Kızıl Kafalı Çapkın ve Asabi Kara Ördek (texting + bxb)

6. Bölüm

Bu bölüm metin text karışık olacak.

***

Hayatım boyunca, en büyük hayalim seks yapmaktı.

Lisede sene sonlarına doğru telefonlara karışılmazdı ya, işte o zamanlarda sınıfta porno açan çocuk bendim. Herkes başıma toplanır, beraber ilişkiye giren insanları izlerdik. Sınıfa giren kızlar mideleri bulanarak çıkarlardı, biz de arkalarından güler, ekrandaki kadın ve erkeklerin inlemelerini taklit ederdik.

Ancak bir fark vardı bende. Bunu, porno oynamaya başladığı anda fark etmiştim.

Ben erkeğin değil, kadının yerinde olmak istiyordum.

Kadın seksiydi, yalan yoktu. Hatta tam benim tipimdi. Ama ben bu sefer kadından değil, erkekten alamamıştım gözlerimi. İnanılmaz çekiciydi, terli kasları, tüysüz kasıkları, derin nefesleri, hırlamaları... Tanrım, yine sertleştim.

Üniversiteye geçtiğimde denediğim ilk şey ise, kuytuda köşede bulmayı başardığım bir gay bara yaptığım şafak operasyonu tadındaki girişimdi. E tabii, o zamanlar dış görünüşüme çok önem vermediğim için, zar zor bulmuştum bir partneri. Babamın ders çalışayım, okuyayım, yaşayıp meslek sahibi olayım diye kiraladığı küçük daireme getirdiğim gençle güzel bir gece geçirmiş ve erkeklere olan ilgimi tescillemiş olmuştum.

Sonuç olarak, biseksüel çıkmıştım. Her türlü insanla denemiştim, genci, yaşlısı, femboyu, hayvani olanı... Kız da atmıştım eve. Lezbiyen atmayı da denemiştim ama sonu pek iyi bitmemişti.

Dış görünüşümle oynamış, saçlarımı kırmızıya boyamıştım. Sporda gelişim göstermiş ve adeta bir Yunan tanrısına dönüşmüştüm. Buz mavisi gözlerime hafif kalem çekerek daha belirgin hale getirmiş, küpe piercing derken mükemmel bir şey oluvermiştim. Mütevazı olamayacaktım, ben de olsam ben de benimle yatardım.

Ancak dün gece, sonuçlarını bilemeyeceğim bir hata yapmıştım.

***

Dün gece hayatımın en güzel gecelerinden biriydi.

Bara gitmiştim iş çıkışı. Part-time çalıştığım kafenin sahibi, patronum Sibel Hanım, haftanın tam ortasını, çarşamba gününü bana izin günü seçmişti. Orada mükemmel birini bulmuştum, Deniz...

Çok güzeldi, güzelliğinin yanı sıra minikti de. Tam benim pasif tipimdi. Kahverengi dalgalı saçları, fındık gibi bir burnu, küçük dudakları vardı. Cidden güzeldi, yatakta da çok iyiydi.

Ancak dün gece hakkında aklımda hayal meyal, bir türlü gitmeyen bir düşünce kalmıştı.

Saçlarını kahverengi değil, siyah hatırlıyordum.

Nasıl oldu anlamamıştım, zira Deniz'in saçları kesinlikle kahverengiydi ve sabah yanı başımda yatıyor oluşu da dün geceyi onunla geçirdiğimin kanıtıydı. Neden böyle olmuştu acaba?

Gözlerimi açtığım gibi kapatmış, yarım saat uyuyup sonra tekrar açmıştım. Evimin sökük tavanı gözlerime çarpmıştı ilk olarak. Her zamanki gibiydi, pek bir fark yoktu. Ama örümcek ağlarını sökmem gerekiyordu anlaşılan.

Yatakta oturur pozisyona gelmiş ve hemen telefonuma sarılmıştım. Acaba mesaj atmış mıydı? Dün son mesajımla bayağı bir şaşırtmış olmalıydım Çınar'ı...

Berkecan sürekli bana uzak dur diyordu, yapma diyordu. Ama ben hayırdan zevk alıyordum. Çınar'ın sürekli beni terslemesi, dellenip durması çok hoşuma gidiyordu. Cinselliğe dönüştürmem gerekiyordu bu ilişkiyi. Sadece bu öfkeli tavırlarıyla bile bana bu kadar zevk veriyorsa...