5

100 24 36
                                    


''Çık dışarı! Hemen!''

Cumali kendisine bağıran Vartolu ile afallamıştı. ''Hemen çık ve bizden kim varsa onları da çıkar! Ben ve onlar da birazdan geliyoruz!'' dedi ve açıklamadan Cumali'yi yaka paça odadan atıp kapıyı kilitledi.

Şimdi anlamıştı her şeyi. Değersiz, ölecek olduğu belli adamların onlarla çatışması, kadınları almaları... Hepsi vakit kaybettirmek içindi. Önceliğin kadınlar olacağını biliyorlardı. Hem kadınları kurtarmak, hem de o kalabalık orduyu devirmek onlara çok zaman kaybettirmişti. Ve asıl hedefi görmelerine engel olmuştu.

Her şey planlanmıştı. Koçovalı kardeşleri kurtarmak için Cumali burada olacaktı ve BOM! Vartolu hemen ortada oturan Yamaç'ın altına eğildi. Sadece 37 saniyesi kalmıştı. 37 saniye daha geç kalsalardı bu hastanenin içindeki herkes hep beraber ölecekti. Ona soru sormaya yeltenip ardından hemen durmuştu Koçovalı kardeşler. Çünkü anca Vartolu bombayı etkisiz hale getirmeye çalıştıkları an fark etmişlerdi altlarında bomba olduğunu. 

''Süreli mi?'' diye tedirgince sordu Yamaç.

Elleri hızlı ve pratik bir şekilde hareket etmeye devam eden Vartolu o esnada cevap verdi. ''24 saniye içinde ya ölüyüz ya diri. Bunu bir dakika sonra konuşalım mı canım, meşgulüm yav!'' dedi ve elinde hissettiği yanma ile gülümsedi. Yanmayı hissettiği kısmı zorda olsa çekti diğer kısma zarar vermemeye çalışarak. 6 saniye kala durmuştu. Sadece birkaç saniye içinde kan ter içinde kalmıştı. Eğer Selim'le bakışmaya devam etse, duygularına hakim olamasa şimdi hepsi ölüydü. Vartolu tekrar hatırlattı kendine, bu sadece ona değil çevresine de zarar veriyordu.

Vartolu sırıtarak kalktı ve Yamaç'ın karşısında dikildi. ''Şanslısın yav, dandik bir düzenek çıktı. Biraz paraya kıyıp adam gibi bir bomba yapsalardı ben bunu alet edevat olmadan elimle halledemez, hepimiz tahtalı köyü boylardık.'' dedi terden ıslanan saçlarını geriye yatırırken.

Koçovalı kardeşlere sırtını döndü ve derin bir nefes aldı. Onların vereceği tepkiyi bekliyordu. Farkındaydı, tesadüf olamazdı bunlar. Varto'ya kadar gelmeleri, karşılaşmaları... Biliyorlardı, onu biliyorlardı.


''Salih

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Salih.'' dedi Kahraman. Başka bir şey demedi. Dudaklarından bu kelimeler döküldü ve ortam sessizliğe gömüldü. Selim abisine ''Şimdi sırası değil, önce bir nefes alalım, buradan çıkalım.'' dedi. Salih'in de gördüklerini hazmetmesi gerekiyordu. Selim bunun için yapacak bir şeyleri olmadığını, sadece bir süre sessiz kalmaları gerektiğinin farkındaydı.

Ama çok kısa bir süre sessiz kalacaklardı. Dışarıdan sesler geliyordu. Büyük ihtimalle ne olduğunu anlamayan Cumali içeri girmeye çalışıyor ve Celasun ile Medet onu zor tutuyordu. Salih bağlı olan Koçovalılar'ı çözmeye başlamıştı. Kahraman'ı çözerken aniden kapı açılmış ve daha başını döndürüp kim olduğuna bakmaya fırsatı kalmadan boynuna kollar dolanmıştı.

Salih gülümsemeden edemedi ve Kahraman'a doğru eğilmekten vageçip doğruldu ve kadını biraz kendinden uzaklaştırıp yüzünü sevdi.

''Ağlamanı sevmiyorum ama benim için ağlaman güzel.'' dedi.

Efsun ise sinirle silahını çıkartıp Vartolu'ya dayadı. ''Ne ağlaması be? Sen beni delirtmeden rahat etmeyeceksin değil mi?''

Yamaç silah çekilmesiyle endişelenmişti Salih için. Selim Salih korkmadığı için korkmuyordu, Salih korkmuyorsa ya korkulacak biri değildir ya da güvenilecek biridir diye düşünüyordu. Kahraman ise az önce Salih'in yüzünde gördüğü gülümsemeye sebep olan bu kadından bir zarar gelmeyeceğini düşünüyordu.

''Vahşi sevgilim benim, sen beni kalbimden vurdun, daha neremden vuracaksın?''

Vartolu'nun flörtöz tavırları ve iyi olması sebebiyle Efsun bıkkınlıkla silahını indirdi ve Selim'e yaklaşıp onu çözmeye başladı. Vartolu'da Kahraman'ı çözünce Yamaç'ı çözmeye başladı ve hepsi artık serbestti. Vartolu yine de Yamaç'ı yavaşça kaldırmıştı her ihtimale karşı.

''Tamam, şimdi tehlikeli bölgeden uzaklaşalım.'' dedi ve çıktılar. Dellenen Cumali de onları görmesiyle çıkmıştı ve binadan ayrıldıklarında Koçovalı kardeşler kadınların olduğu arabaya ilerledi. Önce bir yaraları var mı diye kontrol edip sonra sarıldılar. Cumali Vartolu'nun yanına gitti ve hayatında ilk kez teşekkür etti birine. Vartolu'ya sarıldı ve Vartolu'da ona sıkıca sarıldı.

''Eyvallah Cumali Bey abi, ben artık gideyim.'' dedi ve tam ilerleyecekken Yamaç ''Nereye?'' diye sordu.

''Varto'ya.''

''Gitme.'' dedi Kahraman. Sesi hem otoriter hem de yalvarır gibi çıkmıştı. Vartolu diyecek söz bulamıyordu. ''Gideyim ben.'' dedi sadece.

''Gitme.'' dedi bu sefer Selim. İkisi birbirlerinin gözlerine baktılar.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ördü Kader AğlarınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin