Kimsenin olmadığı evi aceleyle toplamaya çalışan Seungmin. Bütün pis şeyleri babasının odasına atmıştı.
"Kendi evime çıkmam gerekiyor" diye söylendi yüzünü buruşturup. Koşarak tüm camları açmış kötü kokunun bir nebze gitmesini sağlamıştı.
Kendi geniş odasına geçip malzemelere göz attı. Tam olması ile bu sefer yatağına örtü serdi.
Zil sesi ile kapıya koşmuş hızla açmıştı. Gördüğü tilki genç ile gülümseyip "Hoşgeldin" diyerek kenara çekildi. Jeongin içeri girip "Hoşbuldum" diyerek ilk kez geldiği eve göz attı.
Burnunu gelen garip koku kaşlarını çatmasına neden olsa da bir şey demedi. "Şu hemen karşıda benim odam elini yıkamak istersen benim odamda ki banyoya girebilirsin".
"Peki" dedi Jeongin. Seungmin biraz tuhaf davranıyordu. Kumralın odasına girip diğer odalara kıyasla daha güzel ve ferah odan odaya baktı.
Kesinlikle bir sanatçı odası diye düşündü Jeongin. Odanın bir çok yerinde boyalar ve tuvaller vardı. Duvarda ise kendi yaptığı bir çok çalışma asılıydı.
Odada ki minik banyoya girip ellerini yıkamış çıkarken Seungmin'in ikisine kahve getirdiğini görmüştü.
"Teşekkürler" diyerek elinden kahveleri alıp kenardaki masaya koydu. Kumral sadece gülümseyip kapısını kapattı.
"Annen veya baban yok mu bugün tatil" diyen Jeongin ile omuz silkti. "Dışarda işleri vardır onların geç gelirler".
Anladım diyerek başını salladı kahvesinde bir yudum alıp "Peki şimdi ne yapmam lazım ressam bey?" diye sordu.
Seungmin gülüp "Üstünü çıkar tuval" diyerek dalga geçti. Jeongin'in burnunu sıkması ile bağırmış siyah saçlı ise gülüp üstünde ki tişörtü çıkarmıştı.
"Yatağa yüz üstü uzan hatta kollarını çenenin altına koy" dedi boya renkleri ayarlarken. Jeongin onun dediklerine uyup yatağa uzandı.
Seungmin minik masasını yatağına yanına getirip ucuna oturdu. Jeongin kaşlarını havaya kaldırıp"O şekilde yapabilecek misin?" diye sordu.
"Yani üstüne oturursam belin ağrıl" dedi Seungmin fırçaları suya koyarken. "Bir şey olmaz güzel iş çıkarda".
Emin misin diyerek ona bakarken Jeongin gülümseyip başını salladı. "Peki" diyen kumral Jeongin beline oturup masayı kendisine çekti biraz daha.
"O zaman başlıyorum" diyen bedeni onayladı. Sırtına değen fırçalar onu gıdıklasa da ses etmeden kumralın işinin bitmesini bekledi.
Güneşin ışıkları odayı aydınlatırken kumral genç "Jeongin hiç aşkı hissettin mi?" diye sordu.
"Ne oldu birden?" diye soran genç ile omuz silkip "Merak ettim" dedi. Jeongin önüne dönüp camdan dışarıya baktı.
"Hissettim"
"Nasıl peki? Nasıl bir his?". Jeongin biraz duraksadı. Diliyle dudaklarını yalayıp "Aslında çok güzel" dedi.
"Sadece görmek veya ismini duymak bile seni çok mutlu ediyor. Tek bir gülüşü tüm gününü düzeltiyor. Her detayını öğrenmek istiyordun aklında sürekli o oluyor. Senin için dünyada ki en güzel kişi oluyor. Gözlerini ondan çekmen zorlaşıyor, bir yere gidildiği zaman gözlerin anında onu arıyor. Aşk güzel bir duygu".
Kumralın elindeki fırça durdu, yerinde dikleşirken "Sadece güzel mi? Kötü bir yanı yok mu?".
Omuz silkti siyah saçlı "Elbette var. Asla olamayacağını bilerek sevmek var. Bazı aşklar gerçekten açıtan türden. Bir çok kişinin hayatını düzeltti gibi bir çok kişinin de mahvede bilir".
"Aşk senin için güzel o zaman sevmeyi seviyorsun?".
Jeongin gülüp başını salladı "Evet güzel benim için belki imkansız ama onu görmek yetiyor sonuçta. Onu sevmeyi seviyorum".
"Ben sanırım sevmeyi bilmiyorum. Yani biri nasıl sevilir nasıl anlarsın bunu? Ya da ne bilim sevilmeyi de pek bilmem".
Başını ona döndürmeye çalışan siyah genç ile "Neyse çok konuştun tilki resme odaklanmam lazım" diyerek konuyu kapattı.
Jeongin önüne dönüp kaşlarını çattı. Seungmin'in bir çok şeyin biliyordu, ama ailesi hakkında hiç birşey bilmezdi. Kumral genç onlardan asla söz etmezdi.
Bir kaç saat küçük sohbetler ile geçerken Seungmin derin bir nefes alıp Jeongin'in sırtında ki resmine baktı.
"Bitti" dedi rahatlayarak. "Jeongin bitti çok da güzel oldu of teşekkür ederim" dedi mutlulukla.
Jeongin gülüp "Rica ederim Seungmin. Eminim güzel olmuştur".
"Oldu! Çok güzel oldu!" diyerek üstünden kalkıp kamerasını aramaya başladı. "Jeongin camın oraya geç sırtını çekmem lazım".
Ses gelmemesini umursamayıp kamerasını aramış, bulduğu kamera ile mutlulukla önüne dönmüştü.
Gördüğü manzara ise gülmesine neden olmuştu. Jeongin belini tutarak zorlukla yataktan kalkıp cama doğru gitmeye çalışıyordu.
"Of ağrıl dedim ben sana şapşal" diyerek yanına gitti. Jeongin omuz silkip "Sonuçta deydi" diyerek arkasını döndü.
Kamerayı ayarlayan Seungmin "Çekiyorum!" diyerek haber vermiş bir kaç tane fotoğraf almıştı. "İyiki bu kamerayı almışım çok güzel çıktı detaylar anlaşılıyor" dedi mutlulukla yatağa oturup.
Jeongin hızla yanına oturdu "Bakım bakım" diyerek gencin dibine girdi. Seungmin gülüp çektiği fotoğrafları ona gösterdi.
Kaşları havaya kalkan siyahlı "Başka bir şey beklemiştim" dedi. "Açıkçası bende ama bilmiyorum tamamen o an gelişti her şey" dedi.
Jeongin'in sırtında yüzleri birbirine dönük ne birbirine yakın ne de uzak belli belirsiz insan yüzü etraflarında ise çiçeklerin olduğu gibi dikenler de vardı. Bazı yerler kırmızı ile kan gibi dururken bazı yerler ise biraz daha pembe ve mavi tonlarına sahipti. İki bedenin ortasında ise yarısı beyaz yarısı siyah gül uzanıyordu.
"Bu çok güzel olmuş" dedi Jeongin hayran bir şekilde. Yanakları hafif pembeleşen genç "Teşekkür ederim" dedi.
Jeongin'in yanağına bir öpücük daha kondurup "Bugün benim için yaptıklarını da teşekkür ederim".
---
Seungmin'in çizdiği kafamda çok güzel canlandı
Baysss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Friday Night // Seungin ✓
Fiksi Penggemar| Texting-Düz yazı Okuduğu okulda oldukça popüler olan Seungmin, Jeongin'in yardımı ile okuldaki çoğu kişinin olduğu bir parti düzenler. "Dünkü cuma gecesi. Evet, masa üzerinde dans ettik Ve çok fazla içki içtik. Sanırım öpüştük ama unuttum Dünkü...