İstanbul 03/12/28-48

2 0 0
                                    

-'ONU ÖLDÜRECEK!'
Diye bağırdı genç kadın,ne yapacağını bilmez bir halde.
Aslı ve Aydın duyduklarına şaşırdı ama bir taraftan da üzüldüler.
-Kendi çocuğu sonuçta neden öldürsün?
Dedi Aydın.
-Karısını niye dövüyordu o zaman?
Dedi Aslı.
Aydın hak verip başını eğdi.
-Nasıl öğrendi tam 9 aydır saklıyorduk!
-Belkide hep biliyordu?
Dedi Aydın.
-Olamaz bilse beni asla yaşatmazdı.
Kadın yavaşça karnını tuttu.
-Doğum çok yakın...hissedebiliyorum.

Yıl 2048

Ve her şey işte şimdi başlıyor.

Gazetelerde yazanları tabletinden açıp sesli manşet okuma özelliğine bastı ve duşa girdi.
Haftanın yorgunluğunu atsa iyi olacaktı.
Zenginlik,lüks,ihtişam bunlar herkesin sevdiği şeylerdir.
Bihter ise diğer insanlardan kat ve kat daha da çok severdi.
İnkar da etmiyordu elbette. Banyoda gül kurusu yumuşak havlulardan birini ve aynı takımın bornozunu aldı.
Suyu açtı,ayarladı bir yandan gazetelerin manşetlerini dinliyordu bir diğer yandan ise silahı ve üstündekileri su gelmeyecek aynı zamanda kendine en yakın olacak şekilde konumlandırdı.
Duş jeli seçerken yavaşça kokularına baktı.
Sekiz farklı duş jeli...neden bu kadar çeşit vardıysa!
Çikolata,vanilya,çilek,böğürtlen,
okyanus,bergamot..
Sonunda karamellide karar kıldı.
Tatlı,geniz yakıcı ve ağır.

Her şey çok güzel olacak.

Dedi yankılı bir şekilde.
Telefondan gazeteleri seslendiren kadına odaklandı:
Evet sevgili dinleyenlerimiz bu günün haberleri başlamadan biraz önce size günün  şarkısını dinletmek isterim:

Ajda Pekkan&Toygar ışıklı Bir Günah Gibi...

Ve şarkı başlarken Bihter gülümsedi.
Şarkı biterken kadının sesi tekrar duyuldu:
Bu gün sabah saatlerinde işlenen cinayetle ilgili soruşturma başlatıldı.Cani fail bundan önce dört cinayetlede ortak olduğu düşünülüyor.Cinsel organından asılan maktül'ün emekli bir öğretmen olduğu ve yetmişlerinde olduğu biliniyor.Kişisel hakların korunması kanununca ismini veremeyeceğimiz maktüle Allahtan rahmet sevenlerine başsağlığı diliyor, katiline yakın zamanda yakalanmasını temenni ederek ekonomi haberlerine  devam ediyoruz.

Genç kadın buhar içinde olan banyodan çıktı ve üstünü giyindi.
Saçları kısacıktı zaten ama kurutup kurutmama arasında kalırken yarım saat önce kafasını kopararak öldürdüğü beden tam önünde duruyordu.
Kadın gülümsedi:
Bihter,Bihter şaheserler yaratıyorsun.
Kendi kendini övdü ve kadını ayağıyla merdivenlerden ittiğinde kadının kanları bulaştırarak yere inmesini izledi.

Telefonu birden cebinde titredi.

*K*

Hemen cevap verdi.
-Neredesin?
-İş
-Bitti?
-Bitti
-Çık gel.
-Para?
-Hesabında olacak fotoğrafları gördüğümde.
-Eksik tek kuruş istemem ona göre.

Birden telefon kapanınca küfür etti.
Yavaşça çıkacaktı ki birden havuzu gördü.
-Heyt be millet ne hayatlar yaşıyor a— ben olsam bunun gibi ev için kendimi satsam alamam.

Sonra düşündü:
-Madem alamam...bi kere girmenin bi zararı olmaz.

Üstünü çıkarttı ve soğuk olduğuna emin olduğu suya daldı.
Dibe batarken tüm tüyleri soğuktan diken diken olmuştu ama o bu hissi sevmişti.
Hastalanacak olması umurunda değildi nasılsa onunla ilgilenecek bir anne baba ya da bir sevgilisi yoktu.

Anne babası doğuştan yoktu tabi ama sevgilisi...bir süre kapsama alanı dışındaydı desek çok daha doğru olurdu.
Bir iki kulaç attı saçlarını ıslattı.
Sonunda çıkmaya karar verdi zaten ıslak olan üstü rüzgarla kururdu nasılsa.

Tam evden çıkmak için bir hamle yapmıştı ki bir ıslık duydu.
Arkasını dönmedi bile.

-Maşşallah sana.
Dedi tanımadığı ses.
Kız biraz döndü:
-Hayatında kız görmedin sanırım bu ne andavallık?
Karşısındaki adama dikkatli bakmasada sarışın olduğunu görebiliyordu ve adam cevap vermeden devam etti.
-Neyse sen o köşeli jetonunla cevabını düşünedurma diye söyleyeyim tipim değilsin yani uza.

Adam tek kaşını kaldırdı.
-Yeni komşuna da böyle davranılmaz ki.
-Komşun falan değilim bir daha görmeyeceğin bir ziyaretçiyim diyelim.

Cevabı dinlemeden dışarı çıktı ve o evden hızla uzaklaştı.

1.5 saat sonra~
Genç kız koşarak açılan demir kapılardan içeri koşturacak oldu ama önce derin bir nefes aldı.

Şşşt şimdi düşün sakin ol,yavaş yürü,başın dik,belki hafif bir gülüş...
Her şey yolunda,kimse bir şey anlamayacak.

Hızlı bir şekilde içeri girdi.
Onu yavaşça başıyla karşılayıp gülümseyen adama merhaba dedi.

Bu adamcağız seksen yaşlarında,beyaz saçlı,aşırı zayıf ve yüzünde gerildiği belli olan çizgileriyle karşısındaki adam ona fısıldadı:
-Bihter hanımefendiciğim nerelerdeydiniz siz?
Bihter gülen gözleri ve tatlı bakışlarıyla adamın yüreğini yumuşatmaya çalıştı:
-Amaaaan Agah efendi nerede olacağım şey...babam beni turizm acentasıyla görüşmeye yollamıştı ya.
-Ama o bu gün değil ki efendim.

Bihter düşündü.
-Tabi işte sonra hatırladım da döndüm yolu gittikten sonra olduğundan da geciktim.Hem... hem ben bu evin küçük hanımı değil miyim niçin size hesap veriyorum?

-Ah tabi efendim ben merak etmiştim.Kusura bakmayın hadsizlik ettim.
-Babam içeride mi?
-Kış bahçesindeler efendim.

Genç kız koşturdu içeri çanta ve montunu bıraktı tekrar parfüm sıktı saçlarını havalandırdı.Kış bahçesinin oraya geldiğinde yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi:
-BİHTEEER
Ve çığlıklar...
Genç kız sahte gülümsemesini daha da genişletti.
-Ahhh ablacığım.
-Ne güzel,genç bir kız görüyorum ovv.

Bihter sımsıkı sarıldı ablacığına,hayattaki idolüne,bu ailede sevdiği tek kişiye.

-Ohoooo kıskanacağım ama.

Gelen bu ses içinden bir oh çektirdi.
-Abi?
Kendinden sadece 9 santim uzun ve cılız adama sarıldığında resmen kemikleri battı.
-Beni hiç özlememiş inanabiliyor musunuz?
Dedi aralarından en büyük kardeş.
Aslında Bihter sahiden de abisini özlememişti.
-Fransalarda bacak atan benim sanki.
Dedi babası kalın sesiyle.
Bihter babasına arada sırada katılırdı ki bu da o nadir anlardan biriydi.

Annesi bahçeye çayları getirdiğinde Bihtere bir sinir çöktü.
-Şu kadın hâlâ size hizmet mi ediyor?!
-Evin en küçüğü sensin madem istemiyorsun annenin hizmetini sen et!
Diye kızdı babası.
Bihter göz devirdi.
-Dedi kendi su bardağı önünde olmasına rağmen suyunu doldurmaktan aciz adam.
-SUS KIZ!
Diye bağırdı abisi.
Tam başka bir şey söylüyordu ki telefonuna mesaj geldi.
*K*
Katedral

Bihter kaşlarını çattı ailesinden özür dileyip masadan kalkarken babasının arkasından küfür ettiğini duydu:
-Ne ### yemeye gidiyor şimdi bu?!

*Bihter*
Ne katedrali?
*K*
Kaç katedral var?!
*Bihter*
Türkiyede ise fazlasıyla!
*K*
SELİME KATEDRALİ
*Bihter*
Yuh Aksaraya mı çağırdın?, istanbulda olduğumun farkındasın umarım?

*görüldü*

Bihter sinirlendi.
Arkasında duran *aile(!)* masasına baktı.
-BEN GİDİYORUM CANIM AİLEM YÜZÜNÜZÜ GÖRDÜM YETTİ BAYY.

-NEREYE KIZ BİR DONDURMA YERDİK!

Dedi annesi ama onu dinlemedi Bihter koşarak yukarı çıktı.
🔐

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EfsunkârHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin