5.Bölüm

23 4 28
                                    

Evvet ben geldim. Bu bölüm baya taekook Vibe olacak. Bir parça minnak. Neysee size iyi okumalar ꨄꨄꨄ

Oğfff malım resmen! Bana bakan bu adam öylesine yakışıklı ki beni büyülüyor resmen...

"Şey... " dedim ama devamı gelmedi.

"Ney..?" dedi büyüleyici ses tonu ile.

"Bir an boş bulundum da pardon." dedim.

"Aslında öyle bir kişiliği yoktur." dedi Olivia.

"Sen nerden biliyorsun? " dedim.

"Şimdi Jungkook moda tasarımcısı ya hani? Eııı bir ara onun modeli bir sebepten dolayı gelememişti o da bana teklif etti modelim ol diye. Bende kabul ettim falan filan." dedi.

"Anladım. Şu Jimin." dedim yanında oturan Jimin'i işaret ederek. "Yanındaki Namjoon. Onun yanındaki J-Hope. Masanın başında olan kişi Jin. Jungkook'un yanındaki Yoongi." dedim. Sırıtıyordu.

"Neye sırıtıyorsun Olivia? " dedi Jungkook.

"Ha.. Şey.. Ne dedin? " dedi Olivia.

"Yok bir şey yok." dedi Jungkook.

Bir süre sonra..

Şuanda D C oynuyorduk. Neden böyle bir şey yapıyoruz sorgulamayalım. Bir daire kurmuştuk. Soruyu cevaplamayan ceza alıyordu.

"Eveeet ilk kurbanlar seçiliyor." dedi J-Hope ve şişeyi çevirdi. Olivia ve Jimin.

"Doğruluk mu cesaretlik mi Olivia?" dedi Jimin.

"Doğruluk Jimin."

"Aramızdan biriyle sevgili olsaydın bu kişi kim olurdu?" dedi Jimin. Olivia şaşkınca bakıyordu.

"Aranızdan birini seçmek zorundamıyım?" dedi Olivia.

"Evet eğer seçmensen ceza veririz." dedi Namjoon.

"Ceza nedir? "

"Bahçeye çık, şarkı söyleyerek dolaş. Ama yüksek sesle söyle." dedi Jimin. Olivia pek korkak bir kız değildi.

"Sen buna ceza mı diyorsun?" dedi ve ayağa kalkıp bahçeye çıktı. Bizde onu izlemek için çıktık. Yürümeye başladı.

"Şarkı söylemeyi unutmaa." dedim arkasından. Bana bakıp göz devirdi. Boğazını temizledi ve 'feel nothıng' şarkısını söylemeye başladı. Sesi mükemmel ama yaaa.
Nakarata geldiğinde ses tonlamasını harika yapmıştı. Şarkıyı bitirip buraya geldi.

"Nasıldıı? " dedi çocuk gibi.

"Her zamanki gibi mükemmeldin." dedim ve yanağına öpücük bıraktım. Kıkırdayarak içeri geçti. Bizde arkasından gittik. Jungkook şişeyi çevirdi. Yoongi ve Jimin. Yoongi soruyordu.

"Doğruluk mu cesaretlik mi? " dedi Yoongi.

"Cesaretlik." dedi Jimin. Yoongi pis pis sırıttı.

"Oliviayı dansa kaldır canımm." dedi Yoongi ve saçını düzeltti. Jimin ve Olivia şaşakınca birbirlerine bakıyordu.

"Hayır ya niye ben? Abimi dansa kaldırsın?" dedi ve beni işaret etti.

"Ne alaka ya? Gitsin Jungkook'u dansa kaldırsın." dedim ve boş bulunup söylediğim şeye şaşırdım.

"Il n'y a qu'une seule personne avec qui je peux danser et c'est toi (Dans edebileceğim tek kişi var o da sensin)" dedi Jungkook Fransızca. Siktir... Fransızca bildiğimi bilmiyor muu? Başımı öne eğdim ve ister istemez gülümsedim. Beni hâlâ izlediğini hissediyorumdum.Olivia ve Jimin dans ediyorlardı. Bense hâlâ Jungkook'un dediği şeyi düşünüyordum. Yerlerine geçtiler ve şişeyi çevirdiler. Jin ve ben.

"Doğruluk." dedim sormasını beklemeden.

"Pekii o zaman ailenden ya da kız kardeşinden sakladığın şeyler var mı? " dedi. Gözüm sol bileğime bağladığım bandanaya kaydı.

"Var.. Hemde binlerce." Olivia'nın bana şaşkınca baktığını fark ettim. Şişeyi çevirdim. J-Hope ve Jungkook.

"Doğruluk mu cesaretlik mi? " dedi J-Hope.

"Cesaretlik." dedi Jungkook.

"Bodruma in." dedi J-Hope sinsice. Jungkook ayağa kalktı ve evden çıktı. Gerçekten gidecekti. Ya bir şey olursa? Bu adam bana çok güzel hissettiriyor... Geri döndü.

"Bu lanet olası kapı açılmadı. Kilitli herhalde." dedi. Tanrım çok tatlı..

"Anahtarın yerini bilen var mı?" dedi Namjoon. Ben dahil herkes olumsuz anlamda başını salladı.

"Tamam o zaman twerk at canım." dedi J-Hope.

"J-Hope ne saçmalıyorsun? Ceza ne!?"

"Galerini göster." dedi J-Hope. Jungkook yerine geçip telefonunu açtı ve galerisine girdi. Fazlasıyla tatlı fotoğrafları vardı. Genellikle arkadaşlarının ifşası vardı.

Üç saat sonra..

Mutfaktayım tabikidee. Ben, Jungkook ve J-Hope vardı. Jungkook ve J-Hope'nin işleri vardı. Bense romanımı yazmaya çalışıyordum. Aklıma hiç bir şey gelmiyor. Laptop'u alıp kitaplarımın olduğu odaya girdim. Çizim yaptığım eskiz defterini  ve çizim malzemelerini alıp geri mutfağa gittim. Yerime geçip boş bir sayfa açtım.
Hep karamsar şeyler çizmiştim. Ama bu sefer yağmurda dans eden bir çift çizecektim. O çift Jungkook ve ben olacaktık. İster istemez gülümsedim. Ulan Jungkook sen bana ne yaptın? Kendimi çok garip ve güzel hissediyorum.
Çizmeye başladım. İzlendiğimi hissettiğimde etrafıma baktım. Jungkook bana bakıyordu. Aramızda bir bakışma başladı.
Bakma işte bana öyle! Yutkundum ve dudaklarımı dişleyerek işime devam ettim.

Eşyalarımı toplayıp ayağa kalktım. Jungkook ile aynı anda ayağa kalkmıştık. Beraber yürümeye başladık. Lâkin onun dosyası düştü ve içindeki tasarımları dağıldı. Yardım etmek için eğildim fakat aynı anda eğildiğimiz için kafalarımız çarptı.
'Ahh' diye inledim ve olduğum yere oturdum.
Jungkook telaşla dibime kadar girip üzerime eğildi. Çenemden tutup suratımı kendisine çevirip yaklaştırdı. Kafasının çarptığı yere düşen saçlarımı kenara çekip dikkatle inceledi.
Tanrım bu an hiç bitmesin...
Mükemmel ötesi kokusu burnuma doldu.. Sadece onun gözlerine odaklanmıştım. Göz göze geldik. Hemen geri çekildi.

"İyi misin..? " dedi gözlerime bakmazken.

"Evet ben iyiyim lâkin senin alnının köşesi kızarmış. Şişebilir buz koyalım..." dedim çekinerek.

"Sen benim alnımı mı inceliyorsun?" dedi gözlerime odaklanarak.

"Yoo yoo ne alaka canım? Tch tch. Karşımdasın ya hani suratını görmem gayet normal bir şey ya?"

"Seninki de kızarmış."

"Benimki derkeen? " dedim ayı gibi sırıtıyorken.

"Yani alnın. Fesat anlama hemen."
Dedi ve kağıtları topladı. Gülerek ona yardım ettim. Kağıtları dosyasına yerleştirdi. Ayağa kalktı ve bana elini uzattı. Pek istemesemde elinden destek alarak kalktım.

"Buz koyalım şişebilir." dedim.

"Peki." dedi ve istemeyerek benimle mutfağa geldi. Eşyaları mutfak masasına koydum ve buzluktan iki buz aldım. Birini Jungkook'un alnındaki kızaran yere koydum. O da benim elimdeki buzu alıp alnıma koydu.
Bir süre öylece kaldık.
Mükemmel bir an
Mükemmel bir gün
Mükemmel dakikalar
Mükemmel saniyeler
Dudakları çok güzel
Dudakları çok güzel. Ahh.. Lanet olsun!

"Yeter mi bu kadar?" dedi fakat sanki onu duymuyor gibi cevap veremedim. "Hey Taehyung? Sana diyorum! Taehuuuuyngg." dedi

"Ha şey efendim? " dedim.

"Yeter mi artık? " buzu geri çektim ve yerine koyup hemen odama gittim. Mükemmel hissediyorum..

Sonu nasıl? İdare eder ya. Bu saatte kim okuyacak acaba jsjsj neyse umarım okurken zevk almışsınızdır. Size iyi rüyalar bendeniz kaçar ᦗᦗᦗ

TAEKOOK// Bodrum CinayetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin