TAEKOOK// Bodrum Cinayeti

7.Bölüm

Selam mümin kardeşlerim, bu bölüm çok namuslu (🤗) şaka şaka. Bölüm mükemmel bitiyor (😁) neyse iyi okumalar size

Sıcak tenimde buz gibi soğuk bir el hissettim. Sıçyararak uyandım. İlk gördüğüm şey mermer gibi kasları olan bir kol.
Başımı hafifçe kaldırdığımda Jungkook'u gördüm. Üzerimde sadece kapri vardı ve pike açıktı.
Kısacası ker yerim ortada.
Onun üzerinede gri sıfır kol tişört ve kapri vardı. Çok seksi..
Gerçi tişörtü giymesede olurdu her yeri belli oluyordu. Tanrım.. Ben ne yaptımda Jungkook'u böyle görebiliyorum?

"Seni buraya kadar getiren şeyde nedir?" dedim uykuyla ve yüz üstü döndüm.

"Kahvaltıya." dedi.

"Sen mi geldin bunun için? Ben yokum."  bir şey demeden gitti. Hiç bir şey yapasım yoktu. Çok geçmeden odaya biri ayı gibi daldı. Tabikide Jin gelmişti.

"Sen... Benim hazırladığım o güzelim kahvaltıyı reddettin demek ha?" dedi.

"Bak Jin şuanda kendimi kötü his-" lafımı kesti.

"Banane! Bak çocuk bir buçuk aydır beraber yaşıyoruz hâlâ tanıyamadın mı beni?"

"Jin enerjim yok."

"Kalk  ben sana yemek yedireyim kendine geleceksin." dedi ve yanıma gelip beni yataktan kaldırmaya çalıştı. Ona zorluk çıkarttım.

"Aaa Taehyung-ahh!" dedi sinirle ve beni kaldırıldı.

"Jin bırak bari üzerime bir şey alayım."

"Yok yok böyle daha iyi. Hem Jungkook'u da etkilersin." dedi ve beni ite ite çekiştire çekiştire koridorun başına kadar götürdü.
Bizi görenler şaşkıca baktı.

"Jin zorlama bırak, bananeee!" dedim çocuk gibi.

"Taehyung-ahh eğer kahvaltı yaparsan sana çikolatalı süt veririm."

"Tamam." dedim ve her zamanki yerime yani Jungkook'un yanına geçtim. Jungkook her ne yediyse boğazında kaldı. Sırtına vurdum hafifçe.

"Evet sayın seyirciler bu yakışıklılık şimdiden etkisini göstermeye başladı, bakalım birazdan ne olacak." diye ortalığı kızıştırdı Yoongi.

"Sakin olmalısın Jungkook." dedim alay ederek. Jin bana bir tişört verdi. Hemen giydim. Olivia da geldi. Suratı beş karıştı.

"Hayatımın anlamı olan mükemmel kardeşim Olivia, iyi misin aşkım?" dedim.

"Hayır abi. İyi değilim." dedi sinirle.

"Neden?" dedim ciddileşerek.

"Fok balığı sabahtan beri beni arıyıp duruyor." fok balığı Olivia'nın eski sevgilisiydi. Şerefsizin teki.

"Kahvaltıda yürek yemiş herhalde." dedi Jungkook. Ona baktım.

"Sen onu tanıyor musun ki?" dedim. Bana baktı. Hemen önüme dönderdim başımı.

"Evet. Anlatmıştı bir ara." dedi.

"Al bak yine arıyor." dedi Olivia. Gözlerimi devirdim. "Ben şuna haddini bildirmeye gidiyorum."
Dedi Olivia ve telefonu açıpn o adi şerefsiz ile konuşmaya başladı. Çok geçmeden Olivia arkamdan sarıldı ve saçlarımı öptü.

"Abilerin en yakışıklısı." dedi.

"Ne istiyorsun söyle bakıyım."

"Şey ben gidiyorum... Bizimkilere biraz takılıcaz."

"Pekiii ama fok balığına bensiz bir şey yapma."

"Yani emin olamıyorum." dedi ve yanağıma kocaman bir öpücük bıraktı. Koşarak gitti. Kahvaltımı yaptım.
Umarım bir belaya bulaşmaz..
Olivia tamamen siyah giyinmiş bir şekilde geldi. Siyah tonlarında makyaj yapmıştı. Tamam kesin bir boklar yiyecek.