[22']

3.2K 269 98
                                    

Oy vermeyi unutmayın lütfen.

Esmer, gözlerini açtığında arabanın içinde olduğu fark etti. Bakışları direkt olarak arabayı kullanan sevgilisini buldu ve "Jungkook?" dedi, yeni uyandığı için boğuk çıkan sesiyle. "Neredeyiz?"

Yaklaşık on üç saat süren uçak yolculuğunun ardından Taehyung oldukça yorgun düşmüştü. Uçaktan inmeden kısa bir süre önce Jungkook'un kolları arasında uyuyakaldığında, Jungkook sevgilisini uyandırmaya kıyamamıştı. Uçaktan indikleri anda, onları adamları karşıladığı için şanslıydı. Kucağındaki sevgilisiyle birlikte direkt olarak arabaya yerleştiğinde, aklında olan birçok fikri geri plana attı. Taehyung'a şehri gezdirmek istiyordu fakat sevgilisinin minik bedeni bunun için fazla yorgundu. Bu yüzden planlarından vazgeçti ve nehir kıyısında kalan yeni evlerine doğru yola koyuldu.

Jungkook bakışlarını yoldan ayırıp sevgilisine baktı, "Philadelphia'dayız, güzelim." diyerek yaşayacakları şehri belirtti.

Taehyung uykudan yeni uyandığı için kısık gözlerle sevgilisini seyrediyordu, dudaklarını büzdü ve, "İlk kez duyduğumu söylesem, bana cahil der misin?" diye sordu, hafifçe gülümseyerek.

"Namjoon beni Amerika'ya getirdiğinde, ben de hiçbir şey bilmiyordum. Zamanla öğreneceksin, bebeğim."

Taehyung bakışlarını kısa süreliğine dışarıya çevirdi. Büyük bir şehrin ortasındaydı. Sık, yüksek ve ihtişamlı binalar, dar, kalabalık sokaklar, değişik diye tanımlayabileceği; aslında benimsemediği yüzler görmüştü. Şehrin bu denli kalabalık olması, ona boğucu geldi. Aslında Seul'de tıpkı bu şekilde, yoğun ve kalabalıktı. Taehyung yalnızca Philadelphia'yı henüz benimseyemediği için böyle düşünüyordu. Bu durum oldukça normal karşılanabilirdi. Yeni bir ülkeye gelmişti ve Kore kültürüne tamamen zıttı. Zamanla alışabilirim... diye düşündü, içinden.

Ardından, gülümseyerek bakışlarını sevgilisine çevirdi. Jungkook'a mutsuz olduğunu belli etmek istemiyordu, "Evimiz şehre uzak mı?"

"Biraz uzak sayılır. Evimiz, şehrin dışında ve nehir kenarında."

Taehyung'un gözleri irileşti, "Gerçekten mi?" diye sordu, heyecanlı bir şekilde. Bu duruma oldukça mutlu olmuştu zira hayali bir rezidansın en üst katında oturmaktan ziyade, bir sahil, nehir ya da göl kenarında, küçük müstakil bir evde oturmaktı.

"Kalabalığı sevmediğini biliyorum, hayatım. Normalde evim şehrin ortasında hatta şu an geçtiğimiz caddenin birkaç sokak ötedeydi. Ama sonra yeni bir ev tuttum," bir süre sessiz kalmıştı, dudaklarını birbirine bastırdı ve buruk bir tebessüm etti. "Bir gün tekrar bir araya geleceğimize olan inancın yüzünden yaptım tüm bunları. Senin hayallerindeki gibi bir ev tuttum."

Esmer büyük bir ilgiyle sevgilisine baktı, "Bunun benim hayalim olduğunu nereden biliyorsun?" diye sordu şaşkınlığını gizleyemeyerek.

Jungkook kıkırdadı, "Sarhoş olduğunda birazcık boş boğaz olabiliyorsun, bebeğim."

"Ve sen de, hiçbir şeyi unutmuyorsun."

Jungkook'un yola dönen bakışları bir kez daha sevgilisini bulduğu sırada, "Söylediğin her kelimeyi aklıma kazıyorum." dedi ve göz kırptı. Her zaman olduğu gibi tek bir sözüyle ya da davranışıyla Taehyung'un kendisine hayran kalmasını sağlamıştı. Bundan oldukça memnundu. Sevgilisinin kendisine olan davranışlarını seviyordu. Taehyung zaman zaman bu durumu inkâr etse de, aslında Jungkook'un ona olan tutumundan hoşlanıyordu ve Jungkook'ta bunun farkındaydı.

"Jungkook?" diyerek Taehyung, aklına takılan soruları bir kez daha sevgilisine yönlendirdi. "Evi ne zaman tuttun?"

"Kuzey Afrika'ya gitmeden önce," Jungkook aklına dolan anılarla bir kez daha buruk bir tebessüm etti. Bazı anıları hatırlamaktan hoşlanmıyordu. Ve bu anıların tümü, Taehyung'tan ayrı kaldığı zamanları kapsıyordu.

Stuck With U | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin