ocho

287 27 7
                                    

Vargas'ın ağzından

Gözlerimizde birbirimizi kaybedeceğimizi sandığımızdan dolayı oluşan yaşlar eşliğinde sımsıkı sarılmıştık. O kadar sıkı sarılmışız ki artık nefes alamamaya başlamıştık. Artık sarılmaktan çok Ebrar'ın sırtına küçük küçük vurmaya başlamıştım , o da anlamıştı zaten. Burnunu çekip kahkaha atarak yüzüme baktı,

"Ne oldu öldürüyor muydum seni?"dedi gülerek. İkimizde kahkaha attık.

"Az kalsın aşkımızı yaşayamadan ölüp gidicektim." Dedim ve yine bir kahkaha patlattık.

"Eee açıktınız mı hanımefendi?"Diye sordu Ebrar. Karnım gurulduyordu o derece acıkmıştım.

"Sanırım."dedim. Elimdeki hoparlörü alırken bana döndü,

"Hiç Mantı yedin mi?"diye sormuştu.

"Hayır hiç denemedim." Dedim ve gülerek bana baktı,

"Mantı yemeye gidelim mi? Hem benim canım çok çekti ve sende denemiş olursun ne dersin?" diye sormuştu. O kadar tatlıydı ki reddedemezdim bile.

Gülerek "olur" demiştim.

O da gülümsemiş ve "O zaman first dateimize özel seni çok güzel bir mantıcıya götürüyorum." demişti.

————

Mantı'cıya gelmiştik. Küçük bir mekandı ama kalabalıktı. Çok değişik kokuyordu. Sanırım bu Mantı'nın kokusuydu. Güzel kokuyordu. Daha önce Çin Mantısı yemişliğim var Çin liginde geçirdiğim vakitten dolayı ama Türk Mantısını ilk defa deneyecektim.

Havalimanındayken Ebrar tuvalete gidiyorum ayağına şipşak bize romantik bir masa ayarlamış. O küçük mekanın içinde bir köşedeydi masamız. Ordaki duvarlarda bir kaç resim asılıydı. Çerçevedeki resimleri dikkatlice incelerken iki tane küçük kız dikkatimi çekmişti. Bunlar Ebrar ile Zehraydı.

Sonra Ebrar ve bir tía yanıma doğru gelmişlerdi ve Türkçe bir şeyler konuşuyorlardı. Daha çok Ebrar sitem ediyor gibiydi.

Ebrarin ağzından

"Ya Hüsniye Teyze bu fotoğraf hala burada asılı mı duruyor ya"

"Oy ben kınalı kuzularımı nasıl kaldırayım ordan"

"Kuzu mu kaldı Hüsniye Teyze. Kınalı zürafa desen daha iyi."

"Laflara bak boyu devrilesice! Ay aman maşallah tütütü nazar değmesin. Hadi yürü git sevgilinin yanına anlamıyor zaten kızcağız. Bir dahaki sefer Türkçe öğret de gel"

"Tamamdır Hüsniye Teyze. Sen bize bol keseden iki tabak mantı getir de yiyelim artık. Karakurt gibi acıktık."

Hüsniye Teyze ile olan konuşmam bittikten sonra çoktan masaya oturmuş fotoğrafları inceleyen Melissa'nın karşısına geçtim.

"Kaç defa dedim ona ya git daha karizma fotolarım var onları as bunu asma diye. Laf anlatanda kabahat."

"Bence çok tatlısın."

Bunu böyle bir anda pat diye söylemesi yüzünden dona kalmıştım.

"Ayrıca hâlâ o küçük kızın enerjisini taşıyor olman durumu daha da tatlı yapıyor."

Sanırım hayatımda ilk defa böyle utandığımı hatırlıyorum. Gözlerimin içine bakarak böyle hoş sözler söylemesi... Ben bu kızla napacağım böyle.

"Mantılarınız da geldiii."

"Sağ ol Hüsniye teyze. Ellerine sağlık."

"Gracias ummm- tesekkur... ederim."

"Doğru mu söyledim?"

"Evet ama daha çok yolun var. Hadi şimdi mantı tadım testine geçme vakti."

Melissa'nın kaşığını kaptığım gibi koca bir kaşık dolusu mantıyı kaşığa aldım.

"Aç bakalım ağzını Melissa Hanım. Uçak geliyo geliyo..."

Etrafına iki küçük bakış attıktan sonra bana ayak uydurup ağzını kocaman açmıştı. Ve ben de kaşığı ağzına tıkmıştım.

"Eee nasıl?"

"AAAAAAA THAT THING IS AMAZING! ÇOK GÜZEL TADI. NİYE BÜTÜN TÜRK YEMEKLERİ ÇOK GÜZEL."

O heyecan ve mutlulukla türk yemeklerini överken
yanlışlıkla dudağının kenarına bulaştırdığım yoğurdu fark etmiştim.

"Dudağının kenarına bulaştırmışım yoğurdu. Sabit dur."

Diyip parmağımla yoğurdu alıp yalamıştım. Bu sefer donma sırası ondaydı. Ben de fırsattan istifade bir kaşık daha mantı alıp ağzına tıkmıştım yine.

"Hadi ye mantını. Soğuyacak bak."

...

Hesabı ödeyip dışarı çıkarken Melissa hâlâ mantıyı övmeye devam ediyordu.

"Yani bak o kadar güzeldi ki yıllarca yesem sıkılmam. Keşke Küba'nın kültürel yiyecekleri de böyle olsa."

O böyle konuşmaya devam ederken bir anda elimi tutması için ona doğru uzattım. Bu hareketim konuşmasını yarında kesmişti.

"Hadi eve gidelim."

Bu sözlerimle beraber elini elime kenetlemiş ve el ele arabaya doğru yol almıştık. Sokağın başındaki arabama doğru el ele yürümüştük.

Arabanın başına geldiğimizde tuttuğu elimden beni daha yakına çekip yanağıma bir öpücük kondurmuştu.

"Bugünün sabahı ne kadar kötü başladıysa şu anda her şey o kadar güzel Ebrar. Bugün için teşekkür ederim. Beni gerçekten çok mutlu ettin mi amour."

"Ben de çok mutluyum sevgilim."

Bana şirin gülümselerinden yollayıp araba bindik ve eve doğru yol aldık.

O an hep şu anki gibi mutlu kalabilmeyi diledim.

BÖLÜM SONUUU!!💞🥹
BÖLÜMÜ BEĞENDİNİZ Mİİ??⭐️
OYLAMAYI UNUTMAYALIMM✨💕

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 27, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

vargas x ebrar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin