4

785 82 56
                                    

1

Çıplak ayakları ile kasvetli sarayın içerisinde dolanan Taehyung, sinirle haykırdı. Kulağına gelen ağlamalar, iç çekişler, inlemeler deliye dönmesine neden oluyordu. Acı çekiyordu ve bu istediği şeydi ama alfası kafayı yemiş gibi davranıyordu. Göğsünden gelen bir acıyla iki büklüm olup dizleri üzerine düştü.

"NE İSTİYORSUN!"

Kaburgalarını kıran bir acıyla hırlayıp alnını yere dayadı.

"Saçmalama alfa! O omegaya acıyor musun?"

Kafasını acıyla geri attı.

"Onunla mühürlendin mi?"

Taehyung, bir süre sonra derin nefesler alarak dışarı çıktı. Sarayın çevresindeki boşlukta gözlerini gezdirdikten sonra sinirle dişlerini sıktı. Alfaya karşı gelmesi onun için dünyanın en zor şeyiydi. Özellikle beklemediği bir şekilde eşini bulan alfayla başa çıkması iki kat zordu. Önündeki her zaman nefret ettiği merdivenleri indi. Boş bahçede yeniden bakındı ama lanet olası yerde bir tane insan yoktu. Bu yalnızlıktan nefret ettiğini bir kez daha kendisine tekrarladı. İleride ki büyük kapılara ilerleyene kadar üzerindeki kıyafetleri çıkarıp sağa sola fırlattı. Alfanın daha fazla durmaya niyeti yoktu. Kırmızı ağır kapıyı açtıktan sonra birkaç adım geri çekildi ardından koşarak zıpladı ve dönüştü.

Açılan algılarıyla koşmaya başladı. Kendi alanından çıktığı an çevresinin dolmasıyla birçok kişiyi aynı anda hissetmeye başladı. Onun iri kurdunu gören herkes hızla yere kapanıyordu. Taehyung'un böyle şeylere ihtiyacı yoktu. Sarayın duvarları arasından hızla ayrıldığında kalabalık çarşıya girmişti. Bir anda Prenslerini ve vahşi kurdunu önünde gören halk için bu oldukça şaşkınlık vericiydi. Taehyung, varmak istediği yere vardı. Bahçeye girdiğinde oturan herkes ayaklanmıştı, korkuyla titreyen irisleri izledi Taehyung. Ardından dönüştü ve tüm çıplaklığı ile dikilirken kendisinden kaçan gözleri umursamadı. Kurtlar çıplaklıktan utanmamalıydı.

"Omega, kızıştı"

"SENİ LANET OLASI-"

Jungkook'un kolundan tutup çekmişti birisi. Jungkook onun ailesindendi yoksa ona böyle davranacak kimse yoktu bu koca sürüde. Ayrıca şu an onu öldürecek gibi bakması umurunda değildi. Hiçbir zaman onu umursamamıştı zaten.

"Şifacı"

"ONA NE YAPTIN?"

Taehyung, gerilen çenesi, şişen damarlarıyla Jungkook'a döndü.

"Ben senin gibi omegamı ulu orta eşlemiyorum Jungkook, eğer bir şey yapmak isteseydim buraya gelmezdim"

Arkasını dönmüştü ki durdu ve geri döndü, bu kez sözleri buz gibi keskindi.

"Ve eğer bir daha omegamın üzerinde kokunu duyarsam kafanı koparırım"

Yeniden dönüşen Taehyung, şifacıyı sırtına aldığı gibi saraya geri dönmek için koşmaya başlamıştı. İnsanların ve at arabalarının arasından yaptığı kıvrak hareketlerle sıyrılırken koştuğu yolda onu gören herkes bir bir dizlerinin üzerine inerek kafasını eğiyordu. Bu durum saraya varana kadar resmen bir senfoni gibi devam etmişti. Taehyung, merdivenlere geldiğinde durmuş üzerindeki adamı resmen fırlatmıştı. Alfa karışan adımlarını toparlayıp merdivenleri hızlı hızlı çıkmaya başlamıştı.

Bu sırada yatakta kıvranan Yoongi acıyla haykırdı, gittiğinden beri acı çekiyordu. Kendisine hiç dokunmasa bile titreyerek boşaldığında nefesini verdi ama bitmiyordu, sonlanmıyordu. Alevlenen vücudunu soğuk bir yere koymak için yataktan sürünerek yere indi, daha biraz önce boşalmasına rağmen hala sertti ve ağlıyordu. Taehyung'un verdiği emir yüzünden kendisini rahatlatamıyor yerde acı içinde sağa sola dönüyordu. Bacaklarını kendisine çekti ve kollarıyla sıkıca sardı.

Wolfish | TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin