2//gerçek mi yoksa sadece halisinasyon mu?\\

58 11 32
                                    

Marcy eve gelir gelmez poşetleri salondaki koltuğa koydu. Ve kendini tekli koltuğa bıraktı. Şu an sadece uyumak istiyordu. Ama buna korkuyordu. Ya yine bir kabus görürse. Tekrar tekrar herşeyi baştan yaşamak ona açıdan başka birşey vermiyordu. En sonunda yorgunluğu bir kenara bırakıp çizim masasına geçti. Yeni bölümü çizerken onu hiçbirşeyin rahatsız etmesine izin vermeyecekti. En azından o bunu planlıyordu.

Sessizliğini bozmadan eline dijital çizim kalemini aldı ve ilk kareyi çizmeye başladı.

                                         ○●○●○●○●○

Ne yaparsa yapsın bir türlü istediği gibi çizemiyordu. Sanki birşey ona engel oluyormuş gibi hissediyordu. Çizim yapmaya başladığında tuhaf ve aşalayıcı sesleri duymaya başlıyordu. En sonunda elindeki kalemi bıraktı ve tabletini kapatma zahmetine girmeden yerinden kalkıp koltuğa yöneldi. Önceden bıraktığı poşet alıp mutfağa gitti. Poşetten, aldığı abur cuburlarını ve içki şişelerini çıkartıp buzdolabına koydu. Sigaralarınıda çekmeceye yerleştirdikten sonra eline üst raftan bir kadeh aldı. Buzdolabına koymadığı bir şişeyi doğrudan kadehe doldurdu. Mutfak tezgahına iki eliyle dayanarak başını hafif eğdi. Beyni eriyor gibiydi. tamam belki beyni gerçekten erimiyordu ama en azından bu acı neredeyse beyin erimesine eşdeğerdi.

Artık buna dayanamayacağını anlayınca marcy, dolu kadehi tek eliyle dudaklarına götürdü. İlk başta yavaş ve küçük bir yudum aldı sonra ise tüm kadehi tek seferde kafasına dikti. Marcy boş kadehi lavabonun içine koyup yarım şişeyi dolaba koydu. Acısının uyuştuğunu hissediyordu ve tüm beynini kaplayan sesler yok olmuştu. Şimdi gerçek anlamda mutluydu. Bunun onu sarhoş edemeyeceğini biliyordu sadece biraz sersemleyecekti ama en azından tüm sesleri susturabilecek miktardaydı ve bunun için biraz aptalca davranışa katlanabilirdi. Sessizce tuvalete gitti.

Sifonu çekip lavaboda ellerini yıkadı. Ellerini kurulurken gözü aynaya kaydı. Yansıması ona bakıp gülümsüyordu. Ayrıca bildiği kadarıyla turuncu gözlere sahip değildi. Bu yüzden onun darcy olduğunu anlaması uzun sürmedi.

'Kendini kandırmayı bırakmalısın'

Marcy: ow galiba yaşlanıyorum, (tek eliyle gözünü ovuşturdu) sadece bir kadehle sarhoş oldum sanırım.

'Sence ben hayalmiyim'

Marcy: yansımamla konuşuyorum hemde darcy olan yansımamla.

'Senin daha akıllı olduğunu düşünüyordum. Aptal rolü yapma ikimizde ne olduğunu biliyoruz.'

Marcy: ne istiyorsun?

'Gayet iyi biliyorsun, hâlâ beynini kullanmamakta direnmen etkileyici'

Marcy: Anne seni yok etti , nasıl hala burda olabiliyorsun?

Marcy telefonunun çaldığını duydu. Dikkati dağıldığı sırada ise yansıması çoktan eski haline dönmüştü. Yapacak bir şeyi yoktu bu yüzden telefona baktı. Arayan kişi sashaydı. Marcy tekrar yansımasına bakıp telefonu açtı ve hemen aynadan uzaklaştı. Biraz korkmuştu.

"Hey mar-mar nasılsın?"

Marcy biraz sessizdi.

"Marcy iyi misin?"

"Ha?! efendim? Aaaa evet iyiyim."

"Mars bana yalan söyleme"

"Boşver önemli birşey değil"

"Önemli olduğuna eminim ama sen nasıl istersen"

"Sen nasılsın sash"

"Aslında çok iyiyim. Bu arada uçak biletlerini aldım haftaya burdasın"

"Teşekkür ederim ama neden böyle birşey yaptın? Ben halledebilirdim"

"Önemli değil, bilgileri WhatsApp'tan atarım sana"

"Tamamdır ve tekrar teşekkür ederim"

"Haftaya görüşürüz mars"

"Görüşürüz sasha"

Telefonu kapatır kapatmaz banyodan hızlıca çıktı. Darcy'nin sesini duymaya alışmıştı ama onu görebileceği aklının ucundan bile geçmiyordu. Bu kadar ileriye gidebilmesi neredeyse imkansızdı.

Doğrudan mutfağa gitti ve iki şişe port wine alıp odasına döndü. Tek planı bu gerçek olup oladığını bilmediği görüntüyü zihninden atmaktı.

                   ○●gece●○

"Marcy aklından ne geçiyordu!"

"Lanet bir Bilgisayar oyununda değiliz, BU GERÇEK HAYAT!"

"yemin ederim bunun olmasını istemedim"

"Ama oldu ve tek suçlusu sensin"

"Sadece kendini düşünüyorsun"

"Kızla-"

'Nasıl hissediyorsun "mar-mar" '

"darcy?!"

'HUH?!'

marcy aniden uyandı. Sadece bir kabus dahaydı. Büyük ihtimal sızıp kalmıştı. Doğruldu ve saatle baktı. Çoktan sabah olmuştu bile. Bunların gerçek olup olmadığımı bilmiyordu. Yinede kendince sarhoşken hayallediğini varsaydı. Çünkü eğer ikinci ihtimalse bu oldukça korkutucu olurdu. Başını ovarak kalktı. Her zaman olduğu gibi yine başı ağrıyordu.

"Sadece bir rüya..."

Bu kitaba eğlencesine başladım hiçbir planım yok öylesine sona doğru doğaçlama gidiyoruz

Bir sonraki bölümde görüşürüz bye

Eski Arkadaşlar //amphibia(amfibiya) Au\\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin