Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar.Seul'un en lüks otellerinden olan Lotte, bir geceliğine Seul Daeyon lisesine kiralanmıştı. Otelin birinci katında bulunan yemek salonu ve bahçe kısmında bulunan havuz bölümü tamamen boşaltılmış, lise son sınıf öğrencilerine tahsis edilmişti. Aynı zamanda yaklaşık otuz kadar garson ve beş aşçı, öğrencilerin emrine verildi; otelin genel müdürü her şeyin eksiksiz olması konusunda kesin bir emir vermişti.
Mezuniyet partisini düzenleyen okul başkanı Hyeri, devasa büyüklükteki otelin önüne geldiğinde şaşkınlığını gizleyememişti. Onun için burada parti düzenleyecek olmaları bir hayalden ibaretti. Otelin kabul etmeyeceğine emin olduğu halde, şansını denemek istemiş ve müdüre küçük bir mail atmıştı. Hyeri, isteğinin geri çevrileceğine o kadar emindi ki bir daha maillerine girmemişti bile. Fakat genel müdür kendisine iki gün gibi az bir sürede dönmüş ve seve seve kabul edeceklerini söylemişti.
Hoseok, Jimin ve Taehyung'ta dahil herkes için bu durum şaşırtıcıydı. Biri nüfuzunu kullanıp burayı ayarladı diye düşünüyorlardı fakat o kişinin kim olduğunu kimse bulamamıştı. Okullarında maddi durumları orta düzeyde olan öğrenciler çoğunluktaydı, zengin ve sosyetik insanlar Dayeon lisesinde olmazdı.
"Gerçekten merak ediyorum..." dedi, Jimin dalgın bir şekilde. Bu sırada bakışları, devasa avizede geziniyordu. "Burayı kim ayarladı?"
"Eğer Jungkook ve Taehyung ayrı olmasaydı, Jungkook yaptı diyebilirdim. Ancak onun gibi kudretli biri bu oteli bize ayarlamaları için genel müdürü ikna edebilirdi."
Taehyung dudaklarını arasına aldığı pipeti dişliyor, bir taraftan da Hoseok'un söylediklerini tartıyordu. Dudaklarından kıkırdamaya benzer boğuk bir ses çıkardı, "Saçmalama." dedi, sertçe. Daha çok Hoseok'a cevap veriyor gibi değildi, kendi düşünceleriyle konuşuyordu.
Jimin arkadaşına ters bir bakış attı, "Günlük, pardon, Jungkook'la konuşmayı bıraktın şimdi de kendi kendine mi konuşuyorsun?"
"Ruh hastası olduğumu yeni öğrenmiş gibi tepki vermesen keşke..."
"Yol yakınken Bayan Kim seni hastaneye yatırmalıydı. Ben söylemiştim ama kimse beni dinlemedi, arkadaşın iyi, yalnızca ergen dedi. Oysa bilmiyor ki arkadaşım günlüğüne eski sevgilisinin adını koydu ve yaklaşık dört aydır günlükle konuşuyor..."
Taehyung, dört aydır Jungkook'u görmediğini düşündüğü anda dudaklarını büzdü. Masanın üstünde bulunan bardaklardan birini rastgele dudaklarına yasladı ve tek dikişte içti. "Bana Jungkook deme..." dedi, ağladı ağlayacak bir tonda. "Aklımı dağıtmaya çalışıyorum, sen ise yardımcı olmak yerine bana onu hatırlıyorsun."
"Dört aydır aklını dağıtmayı başaramadın," dedi, Hoseok gözlerini devirirken. "Bu saatten sonra dağıtsan ne olur ki?"
"Asıl her şey şimdi başlıyor. Jungkook gelmezse Taehyung'a olacaklarını düşünebiliyor musun?"
"İntihar edeceğim..." dedi, esmer. Avcunun içine aldığı çerezlerin tümünü ağzına attığında, bunun onu boğmasını temenni ediyordu. Boğazına kaçan leblebi, esmeri boğmasa bile deli gibi öksürmesine sebep oldu. Taehyung boğazına kaçan leblebiden kurtulmaya çalışırken, Jimin'in koluna tutundu. Konuşamasa bile beni kurtar diye yalvarıyordu.
Hoseok kızarmaya başlayan arkadaşına bakarken gözlerini kıstı, "Kurtarma, bırak ölsün. İntihar etmek istiyordu zaten."
"Hoseok!" dedi, Jimin çığlık çığlığa. Bu sırada arkadaşının sırtına vuruyor, nefes almasını sağlamaya çalışıyordu. "Ne kadar canisin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stuck With U | Taekook
FanfictionKim Taehyung, yaz tatili boyunca vakit geçirdiği Jeon Jungkook'un aslında kim olduğunu bilmiyordu. texting+düzyazı