4. Bölüm: Şarap Eşliğinde Edilen Kıymetli Sohbet
Taehyung'un ilk portresi sınıfın tam ortasındaki yerini aldı. Ders sorumlusu, Lee Minho, karşısına dikildiği portreyi hayranlıkla seyrediyor, dersin öğrencileri de öğretmenlerine eşlik edip bu hayranlığa ortak oluyordu.
Bay Lee, sınıfın köşesine sinmiş, portresinden gözlerini kaçıran ve kederli bir ifadeyle, camdan dışarıyı seyreden öğrencisine dönerek "Taehyung!" diye seslendi. "Neden üzüntülü gözüküyorsun? Yoksa, bu muazzam sanat eserini beğenmedin mi?"
Taehyung dudaklarını büzdü ve başını, isteksizce iki yana salladı. "Aslında beğendim." diye mırıldandığında, bakışları Jeon Jungkook'un portresine kaydı. Onu büyük bir hevesle, çoşkulu bir beklentiyle ve geleceğe dair umutlar beslerken yapmıştı ancak çatı katında, Jungkook ile hüzünlü vedalaşmalarının ardından, eski arzusunu yitirmişti.
Muhtemelen portresini, Bay Lee değerlendirdikten sonra, sanki yapmış olduğu en nadide ve ihtişamlı eseri değilmiş gibi, çöpe atacaktı.
Bay Lee, portreye imalı bir bakış atarak, "Bu şimdiye kadar yaptığın en gözde eser!" dedi. O anlarda hiç kimse, portrenin yüzünün kim olduğunu merak ettiğini ve öfke duyduğunu hissetmemişti. Müthiş bir oyuncuydu. "Eğer şüphelerin varsa, dersinden sorumlu öğretmenin olarak beni dinlemeni istiyorum. Bu eseri saklayacağız. Hatta... portrenin sahibi ile konuşabilirsen ve izin alabilirsen, haftaya sanat galerimiz halka açıldığı zaman, öğrencim olarak sen de bu resmi sergileyebilirsin. Ne dersin?"
Sınıftan uğultular yükseldi; kimi öğrenciler fesatça homurdanıyor kimileri ise Taehyung'u takdir ettiğine dair sözler mırıldanıyordu.
Taehyung'un keyfi iyice kaçtı. "Portresini yaptığım kişi bana asla izin vermez. Üzgünüm, ama bunu yapmam mümkün değil."
En ön sıralarda oturan, Taehyung'un en yakın arkadaşı Hoseok, neredeyse yerinden fırlayacaktı: "Sen delirdin mi?" diye fısıldadı, arkadaşına doğru. "Adamın portresini yapacak kadar onunla vakit geçirmişsin, şimdi sana izin vermeyeceğini söylüyorsun. Bu fırsatı kaçıramazsın. Resmin sanat galerisinde sergilendikten sonra eleştirmenler tarafından beğenilirse daha fazla bu boktan hayatı yaşamana gerek kalmayacak. Kendini kurtaracaksın, Taehyung!"
Lee Minho ve sınıfın ön sıralarında oturan öğrenciler Hoseok'un isyanını işitti. Taehyung'da arkadaşının sitemini duyabiliyordu. Omuz silkti ve tekrar öğretmenine döndü. "Şansımı denerim ama hiç sanmıyorum."
Lee Minho, en başından bu teklifi portredeki yüzün gerçek sahibini öğrenebilmek için sunmuştu. Evet, Taehyung'un eseri sahiden değerliydi ancak yirmi yaşındaki bir genç için, sanat galerisinde sergilenecek kadar özenli ve değerli değildi.
Yine de, Taehyung'un ilk portresinin sahibini öğrenebilmek için alınabilecek türden bir riskti.
"Senin yerine onunla konuşmamı ister misin?"
"Siz değil, babam bile konuşsa fikrini değiştirmeyecek türden bir adam o."
Sınıfın orta sıralarından bir ses yükseldi: "Bay Lee, portrenin sahibinin sol gözündeki derin izden ve derin bir çukur kadar karanlık gözlerinden edindiğimiz izlenime bakılırsa, kendisi Seoul'un mafya babalarından biri olmalı! Taehyung bu sebeple onu bir daha bulamayacağını düşünüyor!"
Erkek öğrencinin alay barındıran sözleri, sınıfta gürültülü kıkırdamalara ve Taehyung'un eğlence malzemesi olmasına sebep oldu. Hevesli sanatçı ise yalnızca gözlerini devirmekle yetindi ve öğretmenine döndü. "Bugünlük erken çıkabilir miyim?"
![](https://img.wattpad.com/cover/348110720-288-k869368.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kill For Your Love | Taekook
Fanfic2016 İlkbaharında, resim bölümü öğrencisi Kim Taehyung'un yolu, dönemin bakanı tarafından yetiştirilen asker Jeon Jungkook ile kesişti. Asker Taekook! Siyasi gönderme, çete üyeliği, şiddet, ölüm, intihar gibi birçok öge içerir!