Hayatımız uzun ama sevdiğimiz şeyler kısıtlıdır.
En azından ben böyle düşünüyorum.
Bir yandan defterime bir şeyler karalıyor bir yandan da hocanın anlattıklarını dinliyordum.
Dinliyormuş gibi yapıyordum daha doğrusu.
Yeonjun her zaman ki gibi söyleniyordu.
"Yeonjun bir sus hoca kızıcak simdi"
Bana dik dik baktığında korkmadığımı söyleyemezdim.
"Lan herif 2 aydır dersimize giriyor her derste aynı şeyi anlatıyor,ondan değil benden mi sıkıldın"
Omzuma hafifce vurduğunda yüzümü buruşturdum.
"Onu bunu bırak şimdi de"
Çizimime devam etmeme kalmadan Yeonjun defterimi önümden çekmişti."Geleceksin o kadar diyorum"
Derin nefes aldım,Yeonjun yaklaşık 2 derstir beni asla gitmeyeceğim bir yere götürmeye çalışıyordu.
"Ya ben ne yapacağım orada?"
Sitem ettiğimde sanki çok önemli bişey anlatıyormuş gibi omuzlarımdan tutup bana baktı.
"Ya ne olur gelsen 2 motor görürüz işte,hem yarışçılar çok yakışıklı"
Ofladım.
"Bu gelmem için yeterli bir neden değil"Ben öyle bir insan değildim ama Yeonjun benim tam tersim olduğu için bunu anlamıyordu.
Gidip birini beğenmezdim ki,hele ki motorsiklet felan bana aşırı uzak şeylerdi.
"Öyle olsun peki"
Kollarını göğüsünde birleştirip önüne döndüğünde ben ona bakakalmıştım.
"Yeonjun saçmalama"
Gülmeden edemedim,sırf onu kırmamak için bile geleceğimi biliyordu da işte."Ya gidip saçma sapan bi motorsiklet yarışında hayatımın aşkını felan mı bulacağımı düşünüyorsun?"
Göz ucuyla bana baktığında gülmemek için zor duruyordum.
Pes ettim.
"Tamam tamam okul çıkışı gideriz,asma şu suratını"Kabul etmek zorundaydım.
Burası gerçekten hiç benlik değildi,Yeonjun neden bu kadar mutluydu anlamış değildim.
Hava soğuktu ama beni rahatsız etmiyordu,etraf oldukça kalabalık ve gürültülüydü.
"Motorlara bak!"
Yeonjun sanki mücevher görmüş gibi motorlara baktığında yüzümü buruşturdum.
"Oturalım artık"Etrafa göz attığımda gerginliğim daha da artmıştı.
Çabucak şu saçmalık bitse de eve gidip uyusam.
Etrafa bakmayacaktım,böyle yerlere hiç alışkın değildim ve sevmezdim de zaten.
Yeonjun için katlanabilirdim.
Yeonjun'un uzun ısrarı üzerine ön sıralardan birine oturduğumuzda başta defterimi çıkarmaya yeltensemde ilgisiz gözükmemek için vazgeçmiştim.Yeonjun öyle büyük bir hevesle izliyordu ki daha başlamamış olan yarışı,hayret ediyordum.
Arkama yaslanıp kollarımı göğüsümde birleştirdiğimde gözüme biri çarpmıştı.Yüzü daha önce gördüğüm hiç bir yüze benzemiyordu,dikkatimi çekmişti.
Eldivenlerini takarken o kadar ciddiydi ki,bakışlarındaki hırsı çok net bir şekilde görebiliyordum."Motor sürerken bile yakışıklı!"
Yarış başladığında Yeonjun tek birini izliyordu.
Kim olduğunu anlamak zor değildi tabi.
Yeonjun her zaman yaptığı gibi Soobin'i övmeye başladığında sırt çantamdan hızlıca defterimle kalemimi çıkardım.Belli ki yarış kısa sürmeyecekti.
Yarışı takip bile etmiyordum,yarın Yeonjun bana her şeyi 40 defa anlatırdı zaten.
Kulaklıklarımı taktığımda sanki uzun zamandır aradığım bişeyi bulmuş gibi hissediyordum.Basit bir karalama yapmak bile beni öylesine rahatlatıyordu ki.
Kendimi dünyadan soyutlamama yardım ediyordu,bambaşka bir evrende gibi hissediyordum.İlk görüşte aşk olur muydu acaba?
Belki alakasız belki saçma geliyor kulağa ama merak ettiğim bişeydi.
İnsanlar nasıl birine ilk görüşte aşık olabiliyordu ki.
Veya aşık olduklarına nasıl bu kadar emin olabiliyorlardı?
Çizim yaparken bunu düşünmem mantıksızdı."Lan kalksana"
Yeonjun kulaklığımı çıkardığında başımı kaldırıp ona baktım,çoğu kişi gitmişti bile.
"Sen git ben sonra yetişirim sana"
Yeonjun beni üstelemeyip koşa koşa Soobin'in peşinden gitmişti.
Hiç kimse kalmamıştı,gördüğüm kadarıyla.
Hızlıca toparlanıp çıkışa yöneldim,sonunda kurtulmuştum."Beni duymuyor musun duymak mı istemiyorsun?"
Kulağıma gelen yabancı sesle kulaklığımı çıkarıp arkama baktım.O simsiyah saçlar,yüzüne vuran loş ışık.
"Kasktan kafana oksijen gitmiyor galiba"
Onu terslememe karşılık benle daha konuşmayacağını düşünmüştüm ki yanılmışım.
Tam gitmeye yeltendiğimde beni kolumdan tutup duvara yaslamıştı.Yüzü çok yakındı,fazla yakındı,çok fazla yakındı.
Yutkundum.Soğuk havaya rağmen kıpkırmızı duran dudakları.
Sikeyim nasıl bu kadar güzel kokabilirsin?"Beni dinlesen ölür müsün?"
Dinleyemiyorum ki ben şuan seni,akıl mı bıraktın lan bende.
"Sen gerçekten ruh hastasısın,çekil şuradan"
Sinirle konuştuğumda ona asla bakamıyordum.
Bakışlarını benden çekmiyordu çünkü.
"Biraz sakin mi olsan acaba"Sırıtmasına karşılık sinirle güldüm,kollarımı göğüsümde birleştirdim.
"Sen bu kadar yakınımdayken hiç sakin olamıyorum neden acaba ya?"
Evet bu cümleyi tek nefeste söyledim.
Niye bu kadar kafamı karıştırıyordu ki?"İsmin ne senin?"
Önüme gelen saçları düzeltmeye yeltendiğinde elini ittim.
"Çekil diyorum sana"
"Bende ismin ne diyorum sana"
Derin nefes almaya çalışsamda bu imkansızdı.
"Beomgyu,rahata erdin mi?"
Onu ittirdiğimde sonunda aramızda mesafe açabilmiştim.Ben farklı bir tepki vermesini beklesemde nafileydi.
Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu aklım almıyordu,onu o kadar terslememe rağmen hala inatla üsteliyordu.
"İsmin de güzelmiş,beğendim"İsmin de derken?
"Bişey istemeyeceksen gideceğim işim va-"
Cümlemi bitirmeme izin vermedi.
"Benim için bişey çizmeni istiyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Race|taegyu
FanfictionGüzel sanatlar öğrencisi olup boş zamanlarında grafiti sanatçılığı yapan Beomgyu yaptıklarını sosyal medyada paylaşır. Ve motorsiklet yarışlarındaki başarısıyla ün kazanmış Taehyun'un dikkatini çeker.