MİRAS

Ağaçların Arasında

Hergün bir bölüm yazicam fakat dayanamadım ve bugün iki bölüm yazdım. Arada sırada günde iki bölüm yazıyorum. Keyifli okumalar votelemeyi unutmayın

--

     Kahvaltimi yapmadan odun toplamaya gittim.

Annem baş örtüsüne ekmek arası domates peynir koydu. Ne kadar acıkmam desem de zorla koydu.

Bas ortusunu ince bir cubuga bagladim. Cubugu omzumdan geriye sarkıtarak ormana gittim.

Kurumuş bir agaci gözüme kestirdim. Ağaca doğru ilerledim. Ağaca bir darbe savurdum. Ikinci darbeyi savurduktan sonra bileğim de bir ağrı hissettim.

Aldırmadım fakat ağrı ağaca baltayı saplamami engelliyordu. Bileğimi ovdum ve kesilmiş bir ağacın kalan bölgesine oturdum.

Yorulduğumda hep kesilmiş ağaçların kalan kısmına otururdum.

Sandalye gibiydiler. Oturdum ve ağrının geçmesini bekledim. Ama bir türlü geçmiyordu. Bende kalkıp tekrar baltayı aldım. Sol elimle iyice kavradıktan sonra ağaca sert bir darbe indirdim. Indirmemle bağırmam bir oldu. Ses tellerim kopacak gibi hissettim.

Cubuga astigim başörtüsünün düğümünü çözdüm. Ayranı ictim. Ses tellerimin acısı geçmedi fakat hafifledi. Domates ve peynirli ekmegiminde yarısını şimdi yedim. Yarısını da akşama doğru yemek için başörtüsüne sardım.

Ağaç kesemediğim için yerdeki ince dal parçalarını topladım. Bu kirayı ödemem için yetmezdi fakat ev sahibinin anlayışlı olmasını umdugum için kendimi çok ta sıkıntıya vermedim. Saat geç olmuştu. Kalan ekmeği de yiyip eve doğru ilerledim.

Annem kardeşimin yanına oturmuş tavuklara buğday tanesi atıyordu.

Bunu biraz kısa kestim. Umarım begenmissinizdir votelemeyi unutmayın.