Çantam nerede?

4.1K 334 27
                                    




"Jungkook, Jungkook uyanman gerekiyor artık."

Omzum dürtülüyordu. Uzun süre sonra gerçekten huzurlu olduğunu düşündüğüm bir uykuydu ama bu da bu şekilde kesilmişti işte! Mızmızlanarak arkamı dönmeye çalışsam da kollarım tutulduğu için engellendim. Esen rüzgar da hafif hafif üşümeme sebep olduğu için ısrarımdan vazgeçerek gözlerimi ovuşturmaya başladım. Tekrar uyusam yarın kalkarmışım gibi bir mayışıklık vardı üstümde, çok erken şartlarda kalkmayı zaten sevmezdim, üstüne yorgunluk eklenince iyice tembel birine dönüşmüştüm.

Gözlerimi araladığımda hemen yanımda Taehyung beni izliyordu.  Çıktığımız zamana göre hava biraz daha aydınlık gözüküyordu, yanımda bakabileceğim bir saat yoktu ama öğlene yaklaşık veya öğlen saatlerinde olduğunu tahmin ediyordum. Etrafta kısaca göz gezdirdiğimde hala aynı yerde olduğumuzu tasdikleyerek ona döndüm.

"Uyuyakalmışım üzgünüm."

"Bana da iyi geldi sorun yok."

"Ne zamandır uyuyorum?"

Kolundaki saate bir bakış attı. 

"4 saat kadar geçmiş."

Hızla yattığım yerde doğruldum.

"Çok beklemişsin, uyandırsaydın keşke sıkılmış olmalısın."

"Dediğim gibi, sorun değil. Ama artık gitsek iyi olur işlerim var. Seni birileriyle tanıştırmak istiyorum, onlarla zaman geçirirsin işim bitince de ben gelir alırım seni."

"Seninle kalmaya devam mı edeceğim- ah bu arada resmiyetsiz konuşuyorum ama rahatsız oluyorsan söyle lütfen, benden genç durduğun için alışamıyorum daha büyük olduğuna."

"Çocuk gibi duruyorsun, senden genç durmam imkansız omega... Ama nasıl rahatsan öyle konuş, böyle şeyleri pek takan biri değilim. Ve ev konusunda burada kimseyi tanımıyorsun, kimse de seni tanımıyor. Yani en mantıklı yer yanımda kalman oluyor. Ama tabi rahatsızsan başka bir yer ayarlayabilirim."

"Hayır, hayır rahatsız değilim. Tek kalmayı sevmem. Ben sadece sana daha fazla yük olmak istemiyorum."

Dedim düşündüğüm cümleleri tüm dürüstlüğümle dökerek. Bana inanması zor bir şekilde kibar davranıyordu. Sınır ihlali çok ciddi bir şeydi, eğer beni şimdi bile öldürse kimseye açıklama yapmak zorunda değildi çünkü haklı olduğu bir durum ortadaydı. Ama aksine benim rahatıma dikkat ediyor, fikirlerimi önemsiyordu. Sadece ne zaman baksam gözleri dikkatle beni izliyordu, bu gerçekten gerici bir hadise olsa da önemsemeye çalışıyordum. Bir şey bulmak istermiş gibiydi, yüzümde kötü bir şey mi var acaba diye düşünmeme bile sebep oluyordu.

"Pekala, o zaman meydana inelim herkes uyanmıştır artık. Seni birkaç kişiyle tanıştırırım, ben gelene kadar onlarla takılırsın, ama eve gitmek istersen de söylemen yeterli."

"Hava almak iyi geldi..."

Dedim eve gitmeyi reddederek. Ev güvende hissettiriyordu ama bir yandan da biraz daha gezmek istiyordum. Aslında diğer insanlardan ne tepki alacağımı düşünmek korkutucuydu ama dudaklarımı ısırarak bu fikri irdelememeye karar verdim. Çıkardığım terlikleri tekrar giyip onunla birlikte yürümeye başladım, biraz büyük geldiği için her adımımda şap şup sesler çıkıyordu. Komik bulsam da gülmemeye çalıştım, yine de ufak kıkırtılara engel olamadım. Taehyung'a baktığımda, dikkatini yola vermişti ama yüzündeki tebessüm kesinlikle hayranlık uyandırıcıydı. 

Biraz arkasında kalmıştım, ister istemez bedenini süzdüğümde dudaklarım vay dercesine büzülmüştü. Alıcı gözle yorum yapmam gerekirse, bacaklarını saran gri eşofman kaslı uyluklarını hiç gizleyememişti. İçine tıkıştırdığı ince siyah tişört ince belini çıkartmıştı. Belinin aksine omuzları geniş ve sert duruyordu, tam bir V vücut vardı adamda. Gözüm aşağılara kayınca bu sefer kalçasına bakmıştım. Bir alfaya göre bu kadar şekilli olması mümkün mü gerçekten? Dolgun duruyordu, eşofman tam oturmuştu. Düşüncelerim arsızlaşmaya başlayınca hissettiğim utanç duygusuyla sıcak basmıştı, yanaklarımın kızardığına emindim ama yine de başımı hafif çevirip kendi kalçama bakmama engel olamadım. Gerçekten kıyaslamak istemiyorum! Ama... Ama biraz utanç verici tabii.

He is my Delta "Taekook"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin