"ay ay ay ay... Ahh, aisshh"
Güneşi ilk selamlayan kişi olmuştu Minho, iki oğlanın arasına geçmişti ne zaman olduğunu bilmediği bir ara. Güneşi ilk selamlayan oydu ama onu ilk selamlayan kalça ve bel ağrıları olmuştu. İstediği masajı bile hâlâ alamamıştı. İç çekip sırt üstü yattı ve aralarında yattığı iki oğlana baktı.
Gözlerini ilk olarak Chan'a çevirdi. Okulda herkesin istediği oğlandı o, zekiydi, yakışıklıydı. Ayrıca çok düşünceliydi. Tamamen green flag biri denebilirdi onun için. İyi bir vücudu vardı ve yetenekliydi. Onunla çok iyi anlaşıyordu hep Minho, ne zaman sarılacak birine ihtiyaç duysa, sığınacak bir liman istese ona koşuyordu. Fazla güvende hissettiriyordu insanı. Ayrıca kusursuzdu, yıllarca hiç gözünü kırpmadan izleyebilirdi onu Minho.
Yavaşça başını diğer yanında onu kocaman kollarıyla sarmalamış olan Changbin'e çevirdi. Aslında, o da kızların gözdesiydi. Özellikle serseri sevenler için fazla iyiydi. Kavgacı ama korumacı bir tipti. Onun sevdiği kişi olduğunuzda, bu sizi dünyadaki her şeyden koruyabileceği anlamına geliyordu. Ayrıca düşünceliydi de, başına buyruk hareket etse de, dışarıdan kaba görünse de kocaman bir kalbe sahipti, çok sıcak davranıyordu sevdiklerine.
Ve şöyle bir düşününce Minho, bunun bir gün olacağını biliyor ama hep bu gerçekten kaçıyor ve korkuyordu. Aslına bakarsak hâlâ korkuyordu çünkü insanlar üçlü ilişkilere asla iyi gözle bakmazdı. Ve o insanların onun hakkında dediği her şeyi takardı, üzülürdü. Fakat, şimdi iki oğlanın arasında yatıyordu, huzurluydu. Onların sevgilerini sonuna kadar hissedebiliyordu. Onlarla mutluydu, hayatı boyunca yanında onlar vardı. İnsanların görüşleri yüzünden onları bırakmak istemezdi. İç çekti ve kafasındaki düşünceleri dağıtarak önce dudaklarını Changbin'in dudaklarına bastırdı bir güzel. Changbin uyumuyordu belli ki, sırıtarak hızlıca öpücüğe karşılık verdiğinde Minho şaşırmıştı. Geri çekildiğinde Changbin, Minho gözlerini kırpıştırarak baktı ona.
"Uyumuyor muydun sen?"
"Uyuyordum, hareketlendiğin için uyandım."
"Fırsatçı."
Güldü hafifçe Changbin, Minho iç çekip güldükten sonra Chan'a döndü ve onun dudaklarına küçük küçük bir sürü öpücük dizdi uyanması için. Chan gülümseyerek gözlerini aralamıştı, Minho'nun beline dolandığı anda acıyla inlemişti Minho. Oğlanlar ona baktığında kaşlarını çatarak ikisinin de omzuna yumruk atmıştı defalarca.
"Masaj yapmadınız! Her yerim çok fena ağrıyor!"
"Özür dilerim bebeğim, yorgun olunca bir an aklımdan uçmuş gitmiş." Dedi Chan.
"Oy oy, güzelimin beli mi ağrıyormuş?"
"Sayende evet Bin."
Sırıttı Changbin, ellerinden birini oğlanın uyluklarının arasına sıkıştırdı ve sıktı hafifçe tenini.
"Bilmez olur muyum? Güzelcd masaj yapacağım o yüzden bebeğime. Sonra iki bebeğim için de kahvaltı hazırlayacağım."
"Bir tanesin Chang." Gülümsedi Chan
"Öyleyimdir."
Sırıtarak uzandı ve Chan'ın dudaklarından bir öpücük aldı Changbin. Daha sonra doğruldu, Chan da doğrularak ayağa kalktı banyoya gitmek için. Yüzünü yıkaması gerekiyordu. Changbin Minho'yu yüz üstü çevirdiği gibi oğlanın üzerine çıkmış, ama dizleri üzerinde duruyordu. Ellerini ince bele sardı, kavradı ve parmaklarını bastırarak masaj yapmaya başladıkça inlemeler çıkarıyordu Minho istemsizce, canı acıdığı için. Chan banyodan seslenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilekli sakız, Chanminbin ✔️
Fanfiction"ya ben sakız alacağıma prezervatif almışım da..." "Bir de XL, çilek aromalı almış amına koyayım." "Boşa gitmesin bari kullanalım, gel Chang." "Lan siktir git! Namusuma göz dikmiş pezevenk!" ***** Threesome ilişki içeren fic olduğunu bilerek okuyun...