Minho gelene kadar pek konuşmadılar. Hyunjin telefonuna gömülmüştü. Felix ise çaktırmadan onu izliyordu.
Hyunjin başını telefondan kaldırdı ve etrafına bakındı. Aradığı şeyi görünce memnunca gülümsedi ve o tarafa doğru el salladı. Bir süre sonra yanlarına Felix'in yaşlarında okulda daha önce bir kaç kez gördüğü bir çocuk geldi.
Çocuk Hyunjin'in yanına oturdu ve kolunu onun omuzuna attı. Felix şimdiden kıskançlık hormonlarını salgılamaya başlamıştı.
"Selam millet."
Minho bunu Felix'e bakarak söylemişti sonra Hyunjin'e döndü.
"Selam güzellik."
Felix yutkundu. Gözlerinin dolmaması için insan üstü bir çaba veriyordu.
Hyunjin şımarık bir şekilde Minho denen çocuğa gülümsedi.
"Bu sana bahsettiğim arkadaşım Minho. Minho, bu da Felix. Çok yakın arkadaşımdır kendisi."
Minho sıkması için elini Felix'e uzattı.
Felix Minho'nun uzattığı elini zoraki olduğu belli olan bir gülümsemeyle sıktı.
"Tanıştığıma memnun oldum."
Ben memnun olmadım.
"Bende memnun oldum."
Minho eline yerdeki cips paketlerinden birini aldı.
"Yememe izin var mı?"
Hyunjin hemen lafa atladı.
"Tabiki, sen geleceksin diye çok aldık zaten."
Felix kaşlarını kaldırıp ona baktı. Hyunjin çaktırma der gibi göz kırpınca Felix göz devirdi.
Göz kırparken fazla mı seksiydi neydi?
Felix bu saçma düşünceyi zihninden silmeye çalıştı. Gözü önünde başkasıyla flört eden kişiyi seksi bulamazdı.
Minho Felix'e baktı.
"Seni bizim okulda görmüştüm. Hyunjin ile aynı sınıftasın değil mi?"
Felix evet anlamında başını salladı. Tam cevap verecekti ki Hyunjin onun lafını böldü.
"Evet aynı sınıftayız. Ama sen onu boşver benimle ilgilen."
Hyunjin Minho'ya sırnaştı. Felix gözlerinin dolmasını bu sefer engelleyememişti. Neyse, ağlasa bile kimse fark etmeyecekti ki zaten.
Minho Hyunjin'in kıyafetinin içine elini soktu ve belini okşadı. Felix bunların hepsine dolu gözleriyle şahit oluyordu.
"Tamam madem öyle istiyorsun bende minik kediciğimi severim."
Felix midesinin bulandığı hissetti. Buradan kalkmalıydı.
Yüzüne sahte bir gülümseme koydu ve ayağa kalktı.
"Hava biraz soğuk üşüdüm ben. Gideyim artık. Size iyi eğlenceler."
Hyunjin başını salladı.
"Tamam görüşürüz."
Felix uzatmadan arkasını döndü ve koşar adım ilerlemeye başladı. Nereye gittiğini bile bilmeden sadece öylece gidiyordu. Göz yaşları yanaklarından hızlı hızlı akıyor ve arada hıçkıyordu. Ağlaması hızlandığında yürümesi de hızlanıyordu. Neredeyse koşar adım ilerliyordu.
Ne kadar o şekilde ağlayarak yürüdü bilmiyordu. Ama daha fazla dayanamadı ve bir anda dizlerinin üstüne çöktü. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Bir yandan ağlıyor bir yandan titriyordu.
Omuzunda bir el hissetti.
"Hey iyi misin? Neden ağlıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik | HYUNLIX
FanfictionFelix ve Hyunjin çok yakın arkadaştır fakat Felix uzun süredir Hyunjin'e platoniktir.