4.Bölüm: VEDA

49 13 60
                                    

Aramanın üzerinden neredeyse 48 saat geçmişti ve ben hala telefonun başında oturmuş Vera'nın beni aramasını bekliyordum,

 Artık aramayacağını anlayıp aşağıya indim. Güneş batmıştı ve artık odalara dönülüyordu, merdivenlerden koşarak indim ve yemekhanenin önüne geldim, kapıyı açıp içeri girdiğimde Selin ablayı en arka köşede bir şeyler yerken gördüm hemen yanına doğru yürüdüğümde kafasını kaldırıp bana baktı. 

Tam karşısında durup ona yukardan bakmaya başladım, ardından cebimden telefonunu çıkarıp ona uzattım "Artık aramaz bence, teşekkür ederim" dedim dudaklarımı birbirine bastırıp. Bu hareketime gülümsedi

"Tamam, ararsa sana söylerim" dediğinde yüzüme soğuk bir gülümseme koyup arkamı dönüp yürümeye başladım. Hava bayağı kararmıştı, bu ürpermeme sebep oldu

Odaya girdiğimde açık pencereden esen rüzgarla içim titredi, üşümüştüm havalar soğuyordu. Neydi bugünün tarihi? Derin nefes alıp yatağıma yürümeye başladım lakin ayağıma çarpan sert cisimle inledim, canım acımıştı moraracaktı. 

Kafamı eğip baktığımda sert yuvarlak bir top olduğunu gördüm kaşlarım çatıldı ve topun geldiği yöne baktım. Ranzanın alt katında oturan üç garip bakışlı kızların kim olduklarını bilmiyordum, büyük ihtimal yeni gelmişlerdi. Onlara göz devirip yerime geçecekken ortalarında ki kız ayağa kalkıp karşıma geçti, boyu benden kısaydı, yeşil gözlü ve hafif kiloluydu, yüzü yuvarlaktı, kemerli bir burnu, yok denebilecek kadar ince dudakları vardı, saçları omzunun altına geliyordu ve bayağı dağılmıştı, bakışları çok komikti.

Boyu benden kısa olduğu için yukardan bakıyordum ortalama 164 boylarındaydı, ben 173 boyundayım, hıh

Gülmemek için dudaklarımı dişlediğim sırada kız bir adım geriye çıkıp kollarını arkasında birleştirdi, "Ne oluyor, komik bir şey mi gördün?" diye farklı bir şiveyle söylediği için gülmemi daha fazla tutamayıp kıkırdadım, kendisini havalı falan mı sanıyordu? Mağara adamına benziyor

"Yok" dediğimde dudaklarım hala yukarı kıvrık durumdaydı. Daha sonra devam edip "Ne bu, yeni geldiniz diye şov mu yapıyorsunuz?" diye sorduğumda gülümsemem silinmişti kızın kaşları havaya kalktı ve yan bir gülüş sundu.

"Ha yok, sadece canım seninle oynamak istiyor. Bir sorun mu var?" dediğinde gerçekten tam bir mağara adamını andırıyordu. 

"Sorun var, çünkü ben oynamak istemiyorum?" cümle dudaklarımda soru gibi çıkmıştı. Burnunu çekti ve bana yürümeye başladı sonra ranzada oturan kızlara bakıp.

"O zaman yapacak bir şey yok" dedi alay dolu bir sesle. Başımı sallayıp yerime doğru yürümeye başladım yürürken ayağım tekrar bir şeye çarptı ve bu yere yüz üstü düşmeme sebep oldu. Canım acımıştı

Düştüğüm yerden kafamı kaldırıp baktığımda az önceki kızın ayağıma çelme taktığını gördüm. Yerimden kalkıp derin bir nefes aldım. Herkes nefesini tutmuş sessizlikle bizi izliyordu
O kıza üstten bir bakış atıp buz gibi bir gülüş sundum. Herkes ne yapacağımı mı bekliyordu?. Hepsine baktım ve gözlerimi devirip yatağıma geçtim, kız şaşırmış olacak ki bana boş boş bakıyordu, ranzanın üst kısmına çıktıktan sonra sırtımı duvara yasladım, benim olduğum ranza duvar kenarındaydı

Yastığımın altından henüz bitirmemiş olduğum kitabı alıp ayaklarımı uzattım, kitabı okumaya başladığımda herkes kendi işine dönmüştü zaten, kitap okumak istemediğimi fark edip yataktan indim 

Banyoya girdim kendime aynadan baktığımda dağılmış ve yıpranmış saçlarım hiç iç açıcı görünmüyordu, banyonun duvara monte edilmiş rafından ortak tarağı alıp saçımı taramaya başladım gerçekten çok dolaşmışlardı

KİRAZ AĞACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin