⁸'

82 10 0
                                    

Koridordan gelen seslerle sınıftan çıkıp o tarafa doğru ilerlemiştim. Lee Know ve Hyunjin'in sesini duyduğumda kaşlarımı kaldırıp o tarafa yönelmiştim. Arkamdaki duvara yaslanıp derin bir nefes alırken diyalogları dinliyordum.

"Böyle yapmayacağını söylemiştin."

"Evet söyledim, ama yaptım yine. Ne yapabiliriz bundan sonra?"

"Seninle çıkmıyoruz şunu kafana sok ve hayal dünyandan çık. Sadece etraf ile aramı açıyorsun." Lee Know yine surat ifadesini bozmadan sadece kaşlarını çatarak konuşuyordu. Ben olsam şimdiye yumruğu geçirmiştim.

"O zaman o gün neden beni öp-" Cümlesini bitiremeden yüzüne gelen tokatla sarsılmıştı Hyunjin. Ben ise o tarafa bakarken ağzımı kapatmıştım, okulda kimse yoktu erken geldiğimiz için. Ben sadece onların yanında erkenden okulda oluyordum.

"İsteyen sendin. Büyütülecek bir olay değil."

"Evet değil." Yediği tokattan sonra gözleri dolmuştu Hyunjin'in. Ben bir şey demeden kenarda duruyorken başkanla gözlerim birleşti. Fakat onun tek yaptığı arkasını dönüp gitmek oldu. Bana bakan Hyunjin kaşlarını çatmıştı. Üstüme doğru gelmeye başladığında yaslandığım duvardan doğrulup geriye adımlamıştım. Arkamı dönüp sınıfa doğru ilerleyerek tekrar sırama oturup arkama yaslandım. Nasıl yani öpüşmüşler miydi? Ne geçmişti aralarında. Çok kıskanıyorum.

Deli gibi her şeyi merak ediyorum.

-

Eve vardığımda yorgunlukla kendimi yatağa atmış ve evin sessizliğini dinlemeye başlamıştım.

"Çok sessiz." Aniden yerimden kalkarak etrafıma bakınmış ve ayaklarımk yere sürterek banyoya ilerlemiştim.

Banyoya girdiğimde evin kapısının açılma sesini duymuştum. Küveti doldurup içine oturmuş ve dizlerimi kendime çekmiştim. Her zaman olduğu gibi gözlerimi kapamıştım, düşüncelerimle yalnızdım. Daha çok Minho'yu düşünüyordum..

"Lanet olsun."

"Neye lanet olsun?"

"Lan! Ne işin var burda." Minho'ya bakarken nefesim kesilmişti, geldiğini bile fark etmemiştim. Vücuduna gözlerim kaydığında nefesimi tutmuş ve benimle burun buruna olan Minho'nun yüzüne tekrar gözlerimi dikmiştim.

"Duş alacaktım ama sen çıkmayınca ben gireyim dedim."

"Neyse ben çıkarım." Dediğimle ayağa kalkmış ve küvetten çıkarak bir kaç adım atmıştım. Bileğimdeki elini hissettiğim anda ne olduğunu anlamadan duvarla arasına almıştı beni. "Ne yapıyorsun?"

"Yine seni öpmemi istiyor gibi bakıyorsun aslında veya daha fazlası?"

"Ne sikim saçmal-" Dudaklarıma dudaklarını kapattığı anda susmuştum. İki bileğimide yukarı kaldırarak beni tamamen duvara yaslamış ve ellerimi etkisiz hale getirmişti. Dudaklarımı onunkiler ile hareket ettiriyordum, lanet olsun çok ateşli.

Dudaklarımdan ayrılması ile ellerimi hızlıca çekerek kolundan tutup hızlıca yerlerimizi değiştirmiş ve bu sefer ben Minho'yu duvarla arama almıştım. "Altta olacak birine mi benziyorum?"

"Ne?" Yüzündeki şok ifade ile dudaklarına tekrar yapışmış ve dudaklarından boynuna kadar öpücüklerimi ilerletmiştim. Boynuna dilimle küçük vuruşlar yaparak yalamış ve ince eti dudağımın arasına alarak emmeye başlamıştım. Memnun mırıltılarını duyduğumda dişleyerek aldığım küçük inleme ile dudak kenarından gülümsemiştim. Ellerim belini okşuyorken omzumdaki sıkılaşan elleriyle doğrulmuş ve dudağına kapamıştım dudağımı. Dilimle küçük bir hamle yaparak aralanan dudağının arasından içeri girdiğim anda bir inleme daha kazanmıştım. Vücudum yanıyordu adeta.

kiss | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin