Yazar Not: Bu bölüm kan bağına sahip olmadığım kız kardeşim içindir. Aynı ülkede olmasak da aynı gökyüzünü paylaşıyoruz. Yıldızların gökyüzünde daim olması gibi kalbimde daima yerin olacaktır.
"Bir kişiyi sevmek için herhangi bir sebebe, bir kişiyle kardeş olabilmen için kana ihtiyacın yoktur."
Hemming kıyafetle dolu çantayı uzattığında Gökçe çantayı alıp minnetle kafasını salladı. "Teşekkür ederim Hemming ve misafir olmama rağmen sana sorun çıkarttığım içinde özür dilerim" dedi.
Hemming 'sorun değil' dercesine omzunu sıvazlayıp "Senin ataların nasıl sana ev sahibine saygılı davranman gerektiğini öğrettilerse benim ailemde bana misafirimin bütün ihtiyaçlarını karşılamam gerektiğini öğretti" dedi. Sonra yorgun bir şekilde yanına oturdu. "Ayrıca senin kötü şeyler yapacak biri olduğunu düşünmüyorum-" elinde Gökçe'nin parçalanmış kıyafetleriyle ortak salona giren Loki'ye gözlerini dikerek "En azından bazılarının aksine" diye ekledi.
Gökçe kaşlarını çatarak Hemming'e baktı. "Ondan neden bu kadar nefret ediyorsun?" diye sordu. Sesinin savunmacı bir tonda çıkmasına engel olamamıştı. Evet, Loki efsanelerde anlatıldığı kadar kurnaz bir tanrı gibi görünüyor ve davranıyordu. Ancak son bir kaç saatte yaşadıklarından sonra anlamıştı ki Loki, kurnaz ateş tanrısı görünümünden çok daha fazlasına sahipti.
Hemming şaşkınlıkla ona baktı. Sonra gürültülü bir şekilde kahkaha atmaya başladı.
İki metrelik devasa adamın kahkahalarla gülmesini beklemedi için Gökçe irkildi ve kafası karışmış bir şekilde yaşlı adama baktı.
Hemming, genç kadının kafası karışmış bir şekilde ona baktığını görünce kahkaha atmayı kesti. Sırıtarak ona bakıp "Sana Loki'den nefret ettiğimi düşündüren nedir?" diye sordu.
Kafası tamamen karışan Gökçe "Ben... şey... davranışlarından dolayı bu şekilde düşündüm" diyerek açıklamaya çalıştı.
Hemming sırıtmaya devam ederek dostane bir şekilde sırtına vurdu. "Ona bir can borcum var. Ayrıca yıllardır bana bir çok konuda yardım etti. Ondan nefret etmem mümkün değil-" sonra bakışlarını artık önlerinde duran Loki'ye çevirip, onunda duyabileceği şekilde "Her ne kadar bencil ve içten pazarlıklı oyunbaz bir tanrı olsa da" dedi.
Hemming'in sadece son söyledikleri duyan Loki kaşlarını çatarak ikiliye baktı. Ellerindeki kıyafetleri yere atıp ellerini beline yasladı. "Hakkımda dedikodu yapacaksanız bari ne kadar mükemmel bir tanrı olduğumdan da bahsedin" diyerek hamurdandı.
Oyunbaz tanrının huysuzluğu karşısında Hemming ve Gökçe gülmeye başladılar. Ancak Loki tekrar konuşmaya başlayınca genç kadının gülümsemesi hızla soldu ve yerini paniğe bıraktı.
"Arkamızda iz bırakmamak için kıyafetlerin yakılması gerekiyor ama ne kadar incelersem inceleyeyim şu iki kıyafetin ne işe yaradığını hala çözemedim" dedi Loki. Hemen ardına Gökçe onun iç çamaşırlarını tutup kıyafet yığınından çıkardığını gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tengri'nin Varisi
FantasyGökçe Aybora Tunçsoy adını meslek camiasında duyurmuş başarılı bir arkeologdu. Bu başarısını verimli bir çalışmaya borçlu olduğuna inanıyordu. Onu bağlayan bir ailesi veya delicesine aşık olduğu bir sevgilisi yoktu. Bu yüzden onun deyimiyle kendisin...