Mavi (Sanırım Toparlanacak..)

3

Sınıfa girdiğimizde sınıf neredeyse bomboştu ve neyseki okulun ilk günüydü. Ama gün boyu profesörün bana 'blau' demesinden az da olsa sıkıldım. Oysa defalarca adımı hatırlatmıştım.

Yaklaşık 1 saat süren tek bir dersin sonunda çıkarken biri koştura koştura önümden geçti ve iki kocaman kitabı kucağıma attı.İlk kitap ağırca bir Almanca sözlüktü. İkincisi ise sanırım asıl kitaptı. İşte böylece 6km uzakta olan evime bu kitaplarla uzun bir yürüyüş yaptım.Ama bu sırada sanki bir izleniyotrmuş duygusu vardı üstümde.

Evime geldim ve kitapları odamın yatağına fırlattım . Ansiklopediden bile ağırlar inanın. Sonra rahatlamak için uzun bir duş aldım. Bornozumla çıkarken kapıda beni karşılayan Tim i gördüm. Bu ne güzel sürpriz di tabi çığlığımı da attım.

" 2 kilometre yoldan sonra duş nasıldı?"
"Sen beni mi takip ettin? Şeftali!"

Tim, aslında hep bu kadar garip girişler yapmazdı. O benim tek erkek BFF'im (Best Forever Friends). Ve evet sanırım bu ayı yüzünden kitaba gece bakmam gerekecek.

Şimdi onun kimliğini de açıkladığıma göre devam edebilirim. Ona film gece si için söz vermiştim. İlk pazartesi sendromu ve yeni okulun anısına. Ben hemen acil durumlar için hazırda tuttuğum mısırı çıkardım. O ise ben dönene kadar çoktan DVD yi takmış dil seçenekleri ile debeleniyordu.

"İspanyolca mı yoksa İngilizce mi ? Türkçe koymaya üsenmişler."

"Yine mi aynı filmlerden?"

Film başladığında koltuğa oturuşumuzu ilk gören bizi iki manyak sevgili zannedebilirdi. Timmy ile sevgililik mi? Ağabayimle yatmak gibi bir şey olurdu.

Korku filmleri yaşadığım ilginç olaylardan sonra benim ilgimi çekmemeye başladı. Bu yüzden de bu filmde uyuya kalmıştım. Fakat uyandığımda Tim yanımda değildi onun yerine elimdeki küçük nota sarılıyordum:

" Amy benim acilen gitmem gerekiyordu. Ama belki geriye dönmeyebilirim diye sana bu notu bıraktım. Yatağında duran kitabı gördüm. Söylemeliyimki ben de üç ay önce rot grubundan girmek zorunda kaldım. Dün seninle görüşme -mem için peşime adam takmışardı. Şimdi ise senden tek isteğim peşime düşmemen."

Ne diyordu bu salak!! Tim benim hayatımdaki tek erkekti (yan gözle bakmadığım). Ağabeyim gibi olan bu çocuğu ben nasıl bırakabilirdim.

Odaki parfüm kokusu daha gitmediğinden uzaklaşmış olamazdı. Kokunun beni götürdüğü yere kadar bir avköpeği gibi gittim. Karşımdaki ahırımsı gübre kokan yapıya girdim. Bir tuzak olduğunu az çok tahmin etsem de devam ettim. Üstüme gelen insanları sonradan farkettim ve yere çömeldim. Sonradansa uzaklaşıp buz tuttuğunu gördüm.
"Neler oluyor böyle?" Bu sefer koşarak ilerledim ama önüme çıkan koca şeye çarpınca yere yapıştım ve bayıldım.

Ayıldığımda aslında bayıldığım yerden çok farklı bir yerdeydim bu sefer kocaman bir arena da tek başımaymış gibi hissediyordum. Ellerim kelepçeli, kelepçelerse birbirlerine ve yere bağlanmışlardı. Sonra yerde masmavi bir ışık belirdi sanırım bunu ben yapıyordum. Sonradan ışığın kelepçelere yönlendiğini düşündüm bu da oldu ve kelepçeler buz ile patladı. Kafamı kaldırarak yukarı baktım ve bağırdım.

"Benden ne istiyorsunuz!"

Cevap olarak çok ürkünç ve kulak tırmalayan bir çığlık geldi. Sesten yere çömelmem gerekti. Sonradan oda bembeyaz bir ışıkla aniden aydınlandı. Toparlandım. Karşımda üç sandalye ve arkada bağlanmış Dan ve Timmy vardı. Sandalyelerin ikisinde biri mavili bir bayan öbürü ise kırmızılı bir erkek oturuyordu. Kadın olan oturmamı işaret etti ve bende oturdum.