seis

299 21 1
                                    

Ebrar'ın ağzından

Eve varmıştık. Cebimdeki anahtarı çıkarıp kapıyı açtığımda içeri girdik. Aklıma takılan soruyu ceketimi asarken sordum.

"Biz beraber mi yaşamaya başlamıştık?"

"Buraya yeni geldiğim için bir gün sende kalmıştım. Rahatsız oluyorsan gidebilirim ama ilk önce çorbanı içmen gerek." dedikten sonra hızla mutfağa girdi. Bu itiraz kabul etmiyorum demek oluyordu galiba. Benimle ilgilenmesi hoşuma gittiği için ben de itiraz etmedim. Gittikçe hafızamı daha da çok istiyordum. Bu kızı çözmeliydim.

Onun ardından mutfağa girip yemek masasına oturdum. Kollarını sıvamış dolaptan dikkatlice malzemeleri çıkaran uzun boylu kızı izliyordum. İşine oldukça odaklanmıştı ve bu hali havalıydı.

"Ne çorbası pişiriyorsun?" dirseklerimi dayayıp avcumun içine çenemi dayadığım masanın altından ayaklarımı sallayarak sormuştum.

"Küba usulü bir çorba yapıyorum. Sen bana Türk yemekleri denetmiştin. Hatırlamaya çalış. Baklava, tavuk pilav?"
gözleri bana yalvarıyor gibiydi. Beni hatırla diye haykırıyorlardı resmen.

Hafızamı zorladım. Gözlerimi kapayıp odaklandım. Olmuyordu. Daha da zorladım. Kendimi o kadar sıkmıştım ki başım çatlayacaktı. Umutsuzca başımı iki yana sallayarak gözlerimi açtım. Derin bir iç çektim. Melissa da benimle birlikte iç çekmişti.

"Sorun değil. Kendini çok zorlama. Hafızanın en kısa sürede geri geleceğine eminim."

O sırada Melissa çorbayı karıştırıyordu. Durgundu. Biraz kendisini tanıtmasını istedim.

"Ee kendini anlatsana merak ettim." Diye sordum bir anda bana doğru döndü ve önümdeki sandalyeye oturdu.

"Ben Melissa Teressa Vargas Abreu. Küba'lıyım. 16 Ekim 1999 doğumluyum. Terazi burcuyum. Fenerbahçe'de oynuyorum. Pasör Çaprazıyım. Bu kadar başka anlatabilecek bir şey bulamadım. Ama sorun varsa yine sorabilirsin." diye cevap verdi. Çok tatlı konuşmuştu. Ve yine bir soru daha sordum.

"Neden Türkiye Milli Takımına geldin?"
-
Duraksamıştı. Ama yinede cevapladı.

"Sakatlanmıştım, ve beni devletin yatırdığı hastaneye yatırmışlardı. Ama bana iyi bakmıyorlardı bile. Bende doğal olarak özel bir hastanede tedavi görmeye başladım. Böyle yaptığım için devlet koşullarını beğenmeme sebebimle 2017 yılında milli takımdan 4 yıl men cezası yedim. Bu yüzden İsviçre'nin Volero Zurich kulübünde "sığınmacı" statüsüyle transfer oldum. Daha sonra Fenerbahçe Opet'e transfer oldum. Fenerbahçe taraftarlarının ve Sırbistan milli takım antrenörünün gözüne girdim. Yoğun bir çaba sonucu Sırbistan vatandaşı oldum. Fakat Küba'nın izni olmadığı için milli takımda oynayamadım.2021 yılında Türk vatandaşlığı aldım fakat o sene sahaya gelemedim. Çin'de yarım sezon geçirdim ve kendimi geliştirdim sonrasında ise milletler ligine girdim. İşte sonunda buradayım ve burada olduğum için çok mutluyum." demişti. Son cümleyi gülerek hatta gözleri parlayarak söylemişti. Burada mutlu olduğu kesindi. Sonrasında sandalyeden kalkıp çorbayı karıştırmaya gitti.

Çorba olduktan sonra tabağa koydu kaşık alıp yanıma getirdi.

"Kendin içebilir misin yoksa sana içirmemi ister misin?" dedi.

"Yok o kadarda değil canım." dedim. İkimizde uzunca bir kahkaha attık. Sonrasında kaşığı alarak içmeye başladım. Gerçekten çok güzeldi.

"Oha bu çorba çok güzel."

"E kim yaptı bir zahmet güzel olsun." dedi. İkimiz yine bir kahkaha patlattık. Çorba bittikten sonra tabakları toplayıp bulaşık makinesinin içine yerleştirdik. Salona gidip koltuklara oturduk.

"Bir şeyler mi izlesek?" diye sordum. Başını onaylarcasına salladı.

"Ne izlemek ister bu güzellik?" diye bana bakarak söylemişti. Yanaklarım kızarmıştı. Bu çok tatlı bir iltifattı ama bunu Melissa'nın söylemesi ayrı güzeldi.

"Bilmiyorum ki. Elite mi izlesek?"Başını yine onaylarcasına salladı.

"En son hangi bölümü izlemiştin?" diye sorduğunda biraz düşündüm.

"3. sezon 2. bölümde kaldım." diye yanıtladım.

"Ben de orda kalmıştım. Ne tesadüf(!)" diye biraz alayla karışık söylemişti bunu.

O cümleyi söylediği anda başıma saplanan ağrı eşliğinde gözlerimin önüne bir kaç saniyelik görüntü gözlerimin önünden geçti.
——
"Film izleyelim mi? Ne tür seversin?"

"Dizi izlemeyi daha çok severim. Elite izler misin? Çok güzel bir İspanyol dizisi."

"Aaa! Onu ben de izliyorum. 3. sezon 2. bölümde kaldım."

"Ne! Ben de orada kalmıştım. Ne tesadüf."
——
Görüntüler gözlerimin önünden geçerken anlık olarak dengem bozulmuştu. Neyse ki Melissa beni düşmeden yakalamış ve hemen koltuğa oturtmuştu.

Bu gördüğüm şeyler anılarım mıydı? Kafam çok karışmıştı

"Ebrar! İyi misin? Noldu bir anda?" Saçlarımı okşayarak sormuştu bunları. Endişelendiği her halinden belliydi.

Onun elini ittirirken cevap verdim. " İyiyim, sadece anlık olarak başıma bir ağrı saplandı. Endişelenecek bir şey yok. Lütfen sadece diziyi izleyelim. Olur mu?"

Yaptığım bu hareketten yüzü düşmüştü"Tabi ki, sen nasıl istersen."

Üzüldüğünü hissetmiştim ama her ne kadar hafızamı kaybetmeden önce tanışıyor olsak da fazla yakın davranmasından dolayı hissettiklerimi adlandıramıyordum. Biraz zamana ihtiyacım vardı.

Beraber yan yana oturarak filmi izlemeye başlamıştık. Arada bana seken bakışlarını hissedebiliyordum. Fakat baş ağrım dikkatimi dağıtıyordu. Bir süre sonra ağrıya daha fazla dayanamayıp uyuyakalmıştım. Sabah içeri giren gün ışığı gözlerimi rahatsız edinceye kadar beraber yattığımızı fark etmemiştim. Uyurkenki yüz ifadesini incelerken ne kadar mükemmel olduğunu düşünmeden edemedim.

Ta ki onu uyandıran telefonu çalana kadar. Bu saatte onu kim arıyor olabilirdi ki?

———————————————
BÖLÜM SONUUUU
ACABA O ARAYAN KİMDİ!?!?!?!

Lütfen oy vermeyi unutmayın!!! 💞

vargas x ebrar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin