Selaaam!
Ben geldiiim!
Artık geciktim falan demeyeceğim. İki haftada bir bölüm attığımı fark ettim. Ne zaman okuma oranı yükselse bölüm yazma hızım artıyor bebişkolar.
Bölümü kontrol etmeden atıyorum.
Umarım beğenirsiniz.Çokça vote çokça yorum bolca sevgi istiyorum 🥰
Her insanın yumruğu kadarmış kalbi. İstemsizce sıktığım ellerime gitti gözlerim. Bir portakal kadar bile büyük değildi. Olsa olsa orta boy bir elmaydı. Dıştan kıpkırmızı sağlam gözüken elmayı içten içe kurt yerdi. Benim kalbimi bitiren ne peki?
Ellerimi avuç içlerimi görecek kadar havaya kaldırdım.Kim bilir boyunu aşan büyüklükte kaç nesne taşıttım. Kimi zaman ağır gelse de yüküm hep daha fazlasına zorladım. Şimdi bu ellerin gücünü göstermek istercesine oluşturduğu görüntü değil mi yumruk? Dıştan bakınca sapasağlam ve güçlü. Ağır bir poşeti taşır gibi sımsıkıydı. Birleşmiş duran parmaklara takıldım. Onca yüke rağmen bir arada dururken kalbim neden yok olmuş gibi? Hani herkesin yumruğu kadardı kalbi? Neden ilk darbede infilak oldum? Ellerimmiş meğer bütün yükümü çeken, beni güçlendiren. Onlar bile buz tuttu şimdi. Kalbimin tozdan olduğunu bilmezdim. Bir esinti ile beni terk etti.
Çevremde oluşan hareketliliği görüyordum. En basit hareketin bile anlamı ölmüştü. Çığlık sesleri, bağırışlar, Meriç'in evet sesi ile benim için yok olmuştu. Flu kalabalığın ortasında duygularımın oluşturduğu fırtınada mahsur kaldım.
Ellerime düşen damlalar kendi gökyüzümdendi. Bu gece Çağlar'dan gelen kasırga bütün Melis benliğini yok etmişti.
Kolumdaki hareketlilik şiddetini arttırmıştı. Güçlü bir kol tarafından arkaya doğru çekildiğimi anladım. Hazan beni peşinden sürükleyerek kalabalıktan uzaklaştırıyordu. Kendi kendine konuşuyormuş gibi gözüksede bana bir şeyler söylediğine eminim. Dilara hemen arkamdan geliyordu. Elleri her an düşmemi engelleyecekmiş gibi bana destek oluyordu. Bulunduğumuz yerden gözükmeyecek kadar uzaklaştığımızda Hazan eliyle sol gözümden akan yaşı sildi, elini omzuma koydu.
" Melis canımın içi eve gitmek ister misin? " Ne istediğimi, ne hissettiğimi bile bilmiyorken cevap vermedim.
"Hazan haklı Melis eve gidelim. Bak bunların hiçbirine şahit olmak zorunda değilsin. İlk uçakla geri dönüyoruz hatta. Sen yeter ki ağlama kurban olurum o güzel yüzüne. "
"Dilara ben telefonumu Şeyma'nın ceketinin cebinde unuttum. Sen arayıp haber versene yarım saat içinde evde buluşalım. Zaten hiç gelmemiz gerekiyordu buraya. En başından beri kötü bir his vardı içimde. "
Hazan ve Dilara yanlarında olduğumu unutmuşcasına konuşmaya devam etti. Çağlar'ın adiliğinden ve benim melek kalbimin bunları hak etmediğini defalarca tekrarladılar. Gözlerimi kapatıp iç sesimi dinlemek istedim. İlk kez Beria gibi düşündüm. Anı yaşamak. Paramparça olan kalbimi gizleyemezdim. Ben duygularını örtmekte oldukça tecrübesizim. Bugün benim yerime Tom şarkıları ile ağlatsın her yeri istiyordum.
" Hiçbir yere gitmiyoruz. En azından konser bitene kadar. "
Kızlar şaşkınlık ile bana bakarken konuşmaya devam ettim.
" Şuan kaçmam bütün duygularımı söylemeden itiraf etmek olur. Aşık olduğu ben değilim evet. Kalbini almak istediği, yanında huzur bulduğun da ben değilim. Benim kurduğum hayalin başrolü, az önce çok güzel bulduğum Meriç. " Ağlamamak için yanağımı içten içe dişliyordum. Derin yutkunduktan sonra konuşmaya devam ettim. "Tamam kabul kız bebek gibi. Hiç şansım yok"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOS
General FictionAnne, baba çok üzgünüm. Kızınız Çağlar'ı çok seviyordu, şayet yaptırırsanız mezarıma " Fazla ileriye gitmişti artık dönemeyeceği bir yerde" yazdırırsanız size kızmam.. Babam, çok sevgili babam, bana, telefonu kapatırken, dikkatli olmam için gerekl...