3

215 29 32
                                    


Cumali ve Vartolu'nun olduğu araç bir köye ilerlemişti fakat yolları kesilmişti. Aracı tanıyan köylü çocuklar aracın etrafını sarmıştı. Vartolu bu tepki ile gülümsemişti. Celasun ise aracı mecbur durdurmuştu ve orada indiler. Herkes Vartolu'nun etrafını sarmıştı. Çocuklar hep bir ağızdan ''Hoş geldin ağam.'' diyordu.

''Hoş gördük kırolar.'' dedi Vartolu da çocuklara gülümseyerek. ''Medeeet!'' diye bağırmasıyla Medet hemen arabanın bagajını açtı. Oradan çıkardığı poşetleri ise yarısını Celasun'a verdi ve içlerindeki oyuncak, kıyafet vb. hediyeleri çocuklara dağıtmaya başladılar.

''Bize ayrılan vaktin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Ağanızın işleri var.'' dedi ve çocuklardan birinin başını sevip ilerledi. Cumali de onunla beraber giderken bütün hediyeleri dağıtan Celasun ve Medet'te peşlerinde takıldı. Büyük bir eve girdiler. Evde ise köylüler vardı. Ev köydeki en büyük ev olduğu için Vartolu kalmadığı zamanlar evi köylülerin kullanımına vermişti. Evin içindeki sığınak ve kaçış noktalarını da göstermişti acil bir durum olursa diye. Vartolu oradan oraya sürüklenen, bir yerde işi olmadığı müddetçe uzun süre kalmayan biriydi. Bu konforlu evi de tek bir kişiye adamaktansa köylülerin kullanımına vermişti.

Vartolu'nun geldiğini görenler sevinçle gülümsediler. Köy muhtarı adama yaklaştı ve elini sıktı. ''Hoş geldin ağam.'' dedi. Diğerleri ise yemek yapıyor ya da çocukları eğlendiriyordu, bu yüzden işlerini yarıda kesmeyip uzaktan gülümseyerek selam vermişlerdi Vartolu'ya.

''Hoş bulduk Şehmuz amcam.'' dedi ve adamın elini öptü. Cumali ise şaşırmıştı. Vartolu'nun ağa olduğunu anlamıştı ama el öptürmek yerine başkasının elini öpmesi tuhafına gitmişti. Evet, bu normal bir davranıştı, hürmetti. Ama Cumali'nin aklına İdris geldi. Mahallede kadını, çocuğu, yaşlısı, genci, arkadaş dediği adamlar bile... Hiç ayırt etmeden herkese elini öptürürdü Çukur'un babası olduğu için. 

Cumali o an sinirden ufak bir gülümsedi. Baba ha? Baba el öptürüyor, ağa el öpüyor.

''Misafirim var yav, yok mu yiyecek bir şeylerimiz? Misafirimizi güzel ağırlayalım.'' dedi Vartolu. 

''Sen de hoş gelmişsin delikanlı.'' dedi Şehmuz. Cumali de ''Hoş bulduk.'' dedi.

Vartolu ile Cumali bir misafir odasına çıktılar. ''Sen bu odada kalırsın. İstediğin gibi yerleş yav, çekinme. İsim neydi?''

''Cumali. Cu-'' dedi ve kesti. Cumali Koçovalı diye tekrar edecekti kendisini ama burada Koçovalı olmanın bir şey etmeyeceğini, üstelik o an babasının soyunu kullanmak istemediğini fark edip sustu. ''Cumali ama Rambo Cumali'de derler.''

''Gördük Rambo'yu, uçana kaçana sıkıyodun. Bıçakla dalıyordun lan adamlara.'' dedi sırıtarak. Sanki gaza getirmeye çalışıyor gibiydi ama aynı zamanda eğlenceli bir sohbetti.

''Aynı durumda sen olsan ne yapardın ağam?'' dedi kinayeyle. Ağam kelimesine yaptığı kinaye Vartolu'yu güldürmüştü. ''Vartolu desen yeterli. Ben o durumda olmazdım. Diyelim ki oldum, hepsini yere sermiştim yav. Şunu bil ve unutma, Vartolu Sadettin her zaman bir yolunu bulur.''

''Görürüz Vartolu, görürüz. Ama yiğit delikanlıymışsın.'' dedi ve biraz yana kaydı. Vartolu da bu hareketinden otur, sohbet edelim demek istediğini anlamış ve kapıyı kapatıp yatağın diğer ucuna oturmuştu.

''Sen de fena değilsin Cumali bey abi.''

Cumali o an fark etmese de abi demesi içine işlemiş, hoşuna gitmişti. Aklına o an kardeşleri geldi.

''Ha siktir, ben bunları unuttum. Vartolu, bana telefonunu versene. Benim kardeşlerde buradaydı, onlara ulaşmam lazım. Buralar hep böyle tekinsiz mi?''

Ördü Kader AğlarınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin