1.BÖLÜM;ŞÖVALYE

146 36 221
                                    

Bir anda herkesin etrafa kaçışması ile bende istemsizce uzaklara sürükleniyordum. Ahen'in nerede olduğunu bilmiyordum, yalnızdım ve ne yapmam gerektiğinden emin olamıyordum.

Tek duyduğum insanların çığlıkları, korkuyla birbirlerine bağırmalarıydı.

Hatırladığım kadarıyla bundan 2 yıl önce, ben 6 yaşındayken, şuan yaşadığım şeylerin aynısını yaşadığımda Ahen bana bir savaş çıktığını ve halkın düşmanın saldırılarından kaçmaya çalıştığını söylemişti. Şuan bu insanların korkuyla bir yerlere kaçmasının sebebi savaşta olmamızdı.

Düşmanın kim olduğundan emin değildim, fakat bir tahminim vardı. Ahen her zaman büyünün Laryks Krallığı'nın düşmanı olduğunu söylerdi. Biz kimsesiz çocuklar, fakir halk, zavallı ve güçten uzak kalmış şövalyeler... Ahen'in anlattığına göre biz büyü yüzünden bu hale gelmiştik. 

Havadan yere düşen ateş topları düşmanımızın büyü olduğunun kanıtıydı.

Bir anda etrafımdaki insanların çoğu alevler içinde yanmaya başlayınca çığlık sesleri kulaklarıma daha da doldu. Ben ise o anda küçük bedenimle hızlıca kalabalıktan sıyrıldım. Kaçmaya karar verdim. Kaçmak oldukça basitti; tek yapmam gereken nefessiz kalana kadar koşmak ve krallıktan uzaklaşmaktı.

Hızlıca koşmaya başladığımda kaybolabileceğimi düşünmemiştim bile.

Belkide ciğerlerim bile pes edene kadar koşmuş olabilirdim. Daha fazla adım atamayacak hale gelince yere devrildim. Nefes nefese kalmıştım ve ter içindeydim.

Kendime geldiğimde ayağa kalktım ve etrafıma baktım. Burası daha önce gördüğüm Laryks sokakları gibi değildi. Her taraf yemyeşildi.

Kaybolmuş olmalıydım.

Olduğum yeri incelemeye devam ederken uzakta ateşin birini veya bir şeyi yaktığını fark ettim. Ayaklarım istemeden de olsa beni oraya sürükledi.

Karşımdaki ateşte bir kız yanıyordu.

Hızlıca kızın yanına koştum. Ona daha yakından baktım. Ateşte yanan insanların aksine çığlık atmıyordu, korkmuyordu, acı çekmiyordu.

Ateş onu yakmıyordu, ateş onu koruyordu.

Kızın beni fark etmesiyle çevresindeki ateş dindi ve sanki onu öldürmeye gelen bir şovalyeymişim gibi korkarak bana bakmaya başladı.

"Sen... İyi misin?"dedim istemeden.

Bir anda kızın korkak bakışları kayboldu ve gülümsedi.

Kızıl saçları ve mavi gözleri bir tebessümle buluşunca içten içe etkilendim.

"Burada ne yapıyorsun?" dedim yavaşça. Kız bana bakmadan konuştu.

"Bilmiyorum." dedi "Neler olduğunu biliyor musun?" diye ekledi.

Başımı iki yana salladım.

"Emin değilim." dedim. Ne kadar şu anda bir savaşın içinde olduğumuzu bilsem de ona bunu söylemedim.

"Anlıyorum."

Kız başını salladı. Sonra elini bana doğru uzattı.

Bana uzattığı eline baktım ve hızlıca elini sımsıkı tuttum.

ARAFIN KÜLLERİ (ASKIYA ALINDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin