"Nergisler de en çok kendilerini severdi, tıpkı omegaya hatırlattıkları bir lord gibi."
🪷
Lord Kang, omeganın hayatında sahip olduğu en çelişkili insandı. Karı anımsatan teninde iç ısıtan gamzeleriyle, soğuk gözlerinin altında yatan samimi bakışları ve sözleriyle, fakat samimi sözlerinin ertesi günü Beomgyu'ya değmeyen bakışlarıyla; çelişkisiyle bir insanı öldürecek olan ölüm çiçeğiydi lord. Bir akşam vakti sıcak varlığıyla omegayı sarıp sarmalayan ve ertesi sabah onu tanımayandı, bir madalyondan farksızdı; iki yüzlüydü fakat Choi Beomgyu'nun zaafı ise onun her yüzü karşısında savunmasız oluşuydu.
Bugün ise madalyonun yakaladığı en soğuk ve umarsız yüzü, lordun karşısında yine savunmasız oluşlarından biriydi çiçekçinin; şayet bazı zamanlar onun karşısında dili tutulsa da, bugün karşılaştığı soğuk bakışları hepsinden farklıydı. O geceden sonra ne değişmişti, lordu Beomgyu'ya dokunduktan sonra, aralarında hiçbir şey değişmezken nasıl aynı vakit her şey bambaşka olabilirdi? O sabah palasın kapısının önünde kopan kargaşayla kendini odanın penceresinin dibinde bulmuştu omega, lord ile sabahki sohbetlerinden bu yana onu gördüğü ilk seferdi; ancak bu ilk seferin, ellerini belinde bağlamış bir vaziyette, palasın dışında Beomgyu'yu görmek için bekleyen arkadaşına sunduğu acımasız tavır ile yaşanmasını beklemiyordu Beomgyu. Bahçenin girişinde lord ile hararetli bir şekilde konuşan arkadaşını gördüğünde gözleri kocaman büyümüştü, kendini odasından dışarı atıp da hızla merdivenlere koşarken tam o sırada koridordan geçen Lord Soobin'in omzuna çarpmıştı.
"Afedersiniz lordum." Diye sayıkladı bakışları halen endişeyle alt katta gezinirken. "İyi görünmüyorsunuz. Bir sorun mu var?"
"Yeonjun..." Diye kendi içine doğru konuştu soluk soluğayken, dudaklarını yalayıp mahçup bir şekilde, ona merakla bakan Lord Soobin'e baktı. "Daha sonra konuşmamızın bir sakıncası var mı lordum?" Diyebildi adımları tekrar aceleyle merdivene yönelirken, Lord Soobin çiçekçinin arkasından ona bakarken usulca başını salladı; ardından ona aniden tanıdık gelen ve sol göğsünü telaşla titreten isim kaşlarının hafifçe çatılmasına sebep olurken kendini genç omeganın peşinden giderken buldu. "Yeonjun mu dediniz? Choi Yeonjun mu?" Diye sordu arkasından yetişmeye çalıştığı Beomgyu'ya bakarken. "Evet lordum. Choi Yeonjun. Onu tanıyor musunuz?"Nihayetinde bahçeye yetiştikleri vakit Beomgyu'nun sorusu karşısında arkadaşını görmesi ve ona doğru koşmasıyla birlikte havada kalmıştı. "Beomgyu!" Kapının dibinde çatık kaşlarıyla bekleyen gencin kaşları arkadaşı Beomgyu'nun sesini duyunca gevşedi, Lord Kang'ta gezen öfkeli bakışları yumuşadı ve ona doğru yaklaşan çiçekçiyle kıvrıldı dudakları. Beomgyu'nun hızlı adımları kapıya yetişirken kollarını araladı arkadaşını kucaklayabilmek adına; lâkin lordun soğuk bakışlarıyla kesiştiğinde kehribar gözleri, henüz kendini arkadaşının sıcaklığına kavuşamadan lordun bileğini kavrayan eliyle geri itilirken bulmuştu. "Ne yapıyorsunuz?" Diye sordu çatılı kaşlarıyla, ona bir taş kadar sert bakan Lord Kang'ın elleri arasından kurtarmaya çalıştı cılız bedenini.
"Bu genç adamı nereden tanıyorsunuz?" Diye sordu lord sakin sesiyle, her ne kadar gözleri öyle söylemese de sesi her daim içini ısıtıyordu omeganın. "Bunun ne ehemmiyeti var lordum? O benim arkadaşım. Neden onu içeri almıyorsunuz?" Lord Kang derin bir nefes alırken bakışları karşısındaki omeganın çatık kaşlarında ve ısırmaktan kızaran dudaklarında gezindi. "Üzgünüm." Dedi. "Görüşmenize izin veremem."
"Ne?" Beomgyu'nun histerik bir şekilde dudakları arasından dökülmüştü sözcükler. "Sizden izin almıyorum lordum." Dediğinde bileğine sarılan parmakların gerildiğini hissettmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lotus kokan ölümler ❁ taegyu
Fantasy"Hiç duydunuz mu lordum? Lotus kokarmış bazı ölümler." → omegaverse. → mini fic.