Niragi diğer militanları geride bırakarak yavaş adımlarla Sakai'ye yaklaştı. Bakışları bu sefer fazlasıyla sert ve donuktu. Yaptığı şeyin karşısındaki kızın canını yakmasını isteyerek yapmıştı.
"Karşılaştığın manzara tamamen senin suçun bunu biliyorsun değil mi Sakai. Seninle bunun hakkında anlaşmıştık ve sen anlaşmamızı yerine getirmediğin için oldu bunlar."
Rei dolu gözlerini kapattı ve birkaç saniye boyunca gözyaşlarının akmasını engellemeye çalıştı.
"Anlaşmayı onaylamamıştım bile! Kendi kendine kurup kendi kendine oynuyorsun. Burada o kadar çok insan varken neden ben ve arkadaşlarımla uğraşıyorsun ki!? Hastasın sen!"
Rei biraz da olsa sesini yükseltmişti fakat son cümlelerini söylerken sesinin yüksek tonunu koruyamamıştı ve göz yaşlarını tutmak da gitgide zorlaşmıştı.
Niragi yavaşca kıza doğru eğildi ve yüzüne alay dolu bir gülümseme yerleştirdi.
"O kadının ölmesi senin suçun. Sana ne yapman gerekeni söylemiştim."
Rei, Niragi söyleyeceklerini tamamlamadan onun lafını kesti.
"Asla yapamayacağım bir görev verdin! Yanından ayrılmayan militanların olduğu silahlı bir adamı öldürmemi istedin!"
"Kimse ölümsüz değildir. Yeteri kadar uğraşsaydın onu öldürebilirdin. Bunun yerine arkadaşlarından birinin ölümünü tercih ettin. Değil mi?"
"Ben kimsenin ölümünü tercih etmedim!" diye bağırdı Rei. Ardından Niragi’nin göğsünden sert bir şekilde ittirip adamın bir kaç adım geri gitmesine sebep oldu. "İnsanları öldürmek oyun değil, bu şekilde eğlenemezsin!"
"Ama eğleniyorum."
Sakai, Niragi’nin kurduğu cümlenin ardından ona tokat atmıştı. Birkaç saniye başı eğik duran Niragi sinirli gözlerle kıza baktı.
"Elini kıracağım!"
Bunu demesi ile birlikte Rei'nin arkasını dönüp kaçmaya başlaması bir olmuştu fakat birkaç adım atar atmaz Niragi onu yakaladı.
"Söylediğimde ciddi olduğumu biliyordun değil mi?" dedikten sonra kızın kulağına doğru güldü. "Ama sana bir iyilik yapıp bir özür karşılığında seni serbest bırakabilirim."
"Özür dilerim" dedi kız hiç geciktirmeden. Niragi ise onu öne doğru ittirerek serbest bıraktı.
"Bir daha hareketlerine dikkat et ve yaptığım hiçbir şeye karşı çıkmaya kalkma. Sonu senin için kötü olur."
Rei ise o cümlesini bitirdiği zaman arkasına bakmadan ilerlemeye başladı.
Bunun üstesinden kendi başına gelemezdi. En azından Arisu, Karube ve Chota'ya anlatmalıydı.
Göz yaşlarını sildi ve arkadaşlarını bıraktığı tere gitti.
Rei her zaman ağladığında yüzü fazlasıyla çok kızarırdı bu yüzden onu görür görmez arkadaşları ağladığını anlamıştı.
"Hey... Ne oldu?" dedi Karube.
Kız yüksek sesi çalan gürültüden ve 'mutlu' insanlardan rahatsızlığını belirterek konuştu. "Daha sessiz bir yerde konuşabilir miyiz..? Hepinizle."
En sonunda Arisu'nun kaldıkları odaya girdiklerinde Rei gözlerinin altını tekrardan sildi ve söylemesi gereken doğru kelimeleri arıyormuş gibi derin bir nefes verdi.
"Shibuki...Böyle olsun iztemezdim gerçekten!" artık ağlamaya başlamıştı. Herkes ona anlam vermeyen endişeli gözler ile bakıyordu. "Niragi’nin dediğinde ciddi olduğunu düşünmemiştim, bu kadar ileri gideceğini tahmin edememiştim. Evet o kötü biri fakat..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veni Vidi Amavi || Suguru Niragi
FanfictionAlice In Borderland Fanfiction Suguru Niragi×Fem!reader Cevaplar sahilde mi? Belki de Tokyo'daki kaybolmuş insanları geri getirmenin anahtarı sahildir? Bunu öğrenmenin tek bir yolu var, sahili bulmak... Ya Sakai cevap yerine başka bir şey bulursa...