B9

1.6K 91 14
                                    

Sesizliği Rıdvan Bey böldü;

Rıdvan: Burak oğlum, Cemil abinin bilgisi var istediğini çekinmeden sor! Bak ne kadar saçma olursa olsun! karar verdiğin de sipariş veririz.

-Teşekkür ederim tontonum.

Cümlesini bitirir bitirmez kırdığı potu fark etti ama çok geçti. Dedesi ve Deniz gülümsemelerini saklayamamışlardı.

Burak dudaklarını ısırıp dişlemeye başlamıştı.

Deniz'in gözleri anında oğlanın dudaklarına kaydı, iki pembe et parçası nasıl bu kadar lezzetli görüne bilirdi?

Öpülesi ve lezizz diye içinden geçirirken, nerede olduğunu hatırlayıp düşüncelerinden uzaklaştı. Yoksa oğlanı bu masaya yapıştırıp becermesi içten bile değildi.

Burak izin isteyip kaçarcasına odadan çıktı. İşlerini halledip bir an önce rüzgarına kavuşmalıydı.

Toplantı bitmiş, Rıdvan ve Deniz karşılıklı kahvelerini yudumlarken odaya Burak girdi.

-Üzgünüm ben bittiğini düşünmüştüm. Rahatsız etmek istemezdim diyerek kapıya döndü.

Deniz konuşmak için ağzını aralamışken susmak zorunda kaldı...

Rıdvan: Kızıyorum ama Burak!

Evet Rıdvan Bey bu tondan giriş yaptıysa kızmaya başlamış demektir.

Rıdvan: Benim için senden daha önemli kıymetli hiç bir şey yok olamaz da bunu hala öğrenemedin mi yakışıklı?

Bunları söylerken bir yandan da eliyle koltuğun yanına pat pat yaparak oturması için işaret verdi.

Deniz fırsatı değerlendirmek istedi.

-Sizin içinde uygunsa öğlen yemeğini birlikte yiyelim. Sizin gibi bir ismi daha yakından tanımak isterim ,ne dersiniz?

Rıdvan Bey cevap vermek için torununa baktığında Burak olumsuz baktığını hemen belli etti.

Sabırsız Burak dedesi kabul eder endişesi ile hemen söze girdi.

-Rüzgarım beni bekliyor ama... lütfen onunla daha çok vakit geçirmek istiyorum okuldan fırsatım olmuyor.

Tüm bu sözleri en şiirin ifadesini kullanarak söylediğindeki etkiyi tahmin edebilirsiniz.

Deniz içindeki kıskançlığı zapt etmek için çok çalışıyordu. Rüzgar dedi, sevgilisi mi ? Of Allahım çıldırıcam...

Burak Denize doğru döndüğünde gözlerindeki kararmaya şahit oldu. Kıskandı mı? İçi içine sığmıyordu...

-Şey Deniz Bey eğer sizin içinde uygunsa bizimle çiftliğe gelip  Rüzgarımla tanışmak istermisiniz? Birlikte yemekte yeriz dimi dede...

Rıdvan: Elbette çok memnun oluruz.

-Sizin için uygunsa benim içinde uygun .

Görelim bakalım şu Rüzgar efendiyi. ..

Hep birlikte toparlanıp yola çıktılar. Rıdvan Bey yolda yemek için hazırlık yapılması talimatını verdi çiftliktekilere...

Burak çok heyecanlıydı, ilk defa ailesi dışında birine böyle tarif edilemez bir sevgi...

bir dakika kıpkırmızı oldu yüzü , bu adamı hiç tanımıyordu ama mavilerinde boğuşmak istiyordu ilk kez bu duyguları hissetmek onu korkutuyordu bu sevgiydi emindi, ya duyguları tek taraflı ise...

Çiftliğe peş peşe araç filosu girdi. Rıdvan Beyin Denizin ve Burak'ın koruma araçları resmen bir düğün konvoyu gibiydi...

Burak Denizle evlendiğini hayale etti yüzü olabilirmiş gibi daha da kızardı.

Deniz'in elleri yanağına dokunduğunda elektrikler çarpmış gibi hissetti. İrkildi ve mavi gözlere kitlendi.

-İyi misin? Yüzün kıpkırmızı, ateşin mi var?

Sesi farkında olman telaşlı çıkmış küçüğün üstünde olası hasar tespit çalışmasını yapıyordu.

-İyiyim...

sesi içine mi kaçmıştı onun ...

Çok tatlısın ufaklık ...

-Efendim...

Yok bir şey iyiysen sıkıntı yok yani.

Burak iyi olduğunu belirtip onu Rüzgarının yanına götürmek için dedesinden izin aldı.

Burak ve Deniz yan yana ahır ların oraya yürürken, Deniz sadece çocukla ilgileniyordu Rüzgar aklından çıkmıştı...

Ahırın önüne geldiklerinde seis Ömer amca ile kısa bir hoşgeldin muhabbetinin ardından....

-Aşkım, güzelim özledin mi sende beni?

- Ben çok özledim. Sana gelebilmek için ne numaralar çevirdim bir bilsen. Hehehe

Deniz şok içinde bu manzarayı izliyordu Rüzgar bu at mıydı? Kendine güldü.

-Rüzgar sen miydin ? Ben şimdi seni mi deli gibi kıskandım hah ..

Bunu dışından söylediğini kara gözlü sevdiği ona doğru döndüğünde fark etti.

Kahretsin... dışımdan mı oldu o?

Burak kalbi deli gibi çarparak utancından başı önünde sedece başını sallaya bildi ..

Deniz ya şimdi yada hiç diye düşündü... yavaşça uzaklığa bir adım attı elinin titremesine engel olmaya çalışarak parmaklarını çenesine hafif dokundurup, kendisine bakmasını sağladı....

Kara gözlere diktiği mavi gözleri ile korkmadan baktı sevdiğine.

Korkmadan bakabilir miyim şimdiden aşık olduğum gözlerine?

Burak heyecandan sadece okyanus mavilerine bakıyordu, hayran hayran doğrumu duymuştu?

Yoksa kalbi beynini ele geçirip ona oyun mu oynuyordu?

Dilini kurumuş dudakları üstünde yavaş bir şekilde yaladı ve yutkundu.

Deniz'in gözleri anında küçüğünün dudaklarına indi, bu başlı başına bir seyir keyfi iken ufaklığın Adem elmasının hareketine hipnoz olmuş bir şekilde kitlendi.

-Yapma miniğim seni öpmemek için zor duruyorum ! yapma !yanarız.... ben çoktan yandım....

Burak !!!

İsminin seslenmesi ile gerçek dünyaya dönmek zorunda kaldılar...

-E -fenn-dim....

Bölüm Sonu Canavarı......

KıymetliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin