7. Bölüm: Kim Taehyung'un Etkisi
"Buradayım."
Kim Heeson, oğlunun kendisine seslenmesinin ardından kaskatı bedenini, sanki yavaş çekimdeymişçesine Taehyung'a çevirdi. Oğlunu baştan ayağa süzdü. Beyninde şimşekler çaktı, şiddetli fırtınalar koptu. Ancak, duygularına dışa vurma konusunda ketum olan adam, dudaklarında iğneleyici bir tebessüm ile yanıt verdi, "Burada olduğunu görebiliyorum, Kim Taehyung. Mesele, ne hadle burada olduğundur."
Jungkook, kendisini yetiştiren ve bugünlere getiren adam karşısında, ayakları birleşik, tam bir saygı ifadesiyle direk gibi dikiliyordu. Bakışları saniyelik olarak Taehyung'a kayar gibi oldu. Esmer, bu temasın nedenini biliyor gibi, "Jungkook beni gittiğim gece kulübünden alıp zorla evine getirdi." diyerek, akıllı davrandı ve anlık bir yalan söyledi. İnsan, zor durumda kaldığı vakit hep biraz daha sinsi ve tehlikeli olur. "Senin istemediğin türden şeyler yaptığım için..."
Kim Heeson sol elini havaya kaldırdı ve oğluna susması için işaret verdi. "Benim istemediğim bir şeyi yapma haddi gösterdiğin için utanman ve önümde mahcup olman gerekirken, hangi yüzle açıklama yapıyorsun?" diye sordu, hiddetli ve kaba bir adamdı. O da tıpkı Jungkook gibi asker kökenli bir devlet adamıydı. Sahip oldukları meslek, onlara bu aksiliği Tanrısal bir bağışlama gibi, doğuştan vermişti.
Taehyung gözlerini devirdi ve küçümseyerek babasına baktı, "Sorduğun için cevap verdim. Eğer konuşmamı istemiyorsan soru sorma. Bir devlet adamı olarak, karşında insanların sus pus olmasına alışkın olduğun için bilmiyor olabilirsin; bu yüzden uyarıyorum seni, genelde böyle ilerler, baba. Sen soru sorduğunda, karşındaki kişi ahmak değilse ve dili senin tarafından kesilmediyse eğer, yanıtlamak mecburiyetindedir."
Jungkook boğazını temizledi ve kıpırdandı. Taehyung bir kez daha Jungkook'un kendisine ne demek istediğini algıladı. Bu bir "Sus." emriydi, "Kaşınıyorsun. Sadece sus."
Âşık ve masum oğlan, tüm bu karmaşanın ortasında, Jungkook'la nasıl konuşmadan anlaştıklarını keyifle düşündü, Jungkook'a hafifçe yan yan baktı ve dudaklarını birbirine bastırdı. Tuhaftır ki, Jungkook'ta bu şekilde Taehyung'un gülüşünü engellemeye çalıştığını, kendisinin, bedeniyle anlatmayı denediklerini tek seferde anladığı için, gururlandığını fark etmişti. İçinden, "Etrafımızda bombalar patlıyor ve biz henüz zarar görmemiş kırların üzerinde sevişiyoruz." diye geçirdi.
"Kim Taehyung, seninle bu meseleyi bir askerin önünde değil evimizde konuşacağım." dedi, Kim Heeson. "Asker" ifadesi bir böbürlenme ve aşağılanma barındırıyordu. Jungkook neredeyse gülecekti, gözlerinin kenarı hafifçe kırıştı ve Kim Heeson'da bunu fark etti.
İkisi de Jungkook'un, basit bir asker olmak için yetiştirilmediğini biliyordu.
"Burada konuşalım. Bu asker her kimse Namjoon beni ona teslim etmekte bir sakınca görmedi ve sende bu "askerin" evine kadar geldiğine göre, kelimelerinde vurguladığın kadar küçümsemiyorsun onu. Ne de olsa, Kim Heeson hiç kimsenin ayağına kadar gelmez değil mi? Ama Jungkook'un evini bile biliyorsun..."
"Bu meseleler senin haddini aşar. Kaldı ki ülke sınırları içerisinde benim herhangi birinin adresini bulmam yalnızca birkaç saatimi alır. Bunu algılamıyor oluşunu ufaklığına ve cahilliğine veriyorum."
"Cahil ve ufak olan bu oğlan, senden defalarca kez kaçtı." Kim Heeson'un oğlu, tıpkı onun gibi böbürlendi ve karşısındaki adamı aşağıladı. "Hepsi de birkaç saatten uzun sürdü."
Kim Heeson ceketinin cebinden ağır ağır telefonunu çıkardı ve bir numarayı tuşladı. Ardından, "Buraya gelin." diyerek kısa bir emir verdi. O anlarda Taehyung'a dik dik bakıyordu. Taehyung'un öldürücü darbeler alıyormuş gibi rahatı bozuldu. Huysuzlandı ve kıpırdandı. "Kim Taehyung'u buradan götürün. Benim işim biraz uzun sürecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kill For Your Love | Taekook
Fiksi Penggemar2016 İlkbaharında, resim bölümü öğrencisi Kim Taehyung'un yolu, dönemin bakanı tarafından yetiştirilen asker Jeon Jungkook ile kesişti. Asker Taekook! Siyasi gönderme, çete üyeliği, şiddet, ölüm, intihar gibi birçok öge içerir!