*SAKDA'NIN AĞZINDAN*
Belimde oluşan yaraya pansuman yapmak için banyoya geçtim. Acı eşiğim yüksek olmasına rağmen bu yaranın acısı geçmiyordu. Bıçak kullanırken daha dikkatli olmalıydım. Üzerimi çıkarttım ve pansumanı tazeledim. Daha sonra temiz bir t-shirt giyip banyodan çıktım.
Anurak salonda oturuyordu. İçeri girdiğim an irkilip bana baktı. Daldığı an içe girdim sanırım. Birkaç adım atıp durdum.- Kusura bakma korkuttum galiba.
Anurak bir hışım ile ayağa kalktı.
-S-SSEEN!
Şaşkınlıkla Anurak 'a baktım. Öfke ve korku yüzünü kaplamıştı.
- Ben? Ben ne?
O sırada zil çaldı. Gözlerimi Anurak'ın gözlerinden ayırdım ve kapıya doğru ilerledim. Gelen Nick'ti. Onu içeriye davet ettim. Beraber salona ilerledik. Anurak hala aynı şekilde donmuş duruyordu. Nick'i görünce oldukça sahte bir gülümseme ile Onu selamladı.
Birden bu denli değişmesi aklımı kurcalamaya başlamıştı. Ama şimdi bunun vakti değil diye düşünerek Anurak ve Nick'i yemek masasına davet ettim.- Evime gelip benimle bu güzel akşamın tadını çıkartmaya ortak olduğunuz için teşekkür ederim. Siz özel konuklarıma özel bir menü hazırladım. Buyurun başlayın.
O ikisi yemeğe başladığı sırada yerimde. Kalkarak 3 kadeh şarap doldurdum. İkram ederek yerime geçtim.
Nick: Kaç yıldır tanıyorum seni böyle yemek yaptığını bilmiyordum. Enfes
Sakda: Ah teşekkür ederim beğenmen beni memnun etti
Anurak: Evet şaşırtıcı derecede leziz. Sanatçı her yerde sanat yapabilir sanırım.
Sakda: Övgün için teşekkürler Anurak. Her yerde her zaman sanat yapabilirim.
Gözlerimiz zamansız ve yersiz bir şekilde buluşmuştu. Anlam veremediğim şeyler söylemek istiyor gibiydi. Anurak birden değişmişti. Nick gelmese ne olacaktı bunu merak ediyordum.
.
.
.
.
.
{ANURAK'IN AĞZINDAN}Akşam yemeği tüm gerginliğime rağmen iyi ilerliyordu. Nick gelmese belki içimde tuttuğum korkuyu ve soruları Sakda'nın yüzüne püskürtecektim. Ancak çalan kapı ile kendime gelmiş ve beklemeyi tercih etmiştim.
Güzel bir sofradan sonra 3ümüz Sakda'nın terasına çıktık. Çok geçmeden koyu bir muhabbet ortamın atmosferini güzelleştirmeye başlamıştı.
Hey! Kimi kandırıyorum her ne kadar aklımda bir ton soru olsada tek güzel şey bu ay ışığı altında karşımda yayılmış, dağınık saçları ile oturan Sakda'ydı. Tanrım... Umarım sen değilsindir.Derin düşünceler ile kendimden geçmişken gözüm yine Sakda'nın t-shirtüne doğru kaydı. Daha sonra bakışlarımı onun kedi gözlerine çevirdim ve bana baktığını fark ettim. Soru sorarcasına bakıyordu. Sertçe yutkundum. Beyaz teni, kalın dudakları ve dağınık saçları beni mahvediyordu.
- Hey,Anurak! Burada mısın?
Nick'in sesi ile kendime geldim. Gülümseyerek O'na baktım.
- Ah evet, aklımda birkaç dosya var. Üzgünüm ne diyordunuz.
- Sakda biraz yürüyüş yapalım diyor. Benim için iyi olur ne dersin?
Başımla onayladım ve öne doğru kendimi çektim.
- Tamamdır ama önce Nick'in ceket provasını yapalım. Ona özel bir ceket tasarladım. Dikiş işini kimseye bırakmak istemedim. Bakalım üzerinde nasıl duracak.
Sakda, sözü bitince yerinden kalktı ve Nick'in saçlarını karıştırıp içeriye girdi. Nick ise hemen ardından kalkarak peşinden ilerledi. Ben de onları takip ederek Sakda'nın prova odasına gittim.
Tanrım, odanın hali ne böyle. Yerlerde çizim malzemeleri, kumaşlar,duvarda boyalı izler,dur...ne? Gördüğüm şey ile yutkunup Sakda'ya baktım. Nick'in ceketini odada bulunan dolabın içerisinde arıyordu. Daha sonra yerde gördüğüm şeye tekrar baktım. Prezervatif...
Hızla kendime geldim ve ikiliye döndüm. Sakda kibarca Nick'e yaklaştı ve ceketi O'na giydirdi. O kadar naif hareket ediyor ve ciddi bir iş yaparcasına bakıyordu ki tüm odağım O'ndaydı.
Nick'in belini tutup arkasına dönmesini sağladı. O esnada hafif kısık ama duyulur ses ile Nick, Sakda'ya şunları söyledi:
- Bu yaraları senin açmanı isterdim. Seni çok özledim Sakda. İzlerini özledim.
Sakda'nın yüzünde bir sırıtma belirirken benim başımdan kaynar sular döküldü. Bu prezervatif onların mıydı? Siktir!
Yutkunum yan tarafa döndüm ve etrafa bakmaya başladım. Sikeyim sevişin bari benden utanmayın.
Sinirle içimden konuşmaya başladığım esnada Sakda'nın bana seslendiğini fark ettim.
- Bay Anurak, sıkılıyor musunuz?
- Ah hayır,sadece odaya bakmak istedim.
-Hosuna gitti mi?
- Evet, güzel ama...
-Ama?
- Dağınık,hep böyle mi burası?
- Sadece hard çalıştığım gecelerde böyle, yakın zamandan kalma bir dağınıklık.
Bana göz kırptı ve kurumuş dudaklarını dili ile ıslatarak Nick'e döndü. Ananı, rüyalarımda beliren hisler şu an bedenimi ele geçirmeye başlamıştı. Hey kendine gel,bu şüpheli bir birey olabilir.
.
.
.
.
.
.
Merhaba,uzun zaman oldu. Hikâyeyi yazmak için baştan okudum o kadar uzak kaldım ki... Neyse yazacağım sanırım. Umarım hoşunuza gider. Bu bölüm hatırlatma amacıyla yazıldı. Oy ve yorumlarını bekliyorum. Diğer bölümler uzun olacak.🪂

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FK⁸⁸ (+18)
Fanfic"Gittiğini biliyorum ama seni hâlâ hissedebiliyorum." K⁸⁸ Aşk,moda,ihanet,cinayet harman oldu kardeşim bu hikayeye bir şans vermelisin.