parıltı onun gelmesine bağlıydı.
Felix zoraki kabul etti. Reddederse sevdiğinin yüzündeki o aşık olduğu gülümseme de giderdi.
"Olur gelsin. Sorun değil."
Hyunjin'in gülümsemesi daha da büyüdü ve Felix'i kendine çekip alnından öptü.
"Seviyorum seni."
Felix buna gülümsemişti. Her şeye rağmen söylediği güzel bir söz bile onu mutlu edebiliyordu.
Hyunjin tekrar ekranına yöneldi. Bir süre daha mesajlaştıktan sonra ekranı kapattı ve telefonu yanına koydu.
"Tamam çağırdım geliyor. İzin verdiğin için teşekkürler. Ben istemezsin diye düşünmüştüm."
İstemiyorum zaten.
"Tabi ne demek, neden sorun olsun ki? O gelince mutlu olacaksan tabiki gelsin."
Hyunjin açtığı cips paketinden bir cipsi ağzına attı.
"Herkesin senin gibi mükemmel bir kankaya ihtiyacı var."
Felix durgunca başını salladı.
Kanka.
"Tabiki de. Benim gibisi zor bulunur."
İçinde kopan fırtınalara rağmen hâlâ olayı dalgaya vurabildiği için kendini takdir etti.
Acaba Felix'in onu sevdiğini bilse yine böyle yapar mıydı? Belki de öğrense ondan vaz geçerdi?
Kimi kandırıyordu ki? Hyunjin onun için kimseden gaz geçmezdi.
Felix yine Hyunjin'in yüzüne dalmıştı öylece. Hyunjin'de bakışlarını Felix'e çevirince göz göze geldiler. Bu sefer Felix gözlerini kaçırmadı ve göz temasını kesmedi.
Hyunjin de gözlerini kaçırmadı. Ama bakışları yavaş yavaş Felix'in dudağına iniyordu.
Felix hafifçe yutkundu. Bunu gören Hyunjin tekrar bakışlarını Felix'in gözlerine çıkardı.
Sakın Felix. Sakın ümitlenme. Sadece aptal bir bakışma. Sakın etkilenme ve yanlış bir şey düşünme. O Minho denen o çocuğu seviyor.
Felix daha fazla dayanamadı ve gözlerini kaçırdı. Cips paketinden bir kaç cipsi ağzına attı. Göz ucuyla Hyunjin'in sırıttığını görebilse de ona bakmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik | HYUNLIX
FanfictionFelix ve Hyunjin çok yakın arkadaştır fakat Felix uzun süredir Hyunjin'e platoniktir.