1981
"Umrdumda değil!" dedi Remus sesini yükselterek. Dumbledore'a olan saygısından dolayı birkaç saniye duraksadı ve bu sefer ses tonuna dikkat ederek konuştu.
"Üzgünüm ama Harry'i öyle bir eve yollayamam. Bunu yapamazsınız."
Harry ve Remus'un birlikte yılları işte bu öfke dolu cümlelerle başladı. Büyücü dünyasının kutladığı gecede, kalan son gücüyle Dumbledore'a karşı çıkan Remus'un çırpınışlarıyla başlamıştı her şey.
Remus öyle gözü dönmüş hissediyordu ki asla yapacağını düşünmediği şeylere bile itmişti bu durum onu. Dumbledore'a karşı gelmek mi? Bunu geçmişinde söyleseler o kişinin kafayı sıyırmış olduğunu düşünürdü ama şimdi, tek bir gecede her şeyini kaybetmişken Harry'i de bırakamazdı. Özellikle korkunç bir yerde büyümesine göz yumamazdı.
Lily ve James'e bunu borçluydu.
Bir saat sonra
Küçük Harry kucağındayken kapıyı açıp hızlıca içeriye girdi Remus.
İçeriye girmesiyle yüzüne vuran sıcak hava bedenini gevşettiğinde titrek bir nefes bıraktı. Evet, Dumbledore'u ikna etmişti. Bunda kesinlikle Lily'nin vasiyetindeki son maddenin payı vardı ve Hagrid mektubu vermeseydi aklının ucundan dahi geçmezdi böyle bir şeyin var olduğu.
Son yıllar hepsi için zor geçmişti. Özellikle aralarındaki ilişki bağlarını çok fazla yıpratmıştı ama buna rağmen Lily'nin yazdığı o maddeyi unutamıyordu.
Remus'a güvenmişti. Kurtadamların sürüsüne girmeye çalışıyor olmasına rağmen ona inanmış ve oğlunu emanet etmişti.
Kafasını iki yana sallayarak düşüncelerinden kurtulmaya çalıştı. Şimdi bunu düşünmenin sırası değildi.
Önce boş eve kısa bir bakış attı daha sonra, gözlerini kocaman açarak etrafa bakınan Harry'e döndü.
"Evine hoş geldin Harry."
1987
Harry gülerken az kalsa yataktan yuvarlanacaktı son anda onu yakalayan Remus, kendine doğru çekti küçük çocuğu.
"Gerçekten tüm bunları yaptınız mı?" Harry bir kez daha gürültülü bir kahkaha attı. "Nasıl Hogwarts'tan atılmadığınızı her zaman merak edeceğim."
Remus omuz silkerken güldü. Doğrusu kendisi de merak etmiyor değildi.
Harry, Remus'un elindeki albümü alıp karıştırmaya devam etti. Remus albümdeki onunla ilgili anıları kaldırdığından dolayı pişman olsada bu ânın mahvolmasını istemediğinden dolayı düşünmemeye çalıştı.
Harry sayfaları çevirmeyi bıraktığında Remus durduğu fotoğrafa baktı. James ve Lily'nin düğününden bir fotoğrafı.
O gün o kadar eğlenmişlerdi ki yıllar geçmiş olmasına rağmen hâlâ her şeyi çok net bir şekilde hissediyor ve hatırlıyordu.
"Birbirlerini gerçekten çok seviyorlardı değil mi?"
Remus yavaşça başını salladı. "Hayal edebileceğinden bile çok."
Harry gülümsedi. Remus'un anlattığı hikâyeler sayesinde ailesini tanıyabiliyordu ve buna gerçekten çok seviniyordu ama yine de tüm bunlara şahit olamamak kalbini kırıyordu.
Remus, Harry'nin düşüncelerinden uzaklaştırmak için birkaç sayfa sonraki fotoğrafı açtı.
James'in çığlık çığlığa ağladığı bir fotoğrafı. Harry afallamış bir şekilde Remus'a baktı. "Babam neden ağlıyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter [One Shots]
FanfictionHarry Potter evreniyle ilgili 'ya böyle olsaydı?' ya da 'acaba bu zaman diliminde böyle bir şeyler yaşanmış mıdır?' sorularını düşünerek yazdığım kısa hikayelerden oluşan bir seri olacak.