1

2.3K 143 140
                                    

"ben geeeldiiiim"

Kelimeleri uzata uzata, büyük bir enerjiyle girmişti eve Minho, normalde ağlayarak dönmesini beklerdi hâlbuki ev halkı. Fakat bu enerjik giriş cevapsız kalmıştı, Minho duraksadı ve kaşlarını çattı. Evin içinde dolanmaya başladı, belli ki biri banyodaydı, odanın kapısını açtı Minho, Changbin uyuyordu. Sıkıntıyla iç çekti. Üç kişi 1+1 evde yaşıyorlardı, tek bir oda vardı yataklar için, ve sadece iki yatak sığıyordu. Ya biri salonda yatardı genelde, ya da iki kişi birlikte uyurdu. En sakin uyuyan Chan'dı, genelde hareket bile etmezdi, uykusu hafifti ama. Bunu bilen ikili onunla yatmak yerine birlikte uyurlardı ki uyuyabilsin diye Chan, çünkü uyuduğu sayılı zamanlar oluyordu.

Minho çantasını dolabın yanına attı, ne dağınık, ne toplulardı üçü de, fakat evde yaşayabilmek adına düzenli olma kuralı getirmişlerdi. Hiç utanmadan üzerini çıkarmaya başladı Minho, nasıl olsa Changbin uyuyordu, uyumasa da utanmazdı gerçi.

Üçü neredeyse lise ikiden beri birlikte yaşıyorlardı, şu an Chan matematik öğretmeni olmayı hedefliyor, Changbin polislik istiyor, Minho ise henüz ne olacağına karar vermemiş olsa da güzel sanatlar okuyordu. Hepsi henüz ikinci senelerindeydi. Lise iki de ailelerinden nasıl izin çıkmıştı diye düşünürseniz açıklamama izin verin. Minho aile içi şiddete dayanamayıp evden kaçmıştı, Changbin babasıyla kavga edip evi terk etmişti, Chan'ın ise zaten ailesinin ondan haberi bile yoktu, ayrı olan anne babasının hiç umrumda degildi. Üçlü artık bunlara dayanamayıp birlikte yaşama kararı almışlardı, part-time işlere girmişti Minho ve Changbin, Chan özel ders veriyordu.

Bunlar bir yana, Minho üzerine tişört geçirmiş kendine şort ararken uykulu bir ses duyduğunda dönmüştü arkasına.

"Kalktı"

"Irz düşmanı."

Elindeki şortu Changbin'in kafasına attı Minho, hızlıca. Changbin ise gülerek ona geri attı şortu. Minho şortu aldığı gibi giymişti üzerine. Onlar kendi aralarında çekişirken Chan girmişti odaya, belinde havluyla. Saçlarını kuruluyorken Changbin tekrar konuşmuştu.

"Bi' daha kalktı, ne bu azdırma planı mı yapıyorsunuz birlikte."

Chan sırıtarak yatağına oturmuştu, konuştu saçlarını kurulamaya devam ederken.

"İndirelim güzellik"

Changbin alaycı bir ses tonuyla cevapladı, "Anan güzellik." Diye.

Minho, hâlâ uzanan Changbin'in yatağıma oturmuştu üzerini giyindiginde, uzandı onun yanına, Changbin'in kolları arasına girdi ve yerleşti iyice yorgunlukla.

"Bu gün eve mutlu mutlu girdim, duymadınız. Sonra ağlak diyorsunuz. Anca ağladığım zaman görüyorsunuz ya."

"Yavrum resmime boya sıçradı diye ağlayarak geldin daha dün." dedi Chan, Changbin ise güldü buna.

"Sus Chan sus, o kadar uğraştım ben ona gitti resmim ya."

Chan belindeki havluyu çıkararak ilerledi dolabına, tam Changbin "oha oha" derken çoktan iç çamaşırını giydiğini görmüştü Chan'ın.

"Ne meraklısınız oğlum götüme, havluyla gelir miyim ben sizin yanınıza hiç?"

"Aşk olsun ne yapacağız sanki biz"

Minho kendi dediğine bile inanmamıştı, gülerek Changbin'e döndü ve başını onun omzuna gömerek iç çekti, yorulmuştu.

"Hiç belli olmaz işiniz" diye ağzının içinde mırıldandı Chan. Altına bir eşofman giydi ve ipini bağladı, üzerine bir şey giymeden gezerdi genelde evde, diğerlerinin yanında rahattı hep.

Çilekli sakız, Chanminbin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin