Giriş

72 10 8
                                    


Giriş üstün körü yazılmıştır..
İlk fic'im umarım zevk alarak okursunuz. Haytımın en büyük tecrübesi olacak. E haydi başlayalım 🍀

Elimdeki silâhı daha sıkı kavrayarak bodrum'un merdivenlerini inmeye başladım. Merdivenleri her indiğimde korkum iki katına çıkıyordu. Merdivenleri indikçe ağır bir koku burnuma doluyordu, yerlerde ise kırmızı lekeler vardı.
Bu kesinlikle kandı.
Sonunda merdivenleri bitirmiştim.
Derin bir nefes alarak bodruma girdim.
Ahh tanrı'm bu da neyin nesiydi böyle? Gerçekten miğde bulandırıcı ve bir o kadar da ürkütücü bir görüntü karşımdaydı. Yer sanki kan ile yıkanmıştı. Yerlerde insanlardan kesilmiş parçalar vardı. İğrenerek yürümeye devam ettim. Şimdi ise önümde bir masa var. Masada kan içindeydi. Masayı incelemeye başladım. Masanın üzerinde kanlı işkence aletleri vardı. Makas, bıçak, neşter ve ismini dahi bilmediğim bir sürü şey.
Masanın üzerinde kavanozlar vardı, içlerine baktım. Ahh sen ciddi misin!? Bu iğrenç kavanozların içlerinde insan gözleri, diğerinde dil, bir diğerinde çokça insan parmağı. Buraya daha fazla bakamayacağım.
Dikkatli bir şekilde yürümeye başladım. İlerledikçe ayağımın altı hep kan oluyordu. Kaygan bir şeyin üstüne bastım. Az kalsın düşüyordum. Bastığım şeye baktım. Siktir... Bu.. Bu bir insan eliydi.
Korku tüm bedenimi sarıyorken lanetler okudum kendime. İlerletmeye devam ettim, önümde bir duvar vardı. Duvarın üzerinde özenle dizilmiş işkence aletleri vardı. Burada her kim varsa psikopatın tekiydi. Ayak sesleri gelmeye başladı. Yanımdaki dolabın arkasına geçtim. Yaşlı bir adam geldi.
Saçları beyazdı, teni hafif karaydı, üzerinde beyaz bir atlet vardı. Atlet kana bulanmıştı. Siyah bir pantolon giymişti. Elinde ise bir torba vardı ve torba kan içindeydi. Ahh lanet olsun neden buraya geldim ki?!
Adam elindeki torbayı az önceki masaya fırlattı.
Arkasını dömeye başlayınca hemen önüme dödüm ve korkudan nefesimi tuttum. Afım sesleri usulca bana yaklaşıyordu. Ne olur görmemiş olsun, ne olur görmemiş olsun, ne olur görmemiş olsun. Arkamdaki dolabın usulca sarsıldığını hissetim. Sanırım dolabı açtı.
Beni fark etmedi.
Arkamı döndüm. Siktir! Adam yok.
Kahretsin nasıl olur?!
Önümü döndüm. Ahh lanet olsun!
Adam kazık gibi karşımda dikilmiş sırıtarak beni izliyor resmen.
Çok korkunçtu. Eli yüzü kan içindeydi.

"Hoş geldin... " dedi ve başını yana yatırdı. Afamın malum yerine tekme attığım gibi koşmaya başladım.

"GEL BURAYA! " Arkamdan adeta kurbanlık koyun gibi koşuyordu.
Ayağım kesilmiş insan parçalarından birine takıldı ve yere düştüm.
Sırt üstü döndüm. Tam kalkacakken adam elindeki bıçak ile üzerime atladı. Bıçağı sağlayacakken son anda tuttum.
Bıçağı bana ittiriyordu. Karşı koymak mümkün değildi. Bu sefer tüm gününü kullanarak bıçağı omzuma sapladı. Gür bir sesle haykırdım. Bıçağın saplandığı yer sızlıyor ve uyuşuyordu. Oluk oluk kan akıyordu.
Bu sefer bıçağı çıkarınca acı
iki katına çıktı. Hızlı bir şekilde nefes alıyordum ve acıyla inliyordum. Bıçağı tekrar bana saplayacakken omzundan ittirmek yerine tek elimle bıçağı tutan bileğini tuttum ve dönderdim.
Sonra diğer elimle sert bir şekilde yumruk atarak afamın bileğini kırdım.
Adam kalın bir ses ile inledi. Bıçak göüslerimin üzerine düştü. Hiç düşünmeden anında bıçağu aldım önce adamın malum yerine sapladım. Sonra bıçağı çekip adamın omzuna saplayıp dönderdim ve çıkardım.
Bunların hepsi saniyeler içinde olmuştu.
Adam hemen yanıma düştü biraz ilerimdeki silahı alıp koştum.
Omzumdaki bıçak darbesinden dolayı hızlı koşamıyordum.
Arkama baktığımda adam zorda olsa koltuğunu gördüm.
Bu lanet yerin çıkışı neredeydi?!
Adam ensemde ki saçlarımı çekerek beni yere düşürdü.
Bu lanet herif bana yetişmeyi nasıl becermişti?

"Benden kurtulabileceğini mi sandın aptal?! " diye gürledi.
Tabikide malum yerine ard arda iki tekme attım. Silahı aldım adanı itip ayağa kaltım. Silahı ona doğrulttum. Bıçak darbesinden dolayı sendeledim. Bu adam nasıl hâlâ ayakta durabiliyor?
Hiç düşünmeden ateş ettim.
Lakin... Bir gariplik vardı.
Sanki aynı anda iki silah patlama sesi geldi.
Usulca arkamı döndüm. Jungkook tam karşımda elinde silah ile duruyordu. İkimizde hızlı hızlı nefes alıyorduk.
Adama dödüm tam anlından vurmuştum. Yada vurmuştuk mu demeliydim?
Bu orospu çocuğunu hangimiz vurmuştuk? Bilinmez..
Ama şu belliydi ikimizden birinin hayatı mahvolacaktı.
Kim vurdu bilinmiyor, bundan sonra ne olacak bilinmez, bizim hikayemiz tam burda bu lanet yerde başlıyordu...

Nasıl olmuş? Umarım devamı merak edilir. Eh üstün körü yazıldı sonuçta :) 🍀

TAEKOOK// Bodrum CinayetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin