Babasının intikamını almak için yola çıkan genç bir kadın, bu yolda herkesin adını ağzına almaktan çekindiği Zehir'in zaafı olursa ne olur?
Bir kadın, nefretle beslenen ve bir adam, kadını güç kaynağı haline getiren.
Ters köşelerin birbirini koval...
Bölüme geçmeden önce oy vermeyi unutmayın. Yorumlarınız benim için değerli, sizi seviyorum. 🤍
Bölümde +18 sahneler bulunuyor. (!)
Şarkılar; Ceza, Gazapizm - Baskın
Keyifli okumalar bebişlerim 🫀
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Duyduklarım zihnimde sivri bir bıçaktı düşüncelerimin her birine ayrı ayrı saplanan, düşüncelerim birer şeytandı beni sonsuz uçuruma iten. Aklım bu uçuruma sürüklenmeye razı geldi çünkü sebebi benim cesur kişiliğim ve her şeyden evvel bir Zehir'e yer açan korkusuz kalbimdi; ben bu uğurda her şeyigöze almıştım, ölmeyi de öldürmeyi de.
Benim ölmeyi bile göze aldığım bu yolda benim yoluma taş koymaya cesaret edebilecek birisi vardı şimdi. Abim aramızda bir hain olduğunu söylüyordu ve hiç şakası yok gibiydi. Oldukça ciddi ve bir o kadar da sert mizacıyla herkese şüpheyle bakıyordu; benden bile şüphelenecek gibiydi.
"Sen," dedi Pusat baskın bir sesle, sakin bakışları anında öfkeye büründü. "Ne saçmalıyorsun, Oscar?"
"Aramızda," diyerek tekrar etti abim, bakışları Pusat'a döndüğünde ciddiyetini koruyordu hala. "Bir hain var, Zehir."
Pusat yumruklarını sıktığında elini masaya vurarak sandalyeyi itekledi ve büyük bir öfkeyle yerinden kalktığında öfkesinin hedefinde abim vardı. "Benim yanımda olan adamlardan şüphe etme." dedi sert bir sesle. "Eğer aramızda bir hain varsa bu senin adamlarından biridir, Oscar."
Pusat'ın sert çıkışıyla beraber abim de oturduğu yerden kalkarak "Sen ben mi var lan!" diye bağırdı gür bir sesle. Sesi bulunduğumuz odanın camlarını bile titretiyordu neredeyse. "Aramızda hain var diyorum sana! Seni de, beni de, bu odada bulunan diğer herkesi de satacak, açıkça ortaya dökebilecek biri var!" Burnundan öfkeli bir nefes bıraktı, gözleri yeniden hepimizin üstünde gezindi. "O kişi işinde çok başarılı. Sayesinde Feridun senin tüm adamlarının kimliğine erişmiş, bununla da kalmamış; Alvina Smirnov'un tamamen sana çalışmaya başladığını, Maya'nın yurt dışına çıktığını ve benim sevgilimin de sana ajanlık yaptığını söylemiş!"
Pusat kaşlarını çattığı sırada kocaman açıldı gözlerim. "Ne?" Büyük bir şaşkınlıkla ayağa kalktığımda Buse'ye kısa bir bakış attım, tedirgin olmuştu, abime döndüğümde ise burnundan soluyordu hala. "Ne demek Buse'nin Pusat'a çalıştığını söylemiş? Bu ne demek oluyor, Feridun Buse'nin aslında bize çalıştığını..."
"Öğrenmiş," dedi abim bu kez bağırmadan ama hala öfke doluydu sesi. "Senin sevgilin hain dedi, sen onu terk edince Ulubey'le iş birliği yapmış dedi, abuk subuk konuştu beni çıldırttı! O şerefsiz her kimse benim üzerime oynuyor, Pusat'ın değil. Beni bitirmek için elinde büyük bir koz var ama o Buse'yi kullanarak beni çıldırtmayı seçti!"
