Giriş: "Geceyi Öldüren Kurşun"

6 2 0
                                    

Spartacus- Sura Theme

Giriş: "Geceyi Öldüren Kurşun"

Gökyüzü siyah örtüsünü dünya üzerine salıvermiş etrafı karartmıştı. Uzaklardan duyulan mutluluk sessiz gecenin üzerine tatlı bir melodi gibi öpücük konduruyordu. Mutluluk kahkahalarına ağaçlardan dökülen turuncumsu yaprakların hışırtıları da eşlik ediyor ve sessizlik yemini etmiş gecenin sesi oluyordu. Sonbaharın son günleriydi , bundan dolayı havada çok yoğun bir soğuk vardı.

Kız üşüyen ellerini birbirine sürttü. Gerçekten çok üşümüştü. Rüzgar estikçe yanaklarına ince ince jilet kesiği acılar bırakıyordu. Narin bedeni de titremeye başlamıştı. Üzerine bir ceket alsaydı en azından. İncecik bir elbiseyle duruyordu. Ayağında ki topuklu ayakkabılar da rahatsız etmeye başlamıştı. Dönmenin zamanı geldi diye düşündü.

Yavaş yavaş geldiği yöne doğru yürümeye başladı. O sıra da bir şeyi hatırlamışcasına durdu. Buralarda bir uçurum vardı onu görmeden dönemezdi. Tekrar yürümeye başladı. Yürüdükçe ayaklarının altında ezilen ağaç yapraklarından hışırtılar yükseliyordu. Rüzgar estikçe esiyor, kız ise her rüzgar estikçe daha çok üşüyordu. Ama pes etmedi.Buraya kadar gelmişken o uçurumu görmeden dönemezdi.

Sonunda uçuruma vardı. Biraz yaklaştı uçuruma doğru. İlk dikkatini çeken şey uçurumun dibinde bulunan göldü. Dolunay nehre saçlarını sarkıtmış ve güzelliğini gözler önüne sermişti. Hayran kalınası bu güzelliğe dalıp gitmişti kız. O kadar büyüleyici ve ilham verici bir görüntüydü ki...
Dudaklarında ki gülümsemeyi engelleyemedi. Gözlerini kapatıp bu anın tadını çıkartırcasına derin bir nefes aldı.

O sırada bir ses duydu. Ağaç yapraklarına basınca çıkan o hışırtılı ses... Kaşları çatıldı ve dudakları dümdüz bir hale geldi. Gözlerini açtı. Arkasında birinin varlığını hissetti. Arkasını usulca döndü.Korku bedenini ele geçirmişti hızlıca. Ama karşısında tanıdık bir sima görünce o korku kuş misali uçup gidivermişti hemencecik.

"Ahh sen miydin! Ödümü kopardın." Yeniden dudaklarına düşmüştü o sarhoş edici gülümsemesi. Karşısındaki kişiye doğru bir adım attı... Ama elindeki şeyi fark etmesiyle ikinci adımı yarı kaldı.

"O elindeki ne öyle?" dedi. Hala gülümsüyordu ama kaşları çatılmıştı. Anlamaya çalışır gibi bakıyordu su yeşili gözleri. Karşısındaki kişi elinde tuttuğu şeyi ona doğru doğrulttu. Kız şaşırmıştı. Artık gülmüyordu. Kaşları çatık ağzı aralık bir şekilde karşısındaki kişiye bakıyordu.

"Ne yapıyorsun sen?"diyerek o kişiye doğru bir adım daha attı. Onu durduran zulümkâr bir elin tuttuğu soğuk bir tabancadan ateşlenen zehir gibi bir kurşundu. Durduğu yerde çakılı kalmıştı. Karnına giren kurşunu ilk başta algılayamamıştı. Acıyı hissetmeye başladığında karnına elini götürmüş ve karnından eline bulaşan kanı görmüştü. Yere çöktü yavaşça. Gözlerinden damla damla yaşlar süzülmeye başlamıştı narin boynuna.

Hayaldi gördüğü. Belki de rüya. Evet bu gerçek olamazdı. Böyle birşey olamazdı. O bunu yapamazdı. Onu o kadar severken öldüremezdi değil mi?
Gözlerini yumdu,gücü kalmamıştı. Karnından dizlerine süzülen her kan damlası ondan yaşam gücünü alıyordu.

"Neden?" diye fısıldadı dudakları titreyerek. Cevap gelmedi. Gözlerini açtı ve son bir gayretle yeniden "Neden?" dedi. Sesi çok kısık ve güçsüz çıkmıştı. Dizlerinde derman kalmamıştı. Devrilecek gibi oldu ama elini yere koyup düşmesini engelledi. Karşısındakinin gözlerinin içine baktı. Cevap bekliyordu. Karşısındaki de ağlıyordu. Hemde ondan daha şiddetli bir şekilde hıçkıra hıçkıra.

"Özür dilerim" diye fısıldadı katil ve devam etti"Ben seni öldürmeseydim sen beni öldürecektin." Ve bir hıçkırık kaçtı boğazından katilin. Ve bir tane daha. Sonra bir tane daha. "Yapamazdım anlıyor musun! Gözlerimin önünde onunla mutlu olmanı izleyemezdim. Ölürdüm." Ağlamaya devam etti. O da dizlerinin üzerine çöktü elindeki tabancayla vurduğu kıza baktı.
"Özür dilerim" diye fısıldadı yeniden ve bir el daha ateş etti. Zehirli kurşun bu sefer kızın tam kalbine isabet etti.

Yere devrildi güzeller güzeli. Yere devrildi geceden bile güzel olan kız. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu hala. Elini son gayretiyle karnına bastırdı ve gözlerini kapattı. Sürüklendiğini hissetti. Uçuruma doğru sürüklüyordu katili onu. Sonra durdu ve onu uçurumdan aşağıya doğru itekledi. O şimdi süzülüyordu gökyüzünde. Küçük bir serçe gibi kanat çırpıyor ve yükseliyordu benliğe.

Katil attığı kızın uçurumun dibindeki suya çarpması izledi yaşlı gözlerle. Ayağının altında kurşunların saçmaları vardı. Yavaş yavaş uzaklaştı oradan katil.Saçmalara basıp, yapraklara basıp gecede kaybolup gitti.
🍂🍂🍂

Selamm okur aşklarım💚
Hikayemizin giriş bölümüyle karşınızdayım:) Uzun sürecek bir serüvene başladık beraber. Umarım çok güzel bir şekilde de tamamlarız.
Giriş bölümü hakkında ne düşünüyorsunuz? Bence güzel oldu. En azından idare eder diyelim (itiraf edeyim ben kendimden bu kadarını bile beklemiyordum😅) Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölüm Çarşamba günü. O zamana kadar kendinize iyi bakınnn. Hoşçakalın.
Bol öpücüklerrr😘😘😘

UÇURUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin