KAÇIŞ

YALAN

___________________

Peter sıkıntıyla normal bir çocuk olduğunu hayal ederek gökdelenden aşağı ayaklarını sallandırıyordu. Gün içerisinde olumsuz olarak ne yaşadığını düşündü ancak neler yaşadığını şu anda o bile idrak edemiyordu. Tek istediği bilgiydi ama elde edemediği bilgiler, yanında bir kaos getirmişti ve o kaos yüzünden şu anda ne yapacağını bilemez haldeydi. Bir tarafta örümcek hislerinin çınlaması ve başına bu sefer ne geleceğini bilmesi Peter'ı daha da tedirgin yapıyordu.

Düzgünce alamadığı bilgilere mi üzülse yoksa dört metre ötesindeki gelen demirin yer ile çarpışmasının çıkardığı seslerle Tony Stark'ın yanına geldiğini anlayıp daha hangi yalanı söyleyeceğine karar veremediği için kendisine mi üzülseydi bilmiyordu. Maskesini sadece ağzına kadar açıp ayaklarını sallandırdığı kenardan uzaklaşarak ayağa kalktı. Tony Stark'ın hiç mutlu olmadığı açmadığı kaskından bile belliydi.

"Evet Peter bana bir açıklama yapmak ister misin acaba! Dur, sen itiraz etme gibi bir hakkının olmamasına rağmen boş verip itiraz etmeden önce söyleyeyim ki bu bir istek değil! Şimdi anlat bakalım yakalanacaklarını bildikleri halde şehre kadar seni kovalayan o adamlar kimdi!"

"Bay Sta-"

Stark, bir anda konuşarak Peter'ın sözünü kesti ve konuşurken kaskını da açmayı ihmal etmedi.

"Ve senin o adamlarla ne işin vardı! Sence çok mu akıllıca davrandın genç adam? Başını belaya sokmadan, benden sır saklamadan duramıyor musun!"

Peter halen söyleyeceği yalanı bitirememişti. Şüphe çekmemeli, en azından bay Stark'ı inandırmalı, konuyu kapatacak bir yalan olmalıydı. Ve kafasında hali hazırda böyle bir mahsül yoktu. Gerçi artık düzgünce yalan söyleyebildiğini bile düşünmüyordu sonuçta kullanılmayan şey unutulurdu ve Peter buna rağmen uzun zaman sonra büyük yalanlarına tekrardan geri sığınacaktı. Tabii yalanda kötüleşmişti. Belki biraz yalvarmayla ya da düşüp bayılmayla bu işten sıyrılabilirdi. Zaman kazansa yeterdi.

.

.

.

Hayır düşüp bayılmanın üstünü kesinlikle karalıyoruz! O harabe evde, çeteyi bulmaya çalıştığım kısımdaki küçük çatışmada aldığım minik sıyrığı anlarsa o zaman başıma daha da sorun açarım. Pekala yap şu işi Peter!

"Ü-üzgünüm efendim onlar sadece bir hırsız çetesiydi. Ben... bir kapkaççı vakası olmalıydı! Ayrıca müdahale etmeseydim zaten onlar yine bir şeyler yapabilirdi. Bu yüzden hızlı davranmalıydım!"

Ah.. hayır. Belirsizlik gösterme!

"Ahh öyle mi! Peki ne gibi şeyler yapabilirlerdi bakalım?"

"Belki bir.. dediğim gibi! Belki kapkaççılık ya da hırsızlık falan yapabilirlerdi."

Bay Stark yanına yalan bozucu makinesi mi aldı acaba! Neden ne dediğimi kontrol edemiyorum! Resmen bana soru sor diyorum adama. Tamam tamam sakin ol Peter.

"Çocuk sence adamlar, ellerindeki o normal olmayan silahlarla olup olmadığını bilmediği yüz dolar için mi uğraşacak?"

Tamam batırma yolunda ilerliyorum.

"Efendim neyse ne! Sonuçta ellerinde o garip silahlar vardı. Ben ne kadar şans eseri onlarla karşılaşmış olsam da buna ani bir çözüm bulmaya çalıştım! Amacım sivillerin olduğu yere gelmek bile değildi ama beni kıstırdılar ve b-ben mecbur kaldım."

Tony Stark yorgunca iç çekti. Doğrusu neden olduğunu bilmiyordum. İnanmış mıydı?

"Bana gerçeği söyleme niyetinde değilsin değil mi?"