"gece yarısı evime geldiğini hatırlıyorum"

151 17 30
                                    

Zhang Hao

Günlerdir yaptığım tek şey Hanbin ile vakit geçirmekti. Benimle bir bebek gibi sürekli ilgileniyordu ve bu o kadar hoşuma gidiyordu ki. O da bunu biliyordu, özellikle geçen haftanın 7 gününü beraber geçirdik. O kadar eğlenceli bir haftaydı ki, her son dersim bittiğinde kapının önünde beliren Hanbin'e alışmıştım bile. Dürüst olmam gerekirse çok güzel bir ilgisi vardı.

Bu sefer fakülteden çıktığımda gözlerim onu aramıştı ama yoktu. Gelmemişti ama neden gelmemişti ki? Elimdeki keman çantası omuzlarımın düşmesi ile kaymıştı. Çantayı düzeltip adımlamaya başladım. Herkes heyecanla ellerindeki kağıtlarla konuşuyordu. Ne olduğunu anlamayarak etrafa bakarken arkadan gelen Gunwook ve Gyuvin ile onlara bakmıştım. Elindeki broşürü bana uzattı Gunwook. "Hyung sen de geliyorsun değil mi?" Broşürü elinden aldım ve gözlüklerimi düzelterek broşüre baktım. Parti ilanıydı. Böyle yerlere gidecek özgüvenim yoktu bu yüzden gülüp broşürü tekrar Gunwook'a uzattım.

"Yok ya, ders çalışacağım" dediğim şeyle Gyuvin yüzünü buruşturmuş ve elindeki broşürü katlayıp çantamın içine atmıştı. "Aptallık yapma hyung hepimiz orda olacağız, biraz kafa dağıtacağız işte hem artık finallere geldik bitecek okul dönemi"  Omuzlarımı silktiğimde onlarda gülümseyip gitmişlerdi. Kesinlikle gitmeyi falan düşünmüyordum.

Eve vardığımda odama girdim ve karşı cama baktım. Oda bomboştu, daha gelmemişti Hanbin. Onu beklerken şarkıma çalışmak için gitarımı elimi aldım ve önüme notaları ve sözleri açtım. Şarkıyı söylemeye başlarken telefonumdan bildirim gelse de takmadan devam ettim. Daha sonra da bakabilirdim? Aklıma kötü bir şey olacağı düşüncesi gelince gitarı bırakıp telefonumu hızlıca elime aldım. Taerae'den gelen 'kizlar aksama hangisini giyeyim' başlıklı mesajı görünce derin bir nefes verip cevap vermeden telefonu bıraktım. 

O sırada gözüm masada duran şarj aleti başlığına kaydı. Bunu vermemiş miydim? Nasıl unutmuştum ki. Derin bir nefes verip şarj aletini almak için ayaklandım. Şarj aletinin altında 'seni seviyorum' yazan kağıtla göz göze gelmemle yutkunmuştum. Ona açılmalı mıydım? Çok hoşlanıyordum evet biliyordum bunu. Ama elimden bir şey gelmiyordu, arkadaşlığımız şuan çok iyiydi. Beni en yakın arkadaşı olarak bile görüyor olabilirdi. Bozmak istemiyordum. Ya benden uzaklaşırsa ne yapacaktım?  

Yakından gelen ıslık sesi ile dönüp Hanbin'in camına baktım. Ordaydı, ve.. çok yakışıklıydı.  Üstünde takım elbisesi vardı ama daha ceketini giymemişti. Şöyle bir bakınca bile partinin yıldızı olacağı anlaşılıyordu. Sung Hanbin her şeyi ile mükemmel ötesiydi. Hanbin onu süzdüğümü anlamış olacak ki hafifçe sırıttı ve yatağına oturup yanında duran defterini eline aldı. 

'You going tonight?(bu gece geliyor musun?)' kağıdı bana çevirince gülümseyip omuzlarımı silktim. 'No, studying(hayır, ders çalışıyorum)' yazdığım kağıdı ona çevirdim. Karşımda gördüğüm 'Wish you were(keşke öyle olsaydın)' yazısı ile öylece kalmıştım. Gelmemi istiyor muydu cidden. Onu izlerken ayağa kalkıp elindeki defteri yatağına bıraktı. Ceketini yatağın ucundan alarak odasını terk etmişti. 

Derin bir nefes alarak önümde duran 'Seni seviyorum' yazılmış kağıda baktım. Gitmek istiyordum ancak yargılanmaktan korkuyordum. "Öyleyse kimsenin seni yargılayamayacağı kadar mükemmel olmalıyım" kendi kendime konuşurken ayağa kalktım ve dolabımın kapaklarını açtım. 

Ben Sung Hanbin'i elde etmek istiyordum ve şuana kadar istediğim her şeyi başarmıştım. Hele ki onu asla kaybedemezdim. 

of daglar bu bolumde bitti, kontrol etmedim hatalar olabilir kısa bi bolum ama sonucta sonraki bolum opusme var balo var??? degcek yani.

hastaydim yeni iyilestim haftasonu bolum yazmayı denicem bana sans dileyin

buraya da yazim bari gencler bu ficde smut olmalı mı masum mu kalmalı.

kocalarim🤩

You Belong With Me-haobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin