-CADI-

9.BÖLÜM:HASTA...

Multimedya:Deniz Atahan

Teyzemin ölümünün ardından tam tamına bir hafta geçmişti.Her gün mezarına gidiyordum.Zaten annem ile babamın yanına gömmüşlerdi.Ben istemiştim tek kalmasın diye.Canı sıkılmasın diye.Hâlâ alışamamıştım.Ama alışmak zorundaydım.Hazal adında bir yengem vardı yani dayımın karısı.
Dünyalar güzeli 5 yaşında Deniz adında bir kızları vardı.Çok sevimliydi.Saçlarının ucundaki sarıları onu ayrı bir tatlı yapıyordu.

Dayımın adı Kıvanç Atahan'mış.
Ünlü iş adamı.Ortağı ise Çağrı'nın babasıymış.Onları bir hafta içinde sevmiştim.
Kapımın çalınmasıyla yatakta doğruldum.'Gir'diye seslendiğimde içeri Deniz girdi.Saçı açıktı ve elinde pembe tarağı vardı.

"İlkim abla saçımı tarar mısın?"diye sorduğunda,
"Gel buraya bücür"dedim.Yanıma gelip tarağı elime verdi.
"Taradıktan sonra ör"dedi.
Saçı beline geliyordu.Saçını dikkatle taradıktan sonra iki tarafa ayırıp ördüm.Bana doğru döndüğünde,
"Teşekkür ederim"diyip yanağıma öpücük kondurdu.

Dolabımın kapaklarını aralayıp giysilerime göz attım.Deniz yanıma gelip,
"Çekil çekil şurdan ben seçicem"dedi ve dolabımdan mavi jeans dar paça ve mavi bir gömlek çıkardı.Hmm... güzel kombin.
Çıkardıklarını üzerime geçirdim.Mavi gömleği jeans pantolonumun içine soktum.

Aynanın karşısına geçip saçlarımı taradım.
"Saçını ör"dediğinde,
"Peki bücür"dedikten sonra saçımı yan taraftan salaş örgü yaptım.
Eyelenier ve rimel sürdüm.
"Banada sür"diyen Deniz'e,
"Hangisinden bücür?"diye sorduğumda pembe parlatıcıyı gösterdi.Parlatıcıyı sürdükten sonra hazırdık.

Deniz aynanın karşısına geçip kendine baktı.
"Ayy çok güzel olmuşum"dedi.
"Peki ben?"diye sorduğumda,
"Fena sayılmazsın"dedi.
Beş yaşında olmasına ramen büyük gibi konuşuyordu.Aynadan ikimize baktığımda uyumluyduk.
Oda dar paça giymişti ama üstünde mavi kazak vardı.Ayakkabılarımız
beyaz adidas'tı.

Minik elleri ile elimi tutunca odamdan çıktık.Merdivenlerden aşağı indiğimizde yengem ile dayım koltukta karşılıklı kahve içiyorlardı.
Dayım bizi farkettiğinde,
"Prenseslerimde geldi"dedi gülümseyerek.
Deniz ona doğru koşturup kucağına oturdu.Yanlarına gidip yengem ile dayımı öptüm.

Bugün pazar günüydü.Tatildi.
"Beni dışarı çıkarır mısın?"diyen Deniz'e.
"Olur"dedim gülümseyerek.
Yanıma gelip elimi tuttu.
"Anniş, Babiş bay bay"dedi el sallayarak.
"Görüşürüz dayı"dediğimde dayım,
"Dikkat edin"diyerek uyardı.
"Merak etme"dedikten sonra Deniz'in pembe montunu guydirdim.Bende mavi şişme montumu üzerime geçirdikten sonra evden çıktık.Ona krem rengi bere takmıştım.Ben ise
turkuaz rengi beremi.

Hava soğuktu.Beraber sahile doğru yürümeye başladık.Sahil eve yakındı.Bir süre sonra sahile geldiğimizde sahilin kenarında olan şirin bir kafeye girdik.
Ohh be burası sıcaktı.
Oturma yerlerine oturunca garson yanımıza geldi.
"Ne almak istersiniz efendim?"
"Ben sıcak çikolata lütfen"dedi Deniz.
"Bende aynısından"dediğimde siparişleri alıp gitti.
Telefonum titreyince ekrana baktım.
Duru arıyordu.Aramayı cevapladım.
Onunla ara sıra konuşmuştuk.
Bir haftadır okula gitmemiştim.
"İlkim naber"dediğinde,
"İyi sen?"dedim.
"Bende iyi.Ama canım sıkılıyo"dedi.
"İsterseniz sahilin oradaki kafeye gelin.Deniz ile beraberiz"diye teklif sundum.

"Olur.Ediz'ide getiririm"dedi.
"Tamam bekliyoruz"dedim.
Telefonu kapattım.Sıcak çikolatalarımız gelmişti.Deniz çoktan içmişti.Bir süre sonra kapıda
Ediz ile Duru gözüktü.Beni görünce bize doğru geldiler.Ayağa kalkıp Duru'ya sarıldım.
"Nasılsın?"dediğinde,
"İyi"dedim.Ediz'e baktığımda Duru'ya benzemediğini farkettim.
Kahverengi saçları ve koyu kahve renginde gözleri vardı.Çok tatlıydı.
Mavi kot pantolon üzerinde ise siyah montu vardı.Kafasındaki siyah bere onu çok tatlı yapmıştı.