11

257 17 40
                                    


Jennie

Lalisa'nın evine gitmek için hazırlanıyordum. Ona notları verecektim. Sohbet de ederiz. Arkadaşız sonuçta.

Tam evden çıkacakken telefonum çalmaya başladı. Arayana bakınca Kai olduğunu gördüm. Açtım. Ne diyecek yine?

Jennie: Efendim Kai?
Kai: Jennie? Nasılsın?
Jennie: İyiyim Kai sen nasılsın?
Kai: Bende iyiyim sana bir şey sormak için aramıştım.
Jennie: Tabii
Kai: Müsaitsen bir yerlere gidelim mi?
Jennie: Şey...

Lisa'yı bekletmek istemiyorum.

Jennie: Müsait değilim Kai. Arkadaşıma gidiyorum. Belki sonra.
Kai: Peki anladım Jennie. Görüşürüz.
Jennie: Görüşürüz.

Diyerek telefonu kapattım. Doğru olanı yaptım. Kai ile gitsem Lisa'ya ayıp olacak. Ne de olsa ben onun evine gitmek istemiştim.

...

Lisa'nın evinin ziline bastıktan bir süre sonra kapı açıldı. Günlük hali ile bir Lalisa çıktı karşıma. Bu basit kıyafetlerle bile çok mükemmel gözüküyordu.

-Hoşgeldin Jennie.
"Hoşbuldum Lalisa"
-Hadi gel, diyerek içeri girdi. Bende arkasından içeri girip kapıyı kapattım. Evi çok güzel kokuyor. Tanrım!

Salona geçip oturdum.
"Nasılsın?"
-İyiyim sen nasılsın?
"Bende iyiyim. Hastalığın geçti mi?"
-Yani biraz daha iyiyim.
"Anladım."

Çantamdan notları çıkarıp ona uzattım.
"Bunlar senin." Notlarımı elimden aldı.
-Teşekkür ederim.
"Rica ederim." Gülümsedim. Bu kadar sık gülümseyen bir insan değilim ben.

-Kahve içelim o zaman ne dersin?
"Güzel olur."
-Peki. Sen beni balkonda bekle. Ben kahveleri hazırlayıp geliyorum.
Kafamı salladım. O mutfağa gitti bende balkona gittim. Bir masa ve karşılıklı olarak iki sandalye olduğunu gördüm.

Kesinlikle bizim için hazırlamıştı. Sandalyelerden birine oturup etrafı izlemeye başladım. Hava çok güzeldi. Ay parlaklığını çok güzel gösteriyordu.

Bir süre sonra Lisa elinde iki bardak ile elinde geldi. Bir bardağı bana uzattı diğerini de kendi önüne koydu. Kahveden bir yudum alıp boğazımı temizledim.

"Ee Lalisa..."
-Lisa Jennie. Lisa.
"Ah... Evet Lisa. Birbirimizi daha iyi tanımak için sorular soralım. Olur mu?"
-Olur. Sen başla.
"Peki."

Aklıma gelen soruyu sordum.
"En sevdiğin renk?"
-Kırmızı.
"Doğum günün ne zaman?"
-27 Mart.
Kafamı salladım.
"Annen ile baban nerede?"
-Tayland'dalar.
"Tayland mı? Neden?"
-Çünkü ben Taylandlıyım.
"Anladım. Buraya okumak için geldin yani."
-Evet.

"Peki. Hadi sen bana sorular sor."
-En sevdiğin çiçek?
Sorduğu soruya şaşırdım. Çünkü o da bana en sevdiğim rengi, doğum günümü falan sorar sanıyordum. Bu soruyu daha önce mesajlaşırken sormuştu. Ama o zaman cevaplamamıştım.

"Bilmiyorum. Öyle ayırt ettiğim bir çiçek yok. Hepsini severim."
-Benim en sevdiğin gül. Birine kırmızı gül vermek istiyorum.
Ne yani? Lalisa birisine mi aşık?

"Kırmızı gül aşkı temsil ediyor."
-Evet. Nereden biliyorsun?
"Sen söylemiştin."
-Ah evet hatırladım, diyerek gülümsedi.
"Yani... Birisine aşık mısın?" Aklımdaki soruyu sordum.

Gözlerimin derinlerine bakıyordu. Bunu çok iyi hissediyordum.
-Evet aşığım. Hem de çok.
Söyledikleri ile bedenim titredi. Kafamı onaylar şekilde salladım. Söyleyecek bir şey bulamadım. Dışarıyı izlemeye başladım. Lisa'nın beni izlediğini hissedebiliyordum.

-Çok güzelsin.
Söylediği şey ile ona döndüm.
"Ne?"
-Çok güzelsin Jennie.
Dediği şeyi tekrarladı. Şu an utançtan ölebilirdim. Neden utanıyorum ki? Kai de söylüyordu. O zaman utanmıyordum. Şimdi neden utanıyorum ki? Lisa söylediği için mi?

"Sende çok güzelsin."
Gülümsedi. Gülümsemesi çok güzel.
-Sana kırmızı gül verebilir miyim?
Ne?
"Ne?"
-Doğru duydun Jennie. Kırmızı gül vermek istediğim kişi sensin.
Ne? Nasıl yani?

Telefonum titremeye başladığında cebimden çıkardım. Kai arıyordu.
"Kusura bakma. Buna bakmam gerek." Kafasını salladı. Bende salona geçip aramayı açtım.

Jennie: Efendim Kai?
Kai: Jennie? Arkadaşınla olan buluşman bitti mi?
Jennie: Evet neredeyse bitti. Neden sordun?
Kai: Sana çiçek aldım onları verecektim. Biliyorsun geçen aldığım gülleri Lalisa mahvetti.
Jennie: Peki Kai. Eve geçince sana yazarım.
Kai: Görüşürüz Jennie.

Telefonu kapattım. Lisa'nın yanına döndüm.
"Şey... Benim gitmem gerek Lisa. Kai aradı ve.."
-Anladım Jennie.
Ayağa kalktı ve kapıya doğru gitmeye başladı. Bana trip mi atıyor o?

Kapıyı açtı. Ayakkabılarımı giydim ve ona döndüm.
"Özür dilerim. Kai bana çiçek almış ve..."
Kapıyı suratıma kapattı. Ben şaşkınlıkla yaptığı harekete anlam vermeye çalışıyordum. Neden böyle yapıyor ki?

...

Eve geldiğimde Kai'ye mesaj attım. 10 dakika sonra gelmişti. Kapıyı açtığımda bana gülümseyerek bakıyordu. Elindeki bukete baktığımda gül aldığını gördüm. Kırmızı gül...

Elindeki buketi aldım.
"Teşekkürler Kai."
-Rica ederim Jennie. İçeriye davet etmeyecek misin?
Yorgun hissediyordum kendimi.
"Özür dilerim Kai ama çok yorgunum. Uyuyacağım."
-Peki nasıl istersen. Görüşürüz.
Diyerek sarıldı. Sarılışına karşılık verdim.

Kai gittiğinde gülleri vazoya koydum. Güllere bakıp Lisa'nın dediklerini düşündüm. Kai'nin aramasından sonraki davranışlarını düşündüm. Lisa bana gül vermek istiyordu.

Lisa'yı sadece arkadaşım olarak görüyorum. Belki de yanılıyorumdur.

_______________________

beni özlediniz mi😏
özlediyseniz akşama 10 bölüm ahahahahahahahahah (şaka)

neys okullar açıldığı için burayı çok boş bıraktım 😖

My Love | JenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin