Bölüm #9 Anılar ve Kabuslar?

80 2 0
                                    


Yıllar önce bir ortaokulda

Her zaman ki gibi sıcak bir yaz mevsimiydi, normalde de hava çok sıcak olurdu, ama bu sefer pekte normal bir sıcaklık olduğunu söyleyemezdim.
Bu yüzden beden dersine katılmamayı tercih ederek, öğretmenden izin alıp okulun bahçesindeki merdivenlerin birine çöreklenmiş bulunuyordum.
Kantine gidip bir dondurma yada meyve suyu almam gerekiyordu, ama bunun için kendimi fazlasıyla mayışmış hissediyordum.
Boynuma birden gelen o ürperme ile arkama dönüp soğukluğun kaynağına baktım.
Gelen kişi o çocuktu, şu anda boynuma doğru tuttuğu altını çiziyorum, soğuk meyve suyu yüzünden ürpermiştim.

"Al."
Sanki içimi okumuş gibi bana şeftali aromalı meyve suyu uzatıyordu şuan.

"Nereden çıktı bu şimdi?" diyerek ona baktığımda çoktan yanımda yerini alıp oturmuştu.

"Sorma işte iç hadi."

Meyve suyunun pipetini soktuktan sonra bir kaç yudum aldım.

Çocuğa bakaraktan " Sağol." dedim.

Birşey değil dercesine kafasını salladı.

"Neden derse katılmadın ki?" cevaplaması umuduyla sormuştum.

"Sen neden katılmadıysan o yüzden."

"Sıcaktan mı?"

"İnsanlar bunaltıcı."

"Aynı şey sayılır sanırım." diyerek mırıldanıp kafamı onaylar şekilde sallayıp yanıtladım onu.
Gözlerim giydiği uzun kollu formaya takıldı.
Bu sıcakta neden giyiyordu ki diye geçirdim içimden.
Ayrıca dirseklerine kadar sıvadığı kolları da, yanlış görmediysem ki görmeme imkan yoktu, morarmıştı.
Uzun bir süre boyunca sessiz kaldıktan sonra konuşan ben oldum.

"Kolların neden mor?"

Kafasını bana çevirdi.

"Mor?"

"Hmhm, morarmışlar, neden? "

"Hayır yok öyle bir şey ne alaka şimdi?"
Diyerek dirseğine kadar sıvadığı uzun kollu formayı geri indirdi.

"Bana bak sen, benim yüzümde aptal mı yazıyor acaba? yaz mevsiminde hangi aptal uzun kollu forma ile dolaşır ki?"

dediğimde bir eliyle omzuma vurdu.

"Kapat çeneni boşboğaz."

"Ah!"

Ağrıyan omzumu sıvazlarken konuştum: "Gerçekleri söylemek ne zamandan beri boşboğazlık oldu? Söyle,ne oldu kollarına?"
Dedikten sonra morlukların dolu olduğu kollarını işaret ettim.
Ama o sadece çekingen bir şekilde gözlerini kaçırıp sessizliğini korumaya devam etti.

Düşünceli bir şekilde ona baktıktan sonra kafama dank etti, ve ısrar etmemem gerektiğini farkettim. Belki de benim gibi diye geçirdim içimden.

"Aaa, anlıyorum."
Aniden kafasını bana çevirip kaşlarını çattı çocuk.

Çocuk, "Neyi anlıyor olabilirsin ki sen! " diyerek yükseldi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 21, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Geçmişten Gelen SaplantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin